Değerli Okurlarım, ışıklar yanmıyor diye hüzne kapılmanın bir anlamı yoktur. İnadına ışıklarımızı yanık tutmalıyız, ruh halimiz, motivasyonumuz buna izin vermeli. Şurasını kabul etmek lazım ki UEFA Kupasından sonra, Avrupa’da doğru dürüst ses getirdiğimiz söylenemez, hep yeni sezona, yeni sezona diyerek kendimizi aldatır gibiyiz. Ancak, geriye baktığımızda da mutlu ve de başarılı günlerimizin az olmadığını da hemen görebiliyoruz. Maziye bakarak teselli bulmanın da “uzun süreli bir tedavi” olur düşüncesinde değilim.
Sporda bu kadar gergin olmamızın (aslında her konuda gerginiz ya) kendine özgü nedenleri var şüphesiz. Öncelikle bunlara yakından bakmalıyız. Başarısızlığa kimler çanak tutuyor? Futbolumuzun kimyası neden giderek bozuluyor? Önce konuya şöyle giriş yapalım… Hani geçenlerde, ayrıntıya girmeden söylemek istiyorum. TT Arena Stadı açılışında birilerinin, birilerini ıslıklama olayı vardı ya. Şimdi bunların ayrıntısına girecek değilim, sadece teğet geçmeyi düşünüyorum. Benim bu teğet geçmem, ekonomik kriz teğetiyle bir ilgisi yoktur.
TT Arena Stadı’nın açılışında Başbakan’a yapılan protesto’nun, uzun süredir yaşanan sıkıntıların bir patlaması gibi kabul edilebilir ama bu gibi hallerde sağduyunun hakim olması gerekirdi. Ancak, Anadolu takımları artık sadece üç büyüklerin değil, taraftarlarının da kimyasını bozdu. Sansasyonel transferlerin bile başarıyı getirmediği, sözünü ettiğim büyük camiaları iyice gerdi. Sonuçta da taraftarlar haklı haksız önüne geleni protesto etmeye başladı.
Buraya kadar her şey estetik ve hayatımda böyle güzel bir açılışa tanık olmadım. Bu güzelliklerin devam etmesi beklenirken, TOKİ Başkanı’nın veciz (!) konuşması sırasında stat sahibinin merhum başkanını ufalaması, bardağı taşıran son damla olmuştur. O andan itibaren de estetik kaybolmuş ve sertlik gözle gözükür hale gelmiştir.
Siyasiler protesto edilmez ya da ıslıklanmaz diye bir şey yok. İyi ki burada da, yumurta ve çürük domates atmadılar. Her şey berbat olurdu ama bunun bir kanuni kavuşturması olamaz. Spor alanlarında ve toplumlarda sertlik, sadece fiziksel olarak düşünülmemeli. İşte yıllardan beri beklenen mutlu gün az kalsın birçok insanları zor durumda bırakacaktı. Yine de bırakmadığını söyleyemeyiz.
Efendim, yapılan protestonun önemli nedenleri bulunmaktadır diye söze başlamıştık. Yani Başbakan’ın rakip takım taraftarı olması, böyle bir açılışta tepkinin nedeni olamaz ve de maruz gösteremez. Kaldı ki TT Arena Stadı’nın açılışında çok ilginç sözler de sarf edildi. Stat sahibinin “Bir Allah Kuruşu Yoktur” denildi. Başkaları “Başbakan olmasaydı bir koltuk bile alamazlardı” diyerek kraldan fazla kralcılık yapanlar vardı.
Hal böyle olunca; Spor ahlakı ve siyasi ahlak sıfırlandığında, güzelliklerden ve estetikten söz edilebilir mi? Bizi yönetenler hep alkış, hep şak-şak istiyorlar. Yok öyle şey. Stada gelen taraftarlar şakşakçılık yapmamış. “Al Diyetini Verdiğin Şeyi” demiştir. Helal olsun. Bu tepki hiç de iyi alamet değildir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
