Şehrimiz zaten ufacık bir kutu gibi kaldı. Şehrimizi zamanında siyaset uğruna belli kesim rahat oy alsın diye ufalttıkça ufalttılar. Kendi memleketimizde adım atacak yer yok! Birde üstüne üstlük şu her yöne araç parkları yok mu? İnsanı bezdirmeye yetiyor.
Sokak ve caddeler daracık. Yaya olarak yolda yürürken tıpkı cambazvari yolda yürümeye çalışıyorsunuz. Bisiklet ve motosiklet sürmek demek “Azrail ile arkadaş olmuşsunuz” demek. Ya şu dolmuş kullananlara ne demeli?!. Sağa bak onlar, sola bak onlar. Arka arkaya dizilip bir yolcu almak için birbirleriyle yarış halindeler. Önlerinde yaya mı var, çoluk çocuk mu var!… Önlerinde yaşlılar mı var! Önlerinde motosiklet veya bisiklet mi var! Önlerinde hayvan mı var!.. Önlerinde ne olursa olsun onlar için fark etmiyor! Korkusuzca dalıyorlar kalabalığın ve trafiğin içine… Mete Aslan Bulvarından bir çıkışları var ki her yer toz duman! Ta ki geri dönüş duraklarına kadar zamanla yarış içerisindeler.
Emniyet çaresiz! Trafik komisyonu çaresiz! Yerel yönetim teşkilatları çaresiz! Dolmuşlara binenlerin yürekleri ağızlarında! Servis araçlarına binen çocuklarımızın da yürekleri ağzında! Evden yolcu edilen birey, ulaşacağı yere sağ salim ulaşınca onları yolcu edenler rahat bir nefes alıyor.
Hangi zamanda yaşıyoruz bilemiyorum. Bunca eziyeti çekmek bizlere yakışıyor mu? İnsanca yaşamayı ne zaman öğreneceğiz bilmiyorum. Araçları kullananın hatası yüzünden bir olay yaşansa bir anda suçlu pozisyondasınız. Sana bağırıyor, çağırıyor birde yaşa ve konuma bakmadan seni oracıkta dövmeye kalkışıyorlar. Saygı yok, yaşa başa hürmet yok.
Hani sivil polisler dolmuşlarda görev yapacaktı? Hani dolmuş şoförlerine eğitim verilecekti? Hani SCR denilen ulaşım belgesi bir kurs neticesinde verilecekti? Trafik polislerinin gözlerinin önünde yaşanan bu gibi olaylar nasıl durdurulamıyor?! Araçlarda sigara yasağı var. Rutin kontroller devamlı yapılıyor. Araçlar üstümüze çıkarak sürüş yapıyor bunları gören yok! Duyan yok..!
Sosyal medyada başımdan geçen bir hadiseden sonra ufacık bir yazı paylaştım. Millet o kadar nefret içerisinde ki yorum üstüne yorum yapıyorlar. Maazallah bir Arsuz yolundan dolmuşa binseniz, yandığınızın resmidir. Duraklarda yolcu kapma yarışının tam ortasındasınız. Varacağınız yere kadar oturduğunuz yerde hop kalkıp hop oturuyorsunuz. Ağzınızı şoföre bir açmaya kalkıştığınızda eyvah ki eyvah! Kafanızı yere eğip kaderin sizi nereye sürüklediğine kanaat getirmekten başka bir şansınız yok.
Şehir içi trafiği tam bir mezbelelik, korna çalmalar acı frenle panik yaşayanlar gırla gidiyor. Şu zaman diliminde buna da kader demek bize yakışmıyor. Kader değilse peki ne? Neden bunca yapılanları göremiyoruz. Sivil toplum örgütleri biraz uykularından uyansın ve vatandaşa sahip çıksın. Devletin birimlerine yardımcı olsunlar. Maşallah polis gücümüz güçlü ve dinamik. Her noktada polis kolluk görevlilerini fazlasıyla görüyor ve bundan da gurur duyuyoruz.
Vallahi ne yazacağımı bilemiyorum. İçimden o kadar çok şeyleri yazmak geliyor ama ne yazayım bilmiyorum. Geçtiğimiz günlerin birinde motosikletimle balıkçı barınağının kavşağından dönerken, birden bire Mete Aslan bulvarından hızla gelen bir dolmuş, ramak kala çok şükür bana çarpmadı Allah korudu. Dolmuş şoförü hem suçlu hem güçlü bana doğru hiddetle “Dayı-dayı ne yapıyorsun önümde ne işin var” derken ukala şekilde bana sözle saldırdı. Bir şey diyemedim yalınız yanımda duran bir sivil taksideki sürücü araçtan inerek ona şöyle seslendi… “Utan, yaptığın ukalalık sana yakışmıyor, hem deli gibi sürdün arkadaşın