(Eski Basketbolcu Prof. Dr. Kazım Mirşan’ın Anısına…)
Değerli okurlarım, yere ne kadar sağlam basarsak basalım, eğer sıran geldiyse “koşarak” gidersin. Bu Allah’ın kanunudur, değiştirme, uymama lüksümüz ve şansımız yoktur. Dünyalar kadar zengin olsanız, havanızdan geçilmese, yan yana bile yürüseniz, darbeden bile şans eseri kurtulsanız yine de gideceğimiz yer orasıdır.
Uzun bir süre önce, Türk kültürüne çok büyük emekler vermiş, yeri doldurulamayacak bilim adamı Profesör Doktor Kazım Mirşan’ı kaybettik. Merhumu yakından tanıyanlardan değilim. Basketbol oynadığını da hiç görmedim. Bu makaleye neden yazmam gerektiğine gelince; Usta Merhum Fikret Otyam’ın yakın arkadaşıydı. Çalışma odasında iki kez karşılaştık. Beni genç bir gazeteci olarak tanıttı. Rahmetli elimi sıktı, memnuniyetini belirtti. Aynı ortamda bir kez daha karşılaşmıştık. Otyam rahmetliyi şöyle tanıtmıştı: “…Öcal, Kazım bey bilim adamı olmakla beraber, basketbol oynamış, aynı zamanda iyi bir sporseverdir…”
Ustamdan duyduklarım bu kadar ve bir şeyler yazmak istiyordum. Hiçbir bilgim yoktu. Kitap ansiklopedi karıştırırken bazı donelere ulaştım ve şaşırmadığımı söyleyemem. Bilgiler aynen şöyle: “…Büyük, geniş dilbilgisi ve yakinen tanıdığı Orta Asya’nın kendisine vermiş olduğu imkânlarla, atalarımızın yazıyı bulduğunu keşfetmiş ve dünyanın dört bucağına göçlerle yayılmış olan Ön-Türkçeyi okuyarak büyük bir Türk kültürüne sahip olduğumuzu yazı denen görsel belgelerle ortaya koymuştu.
Türk tarih ve kültürünü Türkçe bilmeyen batılıların kaynaklarından öğrenmiş olan akademisyenlerimizin bu kötü alışkanlıklarıyla batının tanıtmadığı Mirşan için, bir onu kabul etmiyoruz demişlerdi. İçlerinden hiçbiri Türk kültürünü doğduğu yerde, Orta Asya’da, doğduğu Dil olan Orta Asya Türkçesinden öğrenmemişti. 39 Orta Asya Türkçesinin henüz farkına varmışlar ve öğrenmek zahmetine katlanmaya başlamışlardır.
Batı nihayet Anadolu’yu keşfetmiş ve kendi kökenlerini oluşturan eski Grek kültürünün geç kalmış bir kültür olduğunu fark etmiş ve ondan vazgeçmiştir. Batılıların, Anadolu’ya karşılarına bir diğer ölümsüz Türk, Servet Somuncuoğlu ile Kazım Mirşan’ın çıkacağından henüz haberleri yoktur. Şu aşamada Anadolu dilini aramaktalar.
Dağlara taşlara yazılmış ve Servet Somuncuoğlu’nun ortaya çıkarmış olduğu yazıların Ön-Türkçe olduğunu ve Kazım Mirşan tarafından okunduğunu pek yakında öğreneceklerdir. İşte o zaman Kazım Mirşan’ın değeri Batılılar tarafından ortaya konacak ve akademisyenlerimiz ve bu gerçeği batıdan öğrendikleri için Kazım Mirşan’ın değerini itiraf etmek gereğinde kalacaklardır.
Ortaya konulan belge ve bulgular, dünya tarihinin yeniden yazılması gerçeği, evrensel kültürü başlatan Ön-Türk kültürü merhumun çalışmaları sayesinde geniş kitleye yayılmaktadır…”
Nedense, bizde bilim adamlarına değer verilmiyor ama tutuklatmaya gelince üstümüze yok. Ayetlerle alay edip bakara makara diyen küstahları bakan yapıyoruz. Merhum Kazım Mirşan’a ve beni tanıştıran Ustam Fikret Otyam’a Allah’tan rahmet ve Yüce Ulusumuza başsağlığı dilerim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
