Değerli okurlarım, Etik ve ahlaklı olma konusunda, yer, mekân, zaman söz konusu değildir. Nereli olursa olsun, aklın yeri birdir. Sporcu ve spor adamlığı felsefesi, kimliği tektir. Bu felsefe de hileli yola yer yoktur.
Şu yaşlı dünyada önemli boyutlara ulaşan spor etkinliklerinde ülke olarak adımızı, saydığım bu gerekçelere karşın, olumlu ve onurlu bir biçimde adımızı duyurmak istiyorsak; öncellikle ve ivedilikle, spordaki gerçek kazanımın ne olduğunu bilmeliyiz. Spordaki gerçek başarı, dayanışma, mücadele, özgüven, yetenek, insanlar arasında barış, dostluk, kardeşlik sevgi gibi ahlaki temellere dayalı bağları oluşturabilmektir.
Futbolda şiddeti önlemenin tek yolu önce eğitim, sonra da etkili, caydırıcı yasaklarla pusulabet mümkündür. Neden Avrupa’nın birçok statlarında tel örgüler yok da, bizim ülkemizde var? Çünkü bizim yasalarımız yetersiz, caydırıcı değil. Onun içinde, taraftar tel örgüyü atlayıp sahaya giriyor ve poz veriyor. Yüzümüz Avrupa’ya dönükse, onlar gibi medeni ve kurallara uymayı bilmeliyiz
Ayrıca, etik yolla kazanılan başarılar altın gibidir, yere düşmeyle kararmaz ve paslanmaz. Etik yolla kazanılan kupa izlenirken, insanın genzi sızlar içi burkulur. Şaibeli kupalara bakılmaz bile.
Bilerek isteyerek ve yanlışa düşerek şampiyon da olunabilir ama sporcu-spor adamlığı kimliğini kaybeder. O kişiler vicdan muhasebesi de yapamazlar. Hangi vicdan?…
Şehrimizde ‘Profesyonel Futbol Takımlarımız’ birkaç kez beyaz sayfa açmışlardır. Başarı elde etmek adına, yönetimi, teknik kadrosu ve futbolcuları tam bir uyum içinde olması gerekir. Duygu ve düşüncelere katılmamak da mümkün değil! “…Biz İskenderun’un kulübüyüz, nereden geldiğimizi unutmuyoruz. 2. Lig’de kalıcı olup tecrübe kazanacağız. Kazanacağımız başarılarla şehrimizin çehresini değiştireceğiz. “Lig “A” uzakta değildir. Amacımız, şehrimizi süper Lig’de temsil etmek olacaktır…”
İşte söylenen ya da söylenmesi gereken bu etik sözlere âmin dememek mümkün mü? Konu dışı olsa bile, yeni sezon sonunda Süper Amatör Lig’de top koşturan takımlarımızdan birinin ya da ikisinin de profesyonelliğe adım atmalarını yürekten diliyoruz. Oturarak değil çaba göstererek, etik kurallar çerçevesinde özlenen yere varılacağına inanmaktayım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
