Değerli okurlarım, “Gül ile Bülbül Efsanesini” bilmeyen var mıdır? Kimseden ses çıkmadığına göre bu efsaneyi hemen herkes biliyor demektir. Yine de, hatırlatma yapmak istiyorum.
“…Güllerin yetiştiği has bahçeler, nasıl olmuşsa kargalar tarafından işgal edilmiş ve Gülizar tel örgüyle çevrilmiş kargalar tarafından. Dallardaki dikenlere basarak ayaklarından akan kanlara aldırmadan güllere yaklaşmak isteyen bülbüller, esen rüzgârlara karışır olmuşlar tel çitlerin üzerinde. Onların kokusunu bize ulaştırın demişler ama ne mümkün… Rüzgâr esmiyor, eseceği varsa da durmuş. Güller de, Allah’a yakarır olmuşlar. “Şu kargalar bülbül olsun” demişler… Ama ne mümkün, Hiç kargalar bülbül olur mu? Onlar kadar ufalsalar bile, seslerinde benzeyiş olabilir mi?
Şu anda sizlere taslak romanımdan küçücük bir paragraf sundum. “Tamam, sundun da neyi demeye çalıştın” diyeceksiniz, değil mi? Arz edeyim. Çok ilginçtir ki, günümüz spor anlayışında, başarıyı ülkesinde şampiyon olup, deniz aşırı yerlerde şampiyonalara iştirak etme anlamında kabul edenlerle; gönüllerin şampiyonu olmadan, alkış bile kabul etmeyen anlayışın girdabındayız şimdi.
Bildiğiniz gibi, yeni bir anayasa çalışmaları var, proje olmaktan çıkıp epeyi yol aldı. Duyduğumuz kadarıyla “Padişah yaratma projesi” gibi şey. Aynı zamanda Kasımpaşalının tek adamlık hayallerini meşrulaştırmaya yönelik bir girişimdir.
Dikenlere basarak ayağından akan kanlara aldırmadan ama güle de yaklaşamayan bülbülün feryadı duyulmaz olursa; Aslan’ın olmadığı yerlerde, çakallar egemen olursa, ormanların o kesiminde güç dengesi ortadan kalkar, herkes bildiğini okur. Bundan önceki bir makalemde teknolojiden epeyce söz ettim, tekrar başa dönecek değilim. Şunları söylemeden de geçemeyeceğim…
Teknolojinin konumu ne olursa olsun, teknoloji bizleri nereye götürürse götürsün, teknoloji neler getirirse getirsin, bazı önemli gerçekler vardır ki, öncelikle içimize sindirmeliyiz. İnsanlar doğuyor, büyüyor, gelişiyor, Seviyor, seviliyor, âşık da oluyor, ona buna yağdanlık yaparak mal mülk sahibi de oluyor ama mutlaka ölüyor…
Teknolojinin etkisiz kaldığı yerler de vardır, hatta oralarda teknolojinin “T”sinden bile söz edilmez. Aşk, ayrılık, hüzün, muhabbet ve de ölüm! Dilerseniz bu ciddi konulara yarınki sayımızda girelim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA