Yüreğimize Düşer Sevgimizin Cemresi!

0
148

“Toplumumuzun yüreğine cemreleyin düşen Toplumbilim/psikoloji öğrencisi sevgili Özgecan Aslan’a..”

Baharın hemen öncesinde, havada, suda, toprakta birer hafta aralıklarla gözlemlediğimiz sıcaklık yükselişlerinin  oluşumuna düşürdüğümüz mecazın adı; cemre.. Ve fakat ben, cemreden önce, “sıcaklığı” yazmak istiyorum gerçeğiyle mecazıyla..

Bir özün yangınından, “yakmayacak kadar ısı verme veya alma” gerçek anlamı yanında, “dostça olan, sevgi dolu” mecaz tanımıyla da kayıtlıdır duyusal içeriğimizde sıcak sözcüğü.. Buna mukabil, duyusal kayıttan daha fazlasını özümsetir bize sıcaklık algımız.. Ki, o fazlalıkta farklılaşır zaten algılarımız..

Her ne kadar farklı algılasak da sıcaklığını, duyusal içerikte kayıtlı özün kaybolmaz anlamı.. Güneşi örnekleyebiliriz bu anlamda.. Düşünelim dağın taşından toprağın yüzüne, denizin tuzundan yağmurun izine doğanın güneşten aldığı ısıyı.. Duyusal içerikten daha fazlasını özümsemiyor muyuz mevsimlerde resimlenen güneşli sıcaklık algılarımızda?

İşte algıladığımız o güneşli sıcaklıklardan biridir cemre.. Üç cemre düşer, bahara koşan takvimlerin yapraklarına.. Kar, kış yüreklerdeki küllenmiş ateşe düşer üç kor gibi.. Düşer 20 Şubat’ta havaya, yükselir sıcaklığı mevsimdeki resimlerin.. Yükselir sıcaklığı gökyüzünün, bulutların, ayın, güneşin, yıldızların.. Düşer 27 Şubat’ta suya, akar sımsıcak hayata nehirler, kucaklar sımsıkı kollarında.. Ayrılığın erir buzları, kavuşur hasretine denizler.. Yunuslar düğün kurar okyanuslarda, sökülür köpek balıklarının dişleri.. Ve düşer 6 Mart’ta toprağa, kırılır kolu kanadı soğuğun.. Isınır dağ taş.. Sevinir kurt kuş, börtü böcek..

Baharda su yürür dallara.. Güneşli sıcaklarda yeşerir dallar.. Sürgünler uç verir bir o yanında bir bu yanında.. Işkınlar açar çiçekli mevsimler ufkunda.. Eser rüzgar, tozlaşır çiçekler.. Meyveli düşünceler sevinciyle korur yeşil yapraklar,. Gülümser çağlalar..

Sessizce düşer cemreler, sımsıcak gülümseyişle  müjdeler baharı.. Resim diliyle haberler havayı, suyu, toprağı.. Doğrular haberi resim diliyle mevsimler..

Cemreler baharın habercisi.. Ya güzün? Nereye düşer hüznümüzün cemresi? Ayrılığın tenha istasyonlarında, sulara eğilen söğüt dallarına mı? Mermerli merdivenlerine mi düşer sayrılığın giderilmez çıkmazında beklerken hastane önlerinde? Yoksa çığlık sonrası suskunluğun maviliğinde çırpınan martılı yönlerine mi düşer cemresi hüznümüzün?

Henüz yeşerme sevincini duyumsarken ağaçlar, nereden çıktı sarışın yapraklar hüznü? Ayrılığa düşen hasret yangını hüzün cemrelerini hatırlamadan, nasıl duyumsayabiliriz ki kavuştuğumuz anda yüreğimize düşen sevgimizin sıcaklık yükselişlerini..

İster güzü haberlesin isterse baharı, düşen cemreler yükseltir sıcaklığını düştüğü yerlerin.. Toplumbilim öğrencisi Özgecan’ın  düşmesi gibi toplumumuzun yüreğine..

Binlerce çiçekti açan düşlerinin maviliğinde.. Yüreğinin şafağında binlerce kırlangıçtı uçan.. Karları eriten ateşli bakışlarından “Güneşli” şiirler yağardı coşkun sular akışı alkışlara.. “Toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsüyle” uyanıp, uçurumlu gözlere  konardı..  Merdivenlerin çengelini yıldızlara asarak dayanırdı güneşe.. Ey fakat, uyandığı türkülerin susuzluğunda yanardı.. Çünkü kovalarla yangın taşırdı güneşten yüreğimize.. Nazımca bir şiir gibi cemreleyin yüreğimize düşen Özgecan elbette..

Okuyabiliriz onun için yüreğimizdeki cemreli sıcaklık Nazım’ın şiirini.. “Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi, Ben de söyledim o türküyü! İşte: Şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! Sen de çıkart göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına kat!”

Cemreler baharı müjdeleyen habercilerimiz.. Ya, insanlığımızın anlamına düşen, dört mevsim yedi iklim baharlı yaşamamızın habercisi cemrelerimiz? Mesela? Mesela, sevgiyle tozlaşan barış çiçeklerinde meyveye koşan insanlığımızın habercisi Yunus.... “Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü”  dizeleriyle dağı taşı baharlayan.. Kurdu kuşu, börtü böceği sevindiren.. Ki insanlığımızın baharını müjdeleyen sevgimizin cemresi Yunus..

Yüreklerimizdeki sevgi, zihinlerimizdeki barış çiçeklerinin cemreli adıdır; Yunus.. Ve kokulu tadıdır Yunusça yaşam..

Tüm insanlığın gönlüne “barışın, sevginin” cemresi Yunus’un düşeceği umudumuz hep sıcak kalsın..  Cemreli sıcaklıkla..

Selam ve saygılar…           ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here