Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Kaç günden beri havalar kapalı, rüzgârlı ve tozlu. 22 Nisan gecesi yatarken dua ediyordum “lütfen sabah yağmurla uyanmayalım” diye. Çünkü 23 Nisan Bayram ve biz bayramımızı güzel bir havada doya, doya yaşayarak kutlamak istiyoruz, çeşitli etkinliklerle. Sevincimiz, coşkumuz sokaklara taşsın istiyoruz. Çocukluğumuzdan beri tek derdimiz yağmurdu. Yağmur yağacak diye çok tedirgin olurduk. Günler öncesinden yaptığımız hazırlıklar boşa gidecek diye titizlenirdik. Gerçi daha sonraki günlerde ya da okulun büyük konferans salonunda kutlanırdı ama yinede burulurdu içimiz. Aynı günde istediğimiz gibi kutlayamadık diye. Buna rağmen yinede hiçbir şey o gün duyduğumuz gururu ve sevinci etkileyemezdi. Kolay mı bize ithaf edilmiş bir bayramı kutluyorduk. Daha önce hangi millettin çocuklara ithaf edilmiş bir bayramı vardı ki.
Bu kadar ileriyi gören, çocuklara bu şekilde ne kadar önem verdiğini belirten bir liderleri vardı ki. Ancak gururlu olmak yetmez. Biz yalnızca gurur duyalım diye bu bayramlara neden olan savaşlar yaşanmadı. Bize, canla, kanla, yoksulluk, yoklukla ve düşmanlarla savaşarak kazanılmış bu değerlere sahip çıkalım, koruyalım, kollayalım diye emanet edildi. Bu bilinç içinde büyütüldük bu günlere geldik. Bize emanet edilen her şeyi canımız pahası korumak için ant verdik. Atalarımızın kanlarının son damlasına kadar savaşarak kazandığı bu egemenliği korumak ve kollamak özellikle bu günlere darmadağın olan komşu ülkelerin durumunu görünce milyon kez daha önemli oldu. Atalarımız bize özgür, bağımsız bir ülke bıraktı bizde çocuklarımıza bunu borçluyuz bu düşünce ve idrakle sahip olduğumuz değerlere daha sıkı sıkıya sarılma gereğinin bilinci içindeyiz.
Ve bu ruhla bu idrakle sevinç ve coşku içinde bir zamanlar bize çocukken verilmiş gençken, yine bize ve son nefesimize dek bize emanet edilen egemenlik ve çocuk bayramını şimdilerde çocuklarımıza emanet ederken bir yandan da emanetin bekçiliğini yapmaya devam ediyoruz. Onlara da genç olacak onlarında çocukları olacak onlarda çocuklarına emanet edecekler ve emanete bekçiliği sürdürecekler. Çocuklarına böyle bir emanet bırakan millet hiçbir zaman yok olmaz.
Ve 23 Nisan egemenlik ve çocuk bayramında. Yağmur yağmasın, sevincimiz coşkumuz sokaklara taşsın istiyoruz. İstiyoruz ki birbirimize daha çok kenetlenelim. Birbirimizi daha çok sevelim daha çok şey paylaşalım. Ayaklarında, her tarafı delik deşik ayakkabı demeye bin şahit isteyen çarıklar giymiş çöp bacaklı çocuklar olmasın bu bayramda ve her zamanda. Bütün çocuklar eşit olsun. Sen, ben, o, olmasın. Elimizdekini avucumuzdakini paylaşalım. Paylaşalım ki bayram, bayram olduğu için kutlansın. Nasıl ki en zor koşullarda birleşip kenetlenerek Kurtuluş Savaşı kazanılmış ve zafere ulaşılmış, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ilk halkasını oluşturmuşsak. 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM’si. Ve şimdi bayram olarak kutladığımız günde de amacımız yine ve her zaman birlik, beraberlik olmalı…
Bize bu bayramı armağan eden büyük Türk Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını ve şehitleri saygıyla huşuyla ve rahmetle anıyoruz. Ve rahat uyuyun diyoruz biz emanetin bekçileriyiz son nefesimize dek ve daha sonrada…
Ve sevgili okuyucularım “23 Nisan”da çocuklar gibi şen ve kaygısız olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadık diyemiyorum. Çünkü ruhumuz incinmiş, vicdanımız perişan. Ve hala bir yerlerde ayakları çıplak, ayakkabıları delik giysileri yırtık çocuklar var… Ve bu gidişle olmaya devam edecek gibi… Aslında bugün sırf bu yüzden yer yarılsın içine gireyim istiyorum!!! Ve bütün çocuklarımızın ve çocuk kalanların ve dünya çocukların bayramını bir kez daha kutluyorum. Sağlık sevgi birlik ve beraberlik içinde kalalım. Ayrımsız gayrımsız. (Hayaller gerçekleşsin diye kurulur.) Yase
& & & & &
Atatürk’ün kitap okuma sevgisi ile ilgili kısa bir anı paylaşmak istiyorum netten bulduğum…
Atatürk, kitap okumayı, araştırma yapmayı, fikir ve düşüncelerini insanlarla paylaşmayı seven bir liderdi. O’nun, henüz okul çağlarında başlayan kitap okuma alışkanlığı, savaş zamanında bile devam etmiş, cumhuriyet yıllarında ise daha da artmıştır.
Cumhuriyet döneminde büyük bir kütüphaneye sahip olan Atatürk, okumuş olduğu yerli ve yabancı birçok eser sayesinde geniş bir kültüre de sahipti.
Büyük Önder Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada anlatıyor:
“Bir gün Atatürk, tarihle ilgili bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken devlet başkanının kendini kitaba vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum:
– Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma… 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?
Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu içten yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
-Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım…”
& & & & &
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için yazılmış şiirlerden bir demet.
Günün Şiirleri
Dünyanın Çocukları
Dünyanın çocukları,
Ülkemize koşuyor,
Gülen yüzleriyle
Neşe, ışık saçıyor.
Dünyanın çocukları,
Alanlarda coşuyor,
Gülen gözleriyle
Neşe, huzur saçıyor.
Dünyanın çocukları,
Meydanlarda oynuyor,
Güzel oyunlarıyla
Neşe, mutluluk saçıyor.
Dünyanın çocukları,
El ele koşturuyor,
Okunan şiirlerle
Neşe, bilgi saçıyor.
Dünyanın çocukları,
Hepsi kardeş oluyor,
Bu yirmi üç Nisan’da
Büyük coşku yaşıyor.
Birkan Soylu
Ey Mavi Göklerin Beyaz Ve Kızıl Süsü
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Biz Dünya Çocuklarıyız
Bizler çiçekleriyiz
Umudun ve sevincin
Habercisiyiz biz
Gelen mutlu günlerin
Biz hepimiz kardeşiz
Her dünya çocukları
Kuracağız birlikte
Yaşanası dünyayı
Her ülkeden, her ırktan
Biz dünya çocukları
Verelim hep el ele
Dünyanın her yerinde
Haydi çocuklar gelin bizimle
Yürüyelim biz yarına
Haydi çocuklar gelin bizimle
Mutluluğa ve barışa
23 Nisan 1920
Kara bir bulut çökmüştü,ülkemize
Kara kapkara bir bulut;
Yıldırımlar koptu,şimşekler çaktı,
Vatanımız parça parça yaptı.
Olamazdı,böyle şey
Bu kara bulutlar dağılmalıydı.
Evet dağılmalıydı,bu bulutlar;
Bu vatan kurtulmalıydı.
Ülkemize bir güneş doğdu uzaklardan
Taa,uzaklardan,Selanik’ten,
Sap sarıydı,saşları güneş gibi;
Mas mavi gözleri vardı,Gökyüzü gibi
Kara bulutlar korktu,güneşten;
Dağıldı,dağıldı paramparça oldu.
Gözleriyle bir baktı,gök mas mavi oldu,
Vatan kurtuldu, meclis kuruldu.
Tarih 23 nisan1920,vatan hür oldu….
Atatürk’ten, bütün çocuklara;
Bu mutlu gün armağan oldu.
Hakketti bu vatan,Helal oldu!…
Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
Günün Sözleri
Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.
Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.
Egemenlik verilmez, alınır. Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
M. K. ATATÜRK