Değerli Okurlarım, biz burada yerel sporumuzun sorunlarını ele alırken, nereden başlasak daha faydalı oluruz diye düşünürken, ülkemizde yer yerinden oynuyor. Hamdolsun deprem falan yok. Peki ne? Yukarının beğenmediği İran var ya işte o ülkenin Petrol Bakanı, bakın neler söylemiş:
“…Dinimizde hile, hurda, hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet yoktur. En büyük günah işte budur. Gözetimci gibi yolsuzluk konularına özel olarak odaklanmalıyız…”
O kişi böyle söylerken, bizde neler oluyor biliyor musunuz? Spora direkt müdahale etmeler, şu kurumu ya da bu kumru etki altında bırakmalar bir yana; yolsuzlukla suçlanan dört eski bakanın soruşturulmasıyla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine yayın yasağı getiriliyor.
Çok doğal bir yaklaşım… Biz sosyal bir ülkeyiz ve onlarda hassas, namuslu sosyal insanlar, prestijleri sarsılmasın diye böyle bir uygulama yapılıyor. Atalarımız o kadar güzel sözler söylemişler ki, nereden bulmuşlar, nasıl tecrübe edinmişler insan şaşkınlığını gizleyemiyor.
“…Kefenin Cebi Yoktur. Elin Attığı Taş Uzak Gider. Veren El, Alan Elden Yücedir. Az Ye Ama Haram Yeme. Futbol Osmanlı Gibi Oynanmaz. Tencere Yuvarlanıp Kapağını Bulur…” Bunları neden yazdığıma gelince… Bu yaşıma kadar birçok zengin dostlarımın son anlarına tanık oldum. Keşke olmasaydım. O kadar üzgünler ki, o kadar nadimler ki anlatamam…
Harmanlayacak olursak aynı ifadeleri kullanıyorlar… “İşte geldik, işte gidiyoruz. Yanlışlarımız çok, bizde hakkı olanlar bir hayli fazla. Keşke kul hakkı yemeseydik, rahat can verirdik…” Bu ifadeler kullanılırken, Azrail tepede duruyor. İsterse doğruyu söylemezsin. Zaten gidecekleri yer belli, falan filan… Yoksullar ya da mütevazi olanlar da can verirken kullandıkları ifadeler yürekleri parçalıyor. İfadeleri için onları horlayanlar da yok. “…şu, şu insanlara borcum var, onlar ödeyin. Haram yemeyin, annenize, kardeşlerinize iyi bakın, onları üzmeyin…”
Bu ifadeleri de kulaklarımla duydum. Cenabı Allah onlardan rahmetini esirgemesin. Az yemişler ama haram yememişler o muhteremler.
İskenderun’un spor sorunları yok mu? Nasıl olmaz var. Ekonomiye dayalı tüm sorunları toplasanız, inanın bir kişiye sermaye olmaz. Fotoğraf makinesi taşımakla gazetecilik olmaz ki! Şehrimizde bulunan, 5 Temmuz Stadı’nın arkasındaki, amatör maçların oynandığı toprak, çamur saha gazetemizin çabasıyla yapıldı. Kapalı Spor Salonun da ödeneği yine Gazetemizin ısrarlı çabasıyla gelmiştir. Gazetemiz köşe yazarlarının yazmasıyla çizmesiyle ödeneği gelmiştir. Bunu şehrimiz ve yerel sporumuz adına bir başarı sayıyoruz.
İnanmayanlar, kulakları çınlasın, eski kaymakamımız Sayın Cengiz Horozoğlu’na sorabilirler, sormalarında da hiçbir sakınca yoktur. Başımız dik, anlımız ak!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
