Sadık KARAKAŞ
Vatan Partisi İl Yöneticisi
Önümüzdeki iş; Üretim Devrimi Programını görüşmek ve karara bağlamak için Üretim Devrimi Kurultaylarını toplamaktır. Nerde üretici varsa, orada Üretim Devrimi Kurultayı örgütleyeceğiz. Kent, kasaba, köy, mahalle, fabrika, işyeri, çarşı, üretici olan her yerde Kurultay toplayacağız. Bu kurultaylardan seçilen delegelerle Ankara’da Üretim Devrimi Büyük Kurultayı’nı toplayacak ve Üretim Devrimi Programını bütün milletimize ilan edeceğiz.
Bütün üreticilerimizi, partilerimizi, sendikalarımızı, kooperatiflerimizi, köy derneklerini, esnaf ve zanaatkâr örgütlerimizi, sanayici ve tüccar örgütlerini bu Kurultayları toplamak için seferber edeceğiz. Kurultaylarımızı birlikte örgütleyeceğiz.
Hedefimiz, Türkiye’mizi bu ekonomik çıkmazdan kurtarmak için Üretim Devrimini başarmaktır. Bunun için Üreticilerin Millî Hükümetini oluşturmak anahtar görevdir. Vatan Partisi’nin bütün örgütleri, Üretim Devrimi Kurultaylarını toplamak için çalışmalara başlamış bulunuyorlar.
Üretim Devrimi Kurultaylarını toplamak, millî seferberliktir. Türkiye’nin çıkış yolu vardır. Üretim Devrimi kaçınılmazdır ve Türkiye’nin önündeki gündemdir. Üretim Devrimi ve Vatan Bütünlüğü, içinde yaşadığımız büyük çözüm döneminin birbirine sımsıkı bağlı görevleridir. İşçiler, çiftçiler, kamu emekçileri, esnaf ve zanaatkârlarımız, sanayici ve tüccarlarımız! Haydi, Üretim Devrimi Kurultayları için seferberliğe!
TURİZMDE 100 MİLYAR DOLAR GELİR HEDEFİYLE TARİHE DOĞAYA VE SAĞLIĞA YATIRIM
Üreticilerin Millî Hükümeti, yurdumuzun dört mevsimi bir arada yaşayan iklimini ve uygarlık birikimini, halkımızın ve insanlığın kültürel ve ekonomik gelişme ve zenginlik kaynağı olarak değerlendirecek, turizm işletmeciliğini yabancıların elinden kurtaracak ve millî işletmeleri destekleyecektir.
Yabancıların kaçak çalışması önlenecektir. Türkiye’nin tarihsel ve doğal zenginlikleri, kıyıları, kaplıca ve ılıca gibi sağlık kaynakları ve kayak, dağcılık gibi spor olanakları, millî ekonominin hizmetine sokulacaktır. Turizm bahanesiyle tarım ve orman alanlarını yıkıma uğratan betonlaşmaya son verilecektir.
Vatan Partisi, özellikle Rusya, Çin, İran, Almanya gibi ülkelerle, Orta Asya Cumhuriyetleriyle ve Balkan ülkeleriyle geliştirdiği işbirliği sayesinde turizm alanında yılda 100 Milyar Doları aşan bir geliri hedeflemektedir. Başı dik dış siyaset ve millî güvenlik siyasetiyle bu hedefe üç yıl içinde ulaşacağız.
KIYILAR, ORMANLAR, SULAR VE TARİHSEL ZENGİNLİKLER KAMUNUN
Doğal ve tarihsel zenginliklerimiz ile kültür değerlerimiz kamuya aittir. Kıyılar, ormanlar, millî parklar, bitki tür zenginliği, yabani hayvan varlığı ve kültür hazineleri korunacaktır. Bu varlıkların kamu mülkiyetinde bulunması sisteminden verilen ödünler kaldırılacaktır. Bu değerler, özel çıkarcılığın neden olduğu yıkımdan kurtarılacak ve halkın yararına sunulacaktır. Kıyılar halka açılacaktır. Erozyonu önleme ve ağaçlandırma amacıyla, halkın, gençliğin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin etkin ve gönüllü katılımıyla yoğun bir seferberlik gerçekleştirilecektir.
Özel çıkarcılığın derelerimizi, ırmaklarımızı, körfezlerimizi, denizlerimizi ve toprağımızı kirletmesine ve yaşam koşullarını bozmasına izin verilmeyecektir. İnsan ile doğa arasındaki uyum ve dengeler gözetilecektir.
MAVİ VATAN İÇİN DENİZCİLİK BAKANLIĞI
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Mavi Vatanımız olan denizlerimizi hem ülke savunması hem de ekonomik zenginlik için bütün olanaklarımızla değerlendireceğiz. Türkiye’mizi deniz ülkesi yapacağız. Dış ticaretin yüzde doksanını kapsayan deniz ulaşımını bölge ve dünya ölçeğinde geliştireceğiz. Vatan Partisi, denizcilik alt yapısının geliştirilmesi için planlarını yapmıştır.
Deniz yetki alanlarımızda hak ve çıkarlarımızı korumak üzere her önlemi almakta kararlıyız. Türkiye’nin kıta sahanlığındaki doğal kaynaklar üzerindeki hakları, her tür müdahaleye karşı korunacaktır.
