Yeni Öğrenim Yılı Hayırlı Olsun

0
40

Eski Üzüntüler Yeni Umutların Önüne Geçmesin Dilerim…

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bu sabah okullar açıldı. Bütün öğrenci, öğretmen ve velilere hayırlı uğurlu bir eğitim yılı diliyorum. İnşallah kesintisiz bir eğitim yılı olur da çocuklar da, veliler de okullu olmanın güzelliğini doya doya yaşar. Aynen bir zamanlar bizim yaşadığımız gibi. -Bir zamanlar- demişken. Dilerim bir zamanlarda bu günlerde yaşanan insanlık ayıpları ülkemizde bir kez daha yaşanmaz. Korkunç yaşanmışlıkları bir kez daha bu sayfadan anımsatmaktan doğrusu hiç hoşlanmıyorum. Ancak keşke hiç böyle şeyler yaşanmasaydı güzel ülkemde dediğimiz. Çorum, Maraş, Madımak olaylarını unutmak da olası değil. Olayların failleri cezalandırıldı mı? Yakalandı mı? Bu olaylara maruz kalanların hakları savunuldu mu içlerini rahatlatacak tek bir şey yapıldı mı? Biz duymadık! İşte belki bu korkunç olayları unutturmayan en büyük nedenlerden biri de bu…

Hak ve adalet, insana dair ne varsa korkunç bir depremle yıkıldı içimizde o zamanlar. Şimdilerde enkaz yığını içimiz. Her ne kadar yaradılışımız hoşgörü ve sevgi üzerine inşa edilmiş olsa da içimizdeki enkaz zaman zaman kıpırdıyor, tırmık tırmık yırtıyor yüreğimizi, ciğerlerimizi. Ve ne yazık ki dünya birbirini yemek için programlanmış insanların dünyası.

Afganistan’da yaşanalar bunun şimdilerde en büyük örneği… Adamlar insanları işaretliyor, mezheplerine, dinlerine göre? Olacak şey değil. Karşı çıkanlar hapse atılıyor, onlara karşı gelenleri öldürüyor. Kadınlar evlere hapsediliyor? Kadın öğretmenlerin fazlalığı yüzünden okullar bile açılmıyor.

Dünya neredeyse buna destek veriyor? Hatta bazıları sempati duyuyor bu yapılanlara? Ne olduğunu anlayamadığımız, kendi yorumları olan inançlarını, insanlarını ayrıştırmak, öldürmek, ayrım gayrım yaparak, hayvan damgalar gibi damgalamak olan bu insanlara nasıl sempati duyulur ki.

Ve dünyaya meydan okuyor görünerek aslında uyuşturucu ticareti ile onlara kölelik yaptıklarının ayrımında bile değiller.

Ve biz bütün bunlar olurken bulunduğumuz yerin özgürlüğümüzün değerini nasıl olurda unutmuş olabiliriz? Allah korusun böyle bir şeyden. Bir kez daha anlıyoruz ki Atatürk’e ne kadar saygı, sevgi duysak azdır. Ne kadar candan, gönülden rahmet okusak azdır. Onu memnun edecek tek şey ardından gelenlerin onun ilke ve inkılaplarını yaşatması olacaktır. Her ne kadar bizler bunun için yaşıyorsak, bugün açılan okullarda okuyan taze beyinlerde bu ilkelerle büyüyecektir. Çünkü bu ülkeyi onlara armağan eden sensin…

Ve sevgili okuyucularım bir kez daha yineleyerek büyük Türk Atatürk’ün güzel bir sözü ile yazımı noktalamak istiyorum. “EN BÜYÜK SAVAŞ CEHALLETLE YAPILAN SAVAŞTIR…” Başarılılar diliyorum, sağlık ve sevgiler diliyorum bütün öğrenci ve öğretmenlere…

Ve sevgili okuyucularım, sağlıkla, sevgiyle kalalım, her ne kadar tırmık tırmıksa yüreğimiz, eskinin sıkıntıları ile yine de yeninin umutları ile dolu olalım her zaman, ayrımsız, gayrımsız, bütün ayrım gayrım yapanlara inat. Yase

& & & & &

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi

​​Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

& & & & &

Gençliğin Ata’ya Cevabı

Ey Büyük Ata,

Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbalde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımız olacaktır.

Ey Türk’ün büyük Ata’sı!

İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği

Günün Şiiri

Dershanemiz

Dershanemiz
İşte bizim dershanemiz,
Derli toplu, güzel temiz. ,
Masa, sıra, tabureler, Pırıl pırıl pencereler. ,
Karatahta karşımızda,
Ata resmi başımızda.
Evimizden çok severiz,
Kirlenmesin aman deriz.
H.Latif SARIYÜCE

İlk Yaz

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler

“Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir “Hotel” bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere

Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.

Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide git-gide
Açmaya ilkyaz çiçekleri

Bir gün birileri öte gecelerden
Islık çalar yanıt veririz

Gülten AKIN

Günün Sözü

Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.
Mustafa Kemal ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here