23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramının Ardından

0
75

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Kaç günden beri havalar kapalı, rüzgârlı ve tozlu. 22 Nisan gecesi yatarken  dua ediyordum “lütfen  sabah yağmurla uyanmayalım” diye. Çünkü 23 Nisan Bayram  ve biz bayramımızı güzel bir havada doya, doya yaşayarak kutlamak istiyoruz, çeşitli etkinliklerle. Sevincimiz, coşkumuz sokaklara taşsın istiyoruz. Çocukluğumuzdan beri  tek derdimiz   yağmurdu. Yağmur yağacak  diye çok tedirgin olurduk. Günler  öncesinden yaptığımız hazırlıklar boşa gidecek diye titizlenirdik.  Gerçi daha sonraki günlerde ya da okulun büyük konferans salonunda  kutlanırdı ama yinede burulurdu içimiz. Aynı günde istediğimiz gibi kutlayamadık diye. Buna rağmen yinede hiçbir şey  o gün duyduğumuz  gururu ve  sevinci etkileyemezdi. Kolay mı  bize ithaf edilmiş bir bayramı kutluyorduk. Daha önce  hangi millettin çocuklara  ithaf edilmiş bir bayramı vardı ki.

Bu kadar ileriyi gören, çocuklara bu şekilde ne kadar önem verdiğini belirten bir liderleri vardı ki. Ancak gururlu olmak yetmez.  Biz yalnızca gurur duyalım diye bu bayramlara neden olan savaşlar yaşanmadı. Bize, canla, kanla, yoksulluk, yoklukla ve düşmanlarla  savaşarak kazanılmış bu değerlere sahip çıkalım, koruyalım, kollayalım diye emanet edildi. Bu bilinç içinde büyütüldük bu günlere geldik. Bize emanet edilen her şeyi  canımız  pahası  korumak için ant verdik. Atalarımızın kanlarının son damlasına kadar savaşarak kazandığı  bu egemenliği korumak ve kollamak özellikle bu günlere darmadağın olan komşu ülkelerin durumunu  görünce   milyon kez  daha  önemli oldu. Atalarımız bize özgür, bağımsız  bir ülke bıraktı bizde  çocuklarımıza  bunu borçluyuz  bu düşünce ve idrakle   sahip olduğumuz değerlere daha sıkı sıkıya  sarılma   gereğinin bilinci içindeyiz.

Ve bu ruhla bu  idrakle  sevinç ve  coşku içinde  bir zamanlar bize  çocukken verilmiş gençken, yine bize ve son nefesimize dek bize emanet edilen  egemenlik ve çocuk  bayramını  şimdilerde  çocuklarımıza emanet ederken  bir yandan da emanetin bekçiliğini yapmaya devam ediyoruz. Onlara da genç olacak onlarında çocukları olacak  onlarda  çocuklarına emanet edecekler ve emanete bekçiliği sürdürecekler. Çocuklarına böyle bir  emanet bırakan millet hiçbir zaman yok olmaz.

Ve 23 Nisan egemenlik ve çocuk  bayramında. Yağmur yağmasın, sevincimiz coşkumuz sokaklara taşsın istiyoruz. İstiyoruz ki birbirimize daha çok kenetlenelim. Birbirimizi daha çok sevelim daha çok şey paylaşalım. Ayaklarında, her tarafı delik deşik ayakkabı demeye bin şahit isteyen çarıklar giymiş çöp bacaklı çocuklar olmasın bu bayramda ve her zamanda. Bütün çocuklar eşit olsun. Sen, ben, o, olmasın. Elimizdekini avucumuzdakini paylaşalım. Paylaşalım ki   bayram, bayram olduğu için kutlansın. Nasıl ki en zor koşullarda  birleşip  kenetlenerek Kurtuluş Savaşı kazanılmış ve zafere ulaşılmış, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının  ilk halkasını oluşturmuşsak.  23 Nisan 1920’de kurulan TBMM’si. Ve şimdi bayram olarak kutladığımız günde de amacımız  yine ve her zaman birlik, beraberlik olmalı…

Bize bu bayramı armağan eden büyük Türk Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını  ve şehitleri saygıyla huşuyla ve rahmetle anıyoruz. Ve rahat uyuyun diyoruz biz emanetin bekçileriyiz son nefesimize dek ve daha sonrada…

