Değerli okurlarım, dünkü yazımızda, belli rahatsızlıklara karşı alacağımız önemli tedbirlerden birisi, ‘Öncelikle sağlığımıza sahip çıkmak ve onu iyi izlemektir…’ dedik. Sağlığını yakın takibe alanlar kolay-kolay hastalanmazlar diye devam ettik.
Şu anda hikâye gibi gelen sözlerimin ne anlama geldiğinin farkında olmalısınız. Böyle olması gerektiğine rağmen pek farkında olamıyoruz. Çünkü sağlıklı günlerimizde, şu ya da bu şekilde rahatsızlanacağımızı aklımız idrak edemiyor. Sonuna kadar böyle gideceğini düşünüyoruz muhtemelen.
Aklımız neleri unutuyor dersiniz? Çok sağlıklı düşünebilme, Daha güçlü bağışıklık, Daha güçlü bir anatomi! Sağlıklı yapıda hücreler, doku ve organ, Daha dirençli ruh ve beden hali, Çok daha iyi mutlu bir yaşam! Aklımız ve nefsimizle birlikte… Bu saydıklarımın ne anlama geldiğini bilmesine rağmen unutuyor insan. Ne zaman hatırlıyor dersiniz? Bir dostunuzu ziyaret amacıyla bir kliniğe ya da mezarlığa gittiğinizde en önemlisi de bir yerimiz rahatsızlandığında hatırlıyor.
Hastalık bizlere konuk olduktan sonra hatırlamanın da bir yok diye düşünüyorum. Sadece hastalanınca doktora gidilmemeli. Sağlıklıyken de doktora gidip, bazı testler yaptırmalıyız. Nasıl olsa her köşe başında özel hastane var.
Özel hastane dedim ya, şunları da söylemeden geçemeyeceğim. Bir ara gözlerim sulanıyordu, göz damlası için özel bir hastaneye gittim, onlara da bir faydam dokunsun diye. Muayene odasına girer girmez iki soru ile karşılaştım; “-Kaç yaşındasınız? Kan ve idrar tahlili yaptıracaksınız…” “-Yaşa göre mi damla vereceksiniz? Tahlillerin bu işle ne ilgisi var?”
Bu saçma soruları açıklayan da olmadı. Ne de olsa özel hastane, bir göz damlasını nelere mal edecekler. Kimin cebinden çıkıp, kimin cebine giriyor!
Ön teker nereye giderse, arka teker de onu takip eder. Baştaki dürüst olursa, arkadakiler de dürüst olmaya özen gösterir. Hanlar, hamamlar ve de gemi filoları olmaz, gündeme de gelmez. Ne demek istediğimizi hemen açıklayayım. Eğer hastalanmamak ya da az hastalanmak istiyorsanız, sağlığınıza kendi çocuğunuz kadar değer vermelisiniz. Sağlığınız hakkında ya da hastalanmamak şunları da düşünmelisiniz…
Hastalanmadan da doktora gitmeyi, sağlık kontrolleri yapmayı, Sağlığın ihtimam gerektiren bir olgu olduğunu, Hastalıkların çok basit ihmallerden oluştuğunu, korunmakla beraber, daha güçlenebilen bir şey olduğunu… Vücut sinyalleri sıklaştığında, bunu kadere havale etmemeyi, yaşınızla hastalığın doğru orantıda olacağını, Erkekseniz bir ürologa, kadınsanız bir jinekologa, altmışı geçtiyseniz zatürree ve zona gibi aşıları düşünmenizi öneririm.
Ayrıca, bu konuda sorular soran okurlarıma şunları da önermek istiyorum. Eğer, size sorun yaşatacak sistem ve organlarınız varsa, bunları belli aralıklarla özenle gözden geçiriniz. Bunu yaparken sadece görüntüleme veya kan incelemeleri ile yetinmeyiniz, süreci daha akılcı planlamalarla ve profesyonelce takip ediniz, ettiriniz. Örneğin, vücudunuzun herhangi bir vitamine, minerale, ek bir besine ihtiyaç duyup duymadığını da araştırınız. Yakın ya da uzak bir gelecek sorun haline gelebilecek herhangi bir tehdidin bulunup bulunmadığını öğrenip anlamaya çalışınız.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA