Değerli okurlarım, zaman, zemin söz konusu olmaksızın zaman-zaman hepimiz hastalanıyoruz ve hastalanacağız da. Bizim kontrolümüz dışında olanlar da bulunuyor ama genel olarak hastalıkların çoğu ihmalkârlığımızdan ve hatalarımızdan kaynaklanmaktadır.
Spor yapmak, spor salonlarına gitmek… Tabi ki bunlar faydalı şeyler. Böyle olmasına rağmen bunların tamamıyla “avantaj” olduğunu söylememiz de doğru olmaz. Sporla sağlıklı kalabilmenin, avantajına ve dezavantajına aheste-aheste gireceğim.
Spor yapmak güzel bir yaklaşım! Fakat herkes spor yapmıyor ki. Spora başlama aşamasında gerçekten heyecan duymuyorsanız, yaptığınız bu sporun inanın hiçbir faydasını göremezsiniz. Hastalanmak istemeyen ya da sık-sık rahatsızlanan okurlarım için özellikle şunları söylemek istiyorum. Bazı okurlarıma bu önerilerimi telefonda da söylemiştim, onlar çok iyi hatırlayacaklar.
Efendim, belli rahatsızlıklara karşı alacağımız önemli tedbirlerden birisi, öncelikle sağlığımıza sahip çıkmak ve onu iyi izlemektir. Sağlığını yakın takibe alanlar kolay-kolay hastalanmazlar. Şu anda hikâye gibi gelen sözlerimin ne anlama geldiğinin farkında olmalısınız. Böyle olması gerektiğine rağmen pek farkında olamıyoruz. Çünkü sağlıklı günlerimizde, şu ya da bu şekilde rahatsızlanacağımızı aklımız idrak edemiyor. Sonuna kadar böyle gideceğini düşünüyor muhtemelen.
Aklımız neyleri unutuyor dersiniz? Çok sağlıklı düşünebilme, Daha güçlü bağışıklık, Daha güçlü bir anatomi… Sağlıklı yapıda hücreler, doku ve organ, Daha dirençli ruh ve beden hali, Çok daha iyi mutlu bir yaşam… Aklımız, nefsimizle birlikte, bu saydıklarımın ne anlama geldiğini bilmesine rağmen unutuyor. Ne zaman hatırlıyor dersiniz?
Bir dostumuzu ziyaret amacıyla bir kliniğe ya da mezarlığa gittiğinizde, en önemlisi de bir yerimiz rahatsızlandığında hatırlıyor. Hastalık bizlere konuk olduktan sonra hatırlamanın da bir yok diye düşünüyorum. Sadece hastalanınca doktora gidilmemeli. Sağlıklıyken de doktora gidip, bazı testler yaptırmalıyız. Nasıl olsa her köşe başında özel hastane var.
Özel hastane dedim ya, şunları da söylemeden geçemeyeceğim. Bir ara gözlerim sulanıyordu, göz damlası için özel bir hastaneye gittim, onlara da bir faydam dokunsun diye. Muayene odasına girer girmez iki soru ile karşılaştım. “-Kaç yaşındasınız? Kan ve idrar tahlili yaptıracaksınız!” Yaşa göre mi damla vereceksiniz? Tahlillerin bu işle ne ilgisi var? Bu saçma soruları açıklayan da olmadı. Ne de olsa özel hastane, bir göz damlasını nelere mal edecekler? Kimin cebinden çıkıp, kimin cebine giriyor?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA