Spora Tahrik Egemen Olunca (3)

0
53

Değerli okurlarım, ‘Kadınlar futboldan anlar mı anlamaz mı?’ ya da ‘Kadınlar Futbolda söz sahibi olsunlar mı, olmasınlar mı?’ şeklinde okurlarımın bana yönelttikleri bu güncel sorulara mutlaka cevap vereceğim, kimsenin kuşkusu olmasın! Ancak, dünkü sayımızda mazlumlar kendilerine zulmedenlere yargı aşamasında neden sevinmediler? Bu konuya kısaca bildiğim kadar değinip geçeceğim ve daha sonra konumuza devam edeceğim.

Olacak şey değil! Sıkı Yönetim Mahkemelerinde yargılanmış, işkence görmüş, ezanın cefanın kralını çekmiş, işleri elerinden alınmış, yurt dışına kaçmak zorunda kalmış mağdurlar, mazlumlar neden sevinmiyorlar? Neden sevinmediler? Darbenin oluşturduğu kurum ve kuruluşlar hala dimdik ayakta duruyor! Cezaevlerinden gözyaşlarıyla ıslanmış, suçsuzluğu belirleyen mektuplar geliyor, sıkıyönetim mahkemeleriyle eşdeğer olan mahkemeler korku salıyor.

Ülkenin suçsuz bilim adamları, belli başlı yazarlar, gereksiz suçlamalarla ele başı diye nitelendiriliyorlar. Kürt sorununa o günlerdeki gibi şiddetle çözümler aranıyor. Özgürlük, Hürriyet, Demokrasi ve İnsan hakları, bir kişinin tahammülsüzlük girdabında boğulup gidiyor. Darbe günlerinde olduğu gibi (bizler çok iyi hatırlıyoruz) tehditler, kara çalmalar, iftiralar boyut kazanıyor.

Ordunun itibarı sıfırlanırken, polisler Cilo Dağına ölüme gönderiliyor. Fikir beyan edenlerin ‘Vatan haini’ ya da ‘Terörist’ olarak damgalanmasında bir eksilme olmuyor, aksine çoğalıyor. Sıkıyönetim yok ama Özel Yetkili Mahkemeler on binlerce insanı, ismi yeni duyulmuş örgüt üyeliğinden yargılıyor.

Şike skandalı ile ortalık zifiri karanlık oluyor. Özerk olan Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) atamayla yani tayinle başkan seçiliyor. Özellikle bu dönemde halkı sindirip korkutmak için cop, tazyikli su, biber gazı (insanların ölüp ölmemesi hiç önemli değil) egemenliğini koruyor. Siyaset, hiçbir dönemde olmadığı kadar yargıyı kuşattı.

O ezilenler, mazlumlar sözde zalimler yargılanırken; nedense, aslında nedense değil, işte bu nedenlerden dolayı mutlu olamıyorlar! Bu ulus saf ama bir o kadar da ahlakı özümlemiş, temiz ve sporcu ruhludur! Yürekleri yumruk gibi sessiz ama uyumadan sessiz… Öyle bir ulus işte!

‘İşte darbecileri yargılıyoruz!’ diyerek atılan havaların, çekilen nutukların, yukarıda sözünü ettiğim tablonun daha da katmerleşeceğini bildikleri için mutlu değiller, olamıyorlar. Amaç darbecileri yargılamak değil! Bunun oy avcılığı olduğunu biliyorlar da onun için 12 Eylül mağdurları mutlu olamıyorlar. Darbecileri yargılamanın ülke genelinde mutluluk, ferahlık ve bir özgürlük rüzgârı estirmediğini, o zihniyetin yıkılmasa bile hala ayakta kaldığını bildiklerinden, yargılama zihniyetinin oy avcılığı olduğunu bildiklerinden mutlu değiller. İki ihtiyar darbecinin yargılanmasından elde edilecek itibarın kafalarına gülle gibi düşeceğinden korktuklarından mutlu olamıyorlar.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bir çık gerçekleri ortaya koymadı mı? Bana kalırsa sevinmemek de haklılar. Mazlum yargılanırken, zalim seviniyor da, zalim yargılanırken mazlum sevinemiyor.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here