Değerli okurlarım, uzun yıllar önceki anlı şanlı ustalar, duygularını güzel sözcüklerle süsleyerek çok önemli uyarlarda ve önerilerde bulunmuşlardı. Uzun yıllar önce söylenen o güzel deyimleri açıkladığımızda; *Takım çevresi, *Antrenörün rolü ve özellikleri, *Takımı oluşturma aktiviteleri, *Gerekli derslerin alınıp alınmadığı, *Takım yapılandırılması, *Bütünleşme, *Performans ilişkileri, gibi maddeler göze çarpıyor.
Zaten, o dönemde, belli başlı antrenörlere “Takım Yapılandırması” kavramını nasıl tanımladıkları sorulduğunda; Gurup dinamiği, Gurup bütünleşmesi, Takım kimyası, Güven ve arkadaşlık, Sporcuların ortak bir hedefi gerçekleştirmek için bir araya gelmesi gibi açıklamalar yapılmış, tamamen gerçekleri yansıtan ve Türk sporunun yararlanacağı gündem oluşturulmuştur.
Herkese defalarca söz hakkı verilmiştir. Bazı antrenörler de, “Bütünün, parçaların toplamından fazla ettiği” sinerji yanıtını vermişlerdi. O günkü aldığım notlar hala elimde ve her okuyuşumda yıllar öncesine dönüyorum diyebilirim. Bununla beraber, takımın inşasını geliştirebilmek için destekleyici çevre koşullarının da yaratılması gerekliliğinin şart olduğunu bir daha söylemiş olalım.
Takımın hedefi olan yüksek motivasyona sahip olması için, çevre koşullarının elverişli olması, zaruri bir ihtiyaçtır. Dünkü sayımızda da çevreden söz ederken aynı ifadeleri kullanmıştım. Bununla beraber, genel olarak teknik direktörlerin sezona ilişkin organizasyon ve planlaması doğrultusunda oluştuğu, sporcunun istikrarlı ve pozitif bir çevrede, daha iyi gelişme şansı bulduğuna ve takım ne kadar çevreye intibak eder, istikrara kavuşursa, daha çabuk gelişeceği inancı hâkim olmalıdır.
Dikkat ederseniz, her takımda, ikiden az olmamak üzere, dört ve hatta beş tane yardımcı antrenör bulunmaktadır. Bunların görevleri de oldukça önemlidir. Yardımcı antrenörler de, hedeflerin vurgulanması ve teknik direktör vizyonunun yerleştirilmesinde olumlu, zaman-zaman da olumsuz etkiye sahiptirler, diye düşünüyorum. Hepsinde değil ama bazı futbol takımlarında öyle yetenekli, öyle kabiliyetli yardımcı antrenörler vardır ki, verdiği hizmetle takıma maç aldırır ve de teknik direktörüne prestij sağlar.
Gelin görün ki, böylesine yetenekli yardımcılardan hiçbir teknik memnun olmamıştır. Ayrıntıya girmeyeceğim, anladığınızı sanıyorum. Koşullar n’olursa olsun, teknik direktörler, takımın istenen yönde işlev görmesinin, kolaylaştırılmasının kendi görevlerinin olduğunu peşinen bilmelidirler.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA