İsdemir başta olmak üzere birçok sanayi kuruluşunda çalışan ve Türk Metal Sendikasına geçen işçiler, tüm işçileri sendikalarına üye olmaya çağırdı. Sendikacılığın sadece üye aidatlarını kasaya koymak olmadığının ve mutlaka bir geri dönüşünün olması gerektiği konusundan bilinçlenen çelik işçisi, son birkaç aydır çığ gibi büyüyen bir işçi hareketi başlatarak Türk Metal Sendikası’na üye oluyor.
Çelik İş Sendikası’ndan Türk Metal’e geçen işçilere geçiş nedenlerini anlattı. 1996 yılında İsdemir’de iş hayatına başlayan Hasan İnce, 2002 yılında Çelik-İş’e üye olurken, gördüklerini ve yaşadıklarını anlattı. İnce; “Çelik iş’ten hiçbir zaman umduğumuzu bulamadık. Türk Metal Sendikası’nın bize sunduğu sosyal faaliyetlerin hiçbirini Çelik-İş Sendikası’nda görmedim. Üniversitede öğrenim gören çocuklarımıza burs ve barınma gibi yardımlar yapılıyor. İskenderun, Payas, Dörtyol ve Osmaniye’de çeşitli sektörlerde kurum ve kuruluşlarla yapılan indirim protokolleri yapılarak, alın terimizle kazandığımız parayı en uygun koşullarda kullanmamıza imkan sundular. Çelik-İş Sendikası yıllarca maaşlarımızdan alın terimiz paramızdan aidatlar kesti. Bu paralar bugüne kadar nereye gitti? Bunların hesabını tek tek soracağız. Türk Metal bizi, bizden çok düşünüyor, derdimizle dertleniyor. Bize bu imkanları sunan ve bizler için her geçen gün yeni bir hizmetle karşımıza çıkan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’a ve bizlere öncülük eden önderimiz Metin Önde’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.
1998 yılında İsdemir’de iş hayatına başlayan Mehmet Çilli de Türk Metal Sendikası’na geçtikten sonra eşi ve çocuklarıyla birlikte bir tatil imkanı bulduğunu ifade ederek; “Kadrolu olmamız gerekiyordu. Adam başı 60-70 bin lira kaybettim. Eşim ve çocuklarım bize sunulan imkanlardan dolayı çok mutlular. Onca yıldır tatil imkanı bulamadık. Tatile gitseydik en azından her seferinde 4-5 bin lira harcamak durumundaydık. Böyle bir imkanımız olmadığı gibi, Türk Metal’in bize sunduğu hizmetler sayesinde bütün bu imkanlara kavuşmuş durumdayız” dedi.
2006 yılında Türk Metal’le tanışma hikayesi Ereğli’de başlayan Ercan Ertan, üniversite öğrenimi için oğluna verilen burs ve sağlanan imkanları gördükten sonra Türk Metal’de olmanın mutluluk ve huzurunu yaşadığını kaydederek; “Gelin bir olalım, diri olalım, sosyal sendikacılığın her türlü imkanlarından yararlanalım, aidatlarımızın nerelere harcandığını ve bizlere nasıl geri döndüğünü hep birlikte yaşamak için Türk Metal’li olalım” diye konuştu.
Türk Metal Dörtyol Temsilciliği görevini yürüten Remzi Yüksel, uğradığı haksızlıklardan dolayı kendi isteğiyle tüm haklarından feragat edip iş akdini feshettiğini anlatarak; “2008’de sendikaya kızarak kendi isteğimle iş akdimi feshettim. Neden iş akdimi feshettiğimi de söyleyeyim. Biz devirden sonra, bizim yüzde 40 haklarımızı düşürdüler. Bizden yüzde 11 hisseden faydalanmamız için kurdukları vakıfa üye olmamızı istediler. Üye olmazsak, yüzde 11 hisse imkanından yararlanamayacağımızı söylediler. Peki biz buraya üye oluyoruz, nasıl bir şey olacak? Bana dedikleri, bir sene içinde istifa ederseniz yatırmış olduğunuz parayı aynen alırsınız dediler. Ben de en yüksek düzeyde aidat ödedim ama yatırdığım kadar geri aldım. Devamlı sözleşmelerde haklarımız gasp edildi. Hiçbir arkadaşımız vakfın kararlarından yaralanamadı. Çelik İş Sendikası, gasp etti ve kendi özel işlerine kullandı. Durum böyle olunca biz de Türk Metal Sendikası’nı buraya davet ettik. Biz böyle bir sendikayı istemiyoruz diye Türk Metal’i davet ettik ve üye olduk. Üye olduğumuz için altı ayrı ünite gezdirildim. Ve sonunda arkadaşlarımın evlerine giderek, yollarını keserek baskı yaptılar. Ben de 2008 yılında kendi isteğimle iş aktimi feshettim. En azından bizden sonrakiler refaha ersin, sendikacılığı öğrensin diye öncülük ediyor ve destek veriyorum. Sendikacılık sadece aidat almak değil. İşçinin refahını yükseltmek ve çalışma azmini arttırmaktır. Sendikacılık tehditle şantajla yapılacak iş değil!” şeklinde konuştu.