Değerli okurlarım, dünkü sayımızda egzersizi bitirmeye çalışıyordum ama ne mümkün. Konu güncel ve de altyapısı güçlü. Üstelik egzersizde çok söz var, hiç biter mi? Öyle de olsa bugün sonlandırmaya çalışacağım. Evet, özellikle kafanızın çok karışık olduğu ve karamsar duygulara kapıldığınız zaman, zihinsel ve bedensel olarak o sıkıntıdan kurtulma ihtiyacı duyarız. Zihinsel karışıklık duyguların da karışmasına neden olur ve bunların sonucunda halsizlik, isteksizlik, yorgunluk, mızmızcılık halleri ortaya çıkar.
En önemli şeyin sağlık olduğunu sık-sık belirtiyoruz. Tamamen doğru. Sağlıklı olursak her şey dilediğimiz gibi olur, olumsuzluklara salim kafayla çözüm üretebiliriz. Bu nedenle, en zor koşullarda bile, yani kendimizi son derece yorgun ve mutsuz hissettiğimize bile dingin ve canlanmayı düşünmeliyiz. Dondurucu soğuk ya da tipi halinde kar yağmıyorsa, sabahın ilk saatlerinde pencerelerinizi kapalı tutmayın, belli bir süre açık tutun ve egzersiz yapın. Kısa süre sonra değişikliği fark edeceksiniz.
Egzersizi, müzik eşliğinde yapabilme olanağınız varsa müthiş bir hadise olur. Heyecan duyar, mutlu olursunuz. Daha sonra ılık bir duş ve güzel bir kahvaltı! Enerjik bir insan olarak işinize bakarsınız ve yaptığınız işten de haz duyarsınız.
Kadınlarda Diyetin ve Sporun Önemi:
Kadınların sıkıntıları bitmez. Örneğin bazıları adet görmeden önce sıkıntılar yaşarlar. Hormon dengesizlikleri, vücudun muhtelif yerlerinde oluşan şişlikler, ruh hali, dengesizlikler, çevre faktörlerinin rol oynadığı türlü olumsuzluklar. Yani, yukarıda saydıklarıma “Adet öncesi sendrom” adı veriliyor. Yorgunluk, sinirlilik (onların hepsi sinirlidir zaten) uyumsuzluk halleri kendini gösterebiliyor. Doktorların ilaç yazma özellikleri fazlaca gelişmiştir ama yine de ilaca fazla itibar etmeden, spor ve diyet ikilisiyle bu olumsuzluklar çözüme kavuşturulur. Söylediklerimi uyguladıktan sonra, sakın ola ki şu duygulara kapılmayın:
“…Ağaçlar kesilmiş, kesiyorlar ama biz milyar ağaç diktik besmeleyle. Her taraf çözüldü bizden önce ve Allah bizi gönderdi ağaç dikmek için. Boğazı ikiye ayırdım, evvelce boğaz yoktu. Baktım ki herkes işine gücüne yüzerek gidiyor, ben de köprüler yaptırdım. Marmara Denizi bir çukur, bir ucube idi. Besmele ile orayı ben doldurdum. Papazın Çayırı idi daha önce, İmam’ın Çayırı yaptım Allah’ın izniyle. Yeditepede sadece, ufacık dağları da ben yarattım. IMF’ye olan borcumuzu hamdolsun maaşımdan verdim. Faturası burada. Ayranı yarattım durup dururken, herkese üzüm yemelerini önerdim kafaları kıyak olsun diye ama camilerde içtiler yanıyom-yanıyom da ona yanıyom. İçkiyi yasakladım bildiğiniz gibi. Yoksa Rabbime nasıl, hangi yüzle cevap verirdim. Orada da yerim belli…”
Egzersizden önce ve sonra sakın ola ki böyle gereksiz şeyler düşünmeyin.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA