Sporun Kendisi ve Yitirdiklerimiz (3)

0
44

Değerli okurlarım, dikkat ederseniz tiyatrolar, sinemalar, gazeteler, dergiler, özellikle Yeşilçam ve sonrasında, hani sizlere anlattığım tek kanallı televizyonlar döneminde şöhret olan, o kuşağı aheste-aheste yitiriyoruz. Bugün, 75-80 yaşlarında yitirdiğimiz ünlüler, sinemanın, sanatın, televizyonun bizimde, genç kuşağında bildiği tanıdığı popüler isimler aslında. Onları hep iyi günlerinde tanıdık, icraatlarını gördük.

Başbakanın çekiçten mi balyozdan mı tutuklu hali devam ederken rahatsızlanıp da ameliyat olan Emekli Oramiral Ergin Saygun’u hastanede ziyaret etmesi ne kadar manidar değil mi? Ben diyorum ki; spor yapmış, sporcu ruhlu ve de emekli bir orgenerali çekiç, balyoz, değnek gibi sudan nedenlerle içeri tıktırıp, kamuoyunun tepkisinden korktuğu için. Muhtemelen bir fikir ayaklanmasını engellemek için. Uyanık!

Ben diyorum ki; sporda siyaseti karıştırarak, askerle de hesaplaşmayı büyük ölçüde tamamlayarak, “Her şey dediğin gibi oluyor, biraz da duygu sömürüsü yap, seçmenlerinin gönlünü hoş et” diye düşündüğü için… Ben diyorum ki; Jandarma genel komutanını, genelkurmay başkanı yaparak herkes muhafazakârlaşıp sağa baktığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri ustalıklı bir manevra ile uyumlu hale getirildiği için… Ben diyorum ki; hapishaneler askerlerle (emekli emeksiz önemli değil) gazetecilerle ve de fikir adamlarıyla doldu. Bazıları orada dert sahibi oldu ya da vefat etti. Gelecek tepkilerden endişe ettiği için…

Bu yazdıklarımı hemen her Türk vatandaşı biliyor. Bunlar da geçecektir, geçmesine de gönül kırgınlığı kolay-kolay geçmiyor. Bunca eziyeti, zulmü kim yaptı, kimler yaptı? Bunu hesabını Samsun’dan birileri geldiğinde soracaktır. Hem çok iyi soracaktır. Zalim yargılanırken, mazlum niye sevinmiyor? Plaketli, madalyalı paşaları çekiç, balyoz gibi ne idüğü belli olmayan suçlamalarla içeri alıp ölüme alıp ölüme terk edeceksin, daha sonra da korku belası kliniğe gidip “paşam bir iştir oldu” deyip elini uzatacaksın, hal hatır sorup, sağlığına dua edeceksin öyle mi? Yemezler…

Efendim, futbol oyununu sadece ve sadece bir yuvarlak cismi tekmelemek olarak kabul edenler yanılıyorlar. Bu duygularımı birkaç kez bu sütunlarda okudunuz. Televizyon programlarında da söylemiştim. Neler söylemiştim? Hatırlamanıza yardımcı olayım. Futbol bir şiir, bir roman, matematik, güzel sanatlar, fizik kurallarını altüst eden ve hatta mecliste bile gündem oluşturan müthiş bir hadisedir. Aynen bu ifadeyi kullanmıştım. Sözlerimin yanında ve arkasındayım…

Bu makalemde fazlaca ölümlerden söz ettim. Ölümü hatırlamak suç değil, aksine bir fazilettir. Çünkü gerçek olan sadece odur. Geride bıraktığımız ve yaşadığımız yılda da öylesine ünlüleri yitirdik ki, onların yeri hep boş kalacaktır bundan eminim. Biz ne kadar olumlu düşünsek de sırası gelene engel olabilmek mümkün değildir. Hepsine rahmet olsun…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here