Türk Kadınının Tarihi Görevi (3)

0
46

Kapitalizm, devrimci barutunu yitirip emperyalist aşamaya geçince dünyada dev­rimlerin sahipliği işçi sınıfının üzerinde kal­mıştır. Kapitalizmin bağrından doğarak tarih sahnesine çıkan işçi sınıfı sadece kadınların değil bütün insanlığın kaderini değiştirmiştir.

O güne kadar dünyadaki bütün devrimlere sömürücü sınıflar öncülük yapmaktaydı. Ama işçi sınıfı kendisi de dâhil bütün sınıfların ve sömürünün ortadan kalkacağı bir programı insanlığın önüne getirmiştir. Böylece dünyada devrim anlayışında yeni bir devrim yaşan­mıştır. Sadece işçi, emekçi ve üretici sınıfla­rın değil, bütün insanlık ile birlikte kadınla­rın da gerçek özgürlüğünün ve kurtuluşunun yolu açılmıştır. Bu program daha 19. yüzyılda Markslar, Engelsler tarafından hazırlanmış, Leninler, Atatürkler, Maolar ve Titolar tarafın­dan hayata geçirilmiştir.

Dünyaya baktığımızda Türkiye’mizin 5-6 yıldır devrimci bir sürecin içine girdiğini görü­yoruz. Ülkemiz, Kemalist Devrimini tamamla­maya, demokratik devrimini gerçekleştirmeye aday ülkelerin başında geliyor. 1945’lerden sonra girdiğimiz Küçük Amerika süreci sonun­da bölünmeyle yüz yüze geldik. 1980’lerden sonra başlayan borçlanma ekonomisi sürecinin sonunda milletçe borca battık. Her iki süreç de 2014’te Silivri duvarlarının yıkılmasıyla sona erdi. PKK ile açılım, FETÖ ile koalis­yonlar dönemi bitti. Süreç tersine döndü. Hem Türk Ordusu bileğindeki kelepçeden kurtuldu hem de Türk milleti özgürleşti.

Eğer Türkiye bir süre daha Atlantik cephesinde kalsay­dı, bölünmesi ve aç kalması kaçınılmazdı. O nedenle bugün Avrasya’ya yönelmektedir. Hatta Avrasya uygarlığının kurucu ve öncü ülkelerindendir. Artık Türkiye, Kemalist Dev­rimini tamamlama iklimine girmiştir. Çünkü biz ancak Avrasya ikliminde yarım kalan demokratik devrimimizi tamamlayabiliriz.

Ülkemiz büyük kararlara giderken, aydınlık günler yaklaşırken, büyük sıçramalar, büyük devrimler ufukta görünürken Türk kadınına düşen tarihî görev nedir? Kanımızca, önümüz­deki devrimi Kadın Devrimi yapmaktır. Bu boş bir istek, boş bir temenni değildir. Bunun hem tarihsel birikimi ve alt yapısı var hem de güncel şartları olgunlaşmaktadır.

Son 15-20 yılda Türkiye’deki hareketlere, örneğin 2007 Cumhuriyet Mitinglerine, 2013 Haziran Halk Hareketlerine, 29 Ekimlere, 10 Kasımlara, 8 Martlara, 1 Mayıslara, 19 Mayıs­lara bakın, milyonlarca insan bağımsızlık ve özgürlük için ayağa kalktı. Bunların yarısı kadın yurttaşlarımızdı. Hatta bazı eylemlerde kadınlarımız erkeklerden fazlaydı.

Televizyonları izliyoruz. Mısır’daki Tah­rir Meydanına, İran’daki Tahran Meydanına, Irak’taki Bağdat Meydanına, Rusya’daki Kızıl Meydana, Hatta Çin’deki Tiananmen Mey­danına bakınız, bir de Kızılay, Taksim ve Gündoğdu Meydanlarına bakınız, Türk kadı­nının gücünü, kitleselliğini ve yurtseverliğini göreceksiniz.

Türk kadını dostuna kucağını açar, düşma­nına kartal kesilir. Diyarbakır’daki Kürt anaları terör canavarına karşı savaşıyor. PKK’yı silahlar, bombalar kadar anaların direnişi bitirecektir.

Çiftçi kadınlarımız tarlada tohum saçıyor, ekin biçiyor. İşçi kadınlarımız grev önlüğünü giymiş, halay çekiyor. Memur kadınlarımız halkın hizmetine koşuyor. Esnaf kadınlarımız çarşıda, pazarda satış yapıyor. İş kadınlarımız dev şirketleri yönetiyor. Aydın kadınlarımız bilim, sanat üretiyor. Sporcu kızlarımız Türki­ye’ye madalya getiriyor.

Türkiye önümüzdeki süreçte bir kadın dev­rimine gebedir. Yeter ki bu tarihî görevimizin bilincinde olalım.

Mustafa Kemal’in devrimci Türkiye’si, Türk kadınını sadece tarlaya, fabrikaya, işye­rine, eğitime, bilime, sanata, spora katmak­la kalmamış, onu Kurtuluş Savaşında silahlı mücadeleye bile seferber edebilmiştir. Türk Milleti Halide Edip, Kara Fatma, Gördesli Makbule, Şerife Bacı, Emir Ayşe, Nene Hatun gibi yüzlerce kadın kahraman yetiştiren bir ulustur. Türk kadını, vatanı için kınalı kuzu­larını Çanakkale Savaşına seve-seve göndere­cek vatansever yüreğe sahiptir. Türk kadını, Kurtuluş Savaşında kağnısıyla mermi taşıyan Elif’tir. Türk kadını, Afet İnan’dır, Sabiha Gökçen’dir. Türk kadını, Suna Kan’dır, İdil Biret’tir. Türk kadını, Muazzez İlmiye Çığ’dır Türk kadını, işçi Ayşe, köylü Emine, memur Hatice, esnaf Zeynep, iş kadını Meryem’dir.

Bugün Türk kadınının temel sorunları neler­dir? Bazı Amerika ve Avrupa kaynaklı turuncu ve feminist kadın örgütleri, kadınların önüne taciz, tecavüz, şiddet, baskı vb. sorunları koy­maktadır. Kuşkusuz bu sorunlar vardır. Bu sorunların çözümü için mücadele edilmelidir. Ancak Türk kadınının en yakıcı ve temel sorunları bunlar değildir. Bunlar emperyaliz­min hedef saptırma, kadın hareketini kendi yörüngelerine alma ve erkeği kadının düşmanı gösterme politikalarıdır. (Devam Edecek)

Sadık KARAKAŞ

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here