Denizlerdeki doğal kaynakların araştırılması ve kullanılması doğrultusunda bilgi edinmek ve teknoloji geliştirmek için bütün olanaklar değerlendirilecektir. Bu konuda yabancı güçlerin müdahale ve kısıtlama girişimlerine izin verilmeyecektir. Denizcilikle ilgili 40’tan fazla kanun, 18 tüzük ve 100’den fazla yönetmelik mevcuttur. Değişik bakanlıkların bünyesinde sürdürülen deniz faaliyetini, yeni kuracağımız Denizcilik Bakanlığında birleştirerek, eşgüdüm sorunlarını çözecek ve olanak ve yeteneklerimizi etkin kılacağız. Böylece ülke ekonomisini büyütecek, denizleri halkımız için bir zenginlik kaynağına dönüştürecek, denizlerimize yapacağımız yeni yatırımlarla iş alanları açacağız.
Açık denizlerdeki doğal kaynaklarımızı değerlendirmek için gereken güvenlik siyasetlerini ve olanaklarını yürürlüğe koyacağız.
DOĞAL KAYNAKLAR VE MADENLER
Millî ekonomi ve ülke savunması açısından stratejik önem taşıyan doğal kaynaklar ile bor, trona, uranyum ve toryum gibi stratejik önem taşıyan madenler kamu eliyle işletilecektir. Yabancı sermayeye verilmiş olan maden ruhsatları ve imtiyazları gözden geçirilerek, millî çıkarlara uygun olmayanlar kaldırılacaktır. Doğal kaynakların bulunması yanında niteliklerinin, ekonomik değerlerinin ve işletme teknolojilerinin saptanması, korunması ve zenginleştirilmesi için, araştırma seferberliği başlatılacaktır. Bu amaçla yeni kurumlar oluşturulacak ve Maden ve Tetkik Arama Enstitüsü geliştirilecektir.
RANTLARA SON İNSANCIL KENTLER
Üreticilerin Millî Hükümeti, kapitalizmin yol açtığı hastalıklı kent yapısını planlı ve köktenci uygulamalarla değiştirecek, insanı ve doğayı gözeten, halkçı kent projelerini ve imar planlarını yürürlüğe koyacaktır.
Halkı depreme, sele, toprak kaymasına ve yangına karşı korumak için gerekli kentsel dönüşümler gerçekleştirilecektir. Büyük kentlerimizi emperyalist metropollerin çöplüğü ve batakhanesi haline getirecek “uluslararası bütünleşme” projelerinin uygulanmasına izin verilmeyecektir.
Havadan para kazanma aracı olan kent rantları halkın kaynağına dönüştürülecektir. Hazine arazileri, kent refahının hizmetine sokulacak ve bütün bu önlemlerle insancıl, sağlıklı, trafik sorunu olmayan, rahat ve uyumlu bir kent yaşamının ve belediye hizmetinin koşulları sağlanacaktır.
Köyler ve küçük yerleşim birimleri çekici hale getirilerek büyük kentlere yığılma önlenecektir. Verimli tarım topraklarında sanayi kurulmasına ve betonlaşmaya izin verilmeyecek, kentler ve sanayi merkezleri tarıma elverişsiz topraklarda kurulacaktır.
Hedef; nüfusu birkaç yüz bini geçmeyen, insan ilişkilerinin zengin ve toplumsal dayanışmanın güçlü olduğu, doğayla iç içe, toplumsal hizmetlerin halka kolayca götürülebildiği, kültür ve sanat hayatı canlı, halkın siyasal hayata katılma olanaklarının geliştiği, doğrudan demokrasi uygulamalarına elverişli, ferah kentler oluşturmaktır.
Büyük kentlerde ulaşımı felç eden, her gün milyonlarca saat zaman kaybına ve enerji savurganlığına yol açan, ömür törpüleyen bugünkü ulaşım yapısı değiştirilecek, devletin otomotiv sanayisine yaptığı büyük desteklere son verilecek, toplu taşımacılık, bu arada yeraltı ve yerüstü raylı ulaşım projeleri gerçekleştirilecektir. Şehir içi ulaşım, elektrik ve ısınma gibi kamu hizmetleri ucuzlatılacak ve zamanla parasız hale getirilecektir.
Millî Hükümet, İstanbul Boğazı’ndaki betonlaşmayı yıkarak, bu eşsiz doğa güzelliğimizi halkın gezme, dinlenme, sağlıklı yaşama ve kültürel ihtiyaçlarının hizmetine sunacaktır. Atatürk Orman Çiftliği, sahibi olan millete iade edilecektir.
TEKNOLOJİDE ATILIM
Ekonomide dışa bağımlılığa son verilmesi, esas olarak öz gücümüze dayanan bir ekonominin kurulması, milletlerarası rekabet yeteneğimizin geliştirilmesi, yüksek katma değer sağlanması, gelişme hızının artırılması, topyekûn kalkınma ve millî savunma sanayisinin geliştirilmesi amacıyla Teknoloji Atılımı gerçekleştirilecektir.
“En büyük üretici güç insandır” gerçeğinden hareketle, bilgi; piyasanın engelleyici etkilerinden kurtarılacak ve yaygınlaştırılacak, insan kaynaklarımız planlı olarak geliştirilecek ve verimli kullanılacak, bilimsel-teknolojik araştırma ve geliştirmeye öncelik verilecektir. Yazı dizime burada son veriyorum. Eleştiri ve önerilerinizi bekliyorum.