Tasma kelimesi pek yabancı değildir, sık duymasak da hafızamızda yeri vardır. Boyunda bulunur veya takılır. Kuyumcu ve mücevheratçıda bulunur ki bu hanımefendilerin gerdanlık ve kolye olarak kullandıkları bir ziynet eşyası ve aksesuardır. Güdüm ve bağımlılık için evcillerin boynuna geçirilen var ki asıl olan bu olsa gerek. Tasmanın kullanılan karşılığı ikincisidir.
Bir zamanlar esip gürleyen, tehdit ile siyasileri korkutan ve iktidarları sallama gücüne sahip olan Medya ve Patronları vardı. Bunlar birbiri ile servet edinme yarışına girerlerdi. Ellerindeki tek koz, şantaj ve korku salma! Geçmişte bunlara dur diyebilen yoktu. On yıl öncesine kadar böyle idi. Astığı astık, kestiği kestik. AKP İktidarına kadar, hatta iki yıl da iktidarla devam etti. Bir istisna hariç! Star Medya gurubu, ağır sözlerle eleştiriyi hakaret noktasına vardırdı ve gücüne çok güvendi. İktidarın dikleşmesi ve kararlı tutumu ile pes etti ve her şeyin kaybetti. Tabir caizse feleği şaştı. İşte bu medyada döndüm noktası oldu. Hem görsel hem yazılı medyanın “MİLADI” kabul edilebilir bir tarih.
Diğer Medya Gurup ve Holdingleri kısa bir süre aynı hava, aynı tavada devam etmeye çalıştı, sayısı o kadar çok ki iktidar, verilecek ihale ve çıkarları karşılığında, bunların kullanılmasının daha uygun olduğunu düşünmüş olmalı ki elde edecekleri rant karşılığı hepsi boyun eğmiştir ve her türlü sitem dayatma ve hatta hakaret karşılığı dahi yutulmakta eyvallah denilmektedir.
İşte yukarıdaki yazı başlığı tam yerine oturmuştur. Sayın Başbakanımız çok önemli bir toplantıda tüm basın mensuplarının bulunduğu mahalde, basın mensupları ve yazarçizerlere hitaben, “Biz İktidarımızda sizlerin boynundaki tasmaları çıkarttık” demiştir. Tıs, çıt yok, erkeksen yeme yutma.
Son on günde inşallah sonu hayır olur, Gezi Parkı gösterilerinin ilk haftasında bu tiplerin ve bahse konu medyanın ne haberleri ne de yazıları var. Ne zaman kalabalıklar tüm Türkiye’de yoğunlaştı ve Sayın Başbakanımız yurt dışına çıktı, tamamı ekranlarda devamlı haberler ve ‘demiştim, söylemiştim, uyarmıştım’ yazıları ile tenkitler peş peşe gelmeye başladı. Sizi kelekler sizi, tek bir adam gibi adam, yani sözünün eri, gerekirse secde ederim diyen (namazla alakası pek olmadığını tahmin ettiğim) Fatih ALTAYLI çıktı içinizden.
Şu günden itibaren, iki arada bir derede kalan yazarların hali yürekler acısıdır. Burada, Yerel Medya ve Ulusal Medyanın %30’u bu yazının dışında bulunmaktadır diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com