Ve sevgili okuyucularım “23 Nisan”da çocuklar gibi şen ve kaygısız olmanın dayanılmaz  hafifliğini yaşadık diyemiyorum. Çünkü ruhumuz incinmiş, vicdanımız perişan. Ve hala bir yerlerde ayakları çıplak, ayakkabıları delik giysileri yırtık çocuklar  var… Ve bu gidişle olmaya devam edecek gibi… Aslında bugün sırf bu yüzden yer yarılsın içine gireyim istiyorum!!! Ve bütün çocuklarımızın  ve  çocuk kalanların  ve dünya çocukların bayramını bir kez daha kutluyorum. Sağlık sevgi birlik ve beraberlik içinde kalalım. Ayrımsız gayrımsız. (Hayaller gerçekleşsin  diye kurulur.) Yase

& & & & &

Atatürk’ün kitap okuma sevgisi ile ilgili kısa bir anı paylaşmak istiyorum netten bulduğum…

Atatürk, kitap okumayı, araştırma yapmayı, fikir ve düşüncelerini insanlarla paylaşmayı seven bir liderdi. O’nun, henüz okul çağlarında başlayan kitap okuma alışkanlığı, savaş zamanında bile devam etmiş, cumhuriyet yıllarında ise daha da artmıştır.

Cumhuriyet döneminde büyük bir kütüphaneye sahip olan Atatürk, okumuş olduğu yerli ve yabancı birçok eser sayesinde geniş bir kültüre de sahipti.

Büyük Önder Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada anlatıyor:

“Bir gün Atatürk, tarihle ilgili bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken devlet başkanının kendini kitaba vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum:

– Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma… 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?

Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu içten yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:

-Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım…”

& & & & &

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için yazılmış şiirlerden bir demet.

Günün Şiirleri

Dünyanın Çocukları

Dünyanın çocukları,
Ülkemize koşuyor,
Gülen yüzleriyle
Neşe, ışık saçıyor.

Dünyanın çocukları,
Alanlarda coşuyor,
Gülen gözleriyle
Neşe, huzur saçıyor.

Dünyanın çocukları,
Meydanlarda oynuyor,
Güzel oyunlarıyla
Neşe, mutluluk saçıyor.

Dünyanın çocukları,
El ele koşturuyor,
Okunan şiirlerle
Neşe, bilgi saçıyor.

Dünyanın çocukları,
Hepsi kardeş oluyor,
Bu yirmi üç Nisan’da
Büyük coşku yaşıyor.

Birkan Soylu

 

Ey Mavi Göklerin Beyaz Ve Kızıl Süsü

Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!

Biz Dünya Çocuklarıyız

Bizler çiçekleriyiz
Umudun ve sevincin
Habercisiyiz biz
Gelen mutlu günlerin

Biz hepimiz kardeşiz
Her dünya çocukları
Kuracağız birlikte
Yaşanası dünyayı

Her ülkeden, her ırktan
Biz dünya çocukları
Verelim hep el ele
Dünyanın her yerinde

Haydi çocuklar gelin bizimle
Yürüyelim biz yarına
Haydi çocuklar gelin bizimle
Mutluluğa ve barışa

23 Nisan 1920

Kara bir bulut çökmüştü,ülkemize
Kara kapkara bir bulut;
Yıldırımlar koptu,şimşekler çaktı,
Vatanımız parça parça yaptı.

Olamazdı,böyle şey
Bu kara bulutlar dağılmalıydı.
Evet dağılmalıydı,bu bulutlar;
Bu vatan kurtulmalıydı.

Ülkemize bir güneş doğdu uzaklardan
Taa,uzaklardan,Selanik’ten,
Sap sarıydı,saşları güneş gibi;
Mas mavi gözleri vardı,Gökyüzü gibi

Kara bulutlar korktu,güneşten;
Dağıldı,dağıldı paramparça oldu.
Gözleriyle bir baktı,gök mas mavi oldu,
Vatan kurtuldu, meclis kuruldu.

Tarih 23 nisan1920,vatan hür oldu….
Atatürk’ten, bütün çocuklara;
Bu mutlu gün armağan oldu.
Hakketti bu vatan,Helal oldu!…

Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.

Günün Sözleri

Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.

Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım”  diyebilenindir.

Egemenlik verilmez, alınır. Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

M. K. ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here