Zaman ne çabuk geçiyor?!.. Bak işte yine yaz geldi. Geçtiğimiz yıl yaz mevsimini yaşarken, Allah’ım ne kadar da bunalmıştık? Yine aynı şekilde bunalacak mıyız? Galiba aynı sıkıntıları yeniden yaşayacağız.
Şaka maka bu yıl kış mevsimi de bayağı uzun sürdü. Yıllardır ilk defa şehrimize kar yağdı. Ya o sert esen fırtınalar da neydi öyle! Ortalıkta ne varsa aldı götürdü. Kış bu sefer düzensiz geldi gitti. Baharı görmeden yaza girdik bile!!…
Dünyamız hızla durumunu değiştiriyor. Bilim adamlarının biri bir şey söylüyor, bir diğeri ayrı şey söylüyor. Hangisine inanacağımızı vallahi billahi şaşırdık. En iyisi kaderimize boyun eğmek! Evrenin doğal hırçınlığına gücümüz yetmiyor. Yaratıcının çizdiği yol ne ise aynen o oluyor. Bir oraya bir buraya sallanıp duruyoruz.
Bundan sonra gidecek yerimiz kaldı mı? Bence hiç kalmadı. Gök kubbenin altında yaşarken, kapalı bir hapishanedeyiz sanki! Nefes alacak bir açıklığa muhtacız. Bu mevsim yeniden yansak kavrulsak da yaşam yazın yine de bir başka oluyor.
Yaz geldi ya bizimde gönül çiçeklerimiz açtı. Gecenin ılıman serinliğinden başlayan sahil turumuz, sabahın ilk ışıklarına kadar yakamozları yakalamayla devam etti. Diğer gece belki yakalarız diye beklentideyiz. Yaz mevsimi bitene dek tatlı hayaller içindeyiz.
Hiçbir şey devamlı aynı yerde durmuyor. Üstüne bastığımız toprağın üç metre altında, müthiş şekilde kıpırdanmalar var. Yalnız toprağın altında mı bu olağanlık? Üstü de aynı şekilde şaşkın. Çiçek açan meyve ağaçları ürünlerini sert esen rüzgara rağmen sergiledi. Yanımız yönümüz meyve ve sebzelerle renklendi.
Kafamızda artık kışın çektiğimiz mevsimsel korku denen şeyler de kayboldu. Bugünümüzün hesabındayız. Ah şu okullar bir tatil olsa, şöyle bir memleketten dışa açılsak. Çoluk çocuk kafamızı bir dinlendirsek şeklinde, pek çoğumuz plan yapıyor. Aylar birbiri ardına hızla gelip geçerken, bugünü de beraberinde götürüyor.
Şimdi yanımızda görmeye aşina olduğumuz çoğu hasta kişiler, kendilerini sonbaharın esintisine çoktan kaptırdı. Gelin hep beraber kış ayı görülmeden içimizdeki coşkuları doyasıya yaşayalım. Ardından gelen türlü gündemlere kesinlikle dönüp bakmayalım. Derler ya “Bir günlüğün beyliği beyliktir” diye. Kafamızı hiçbir şeye takmadan eğlenmeye devam edelim.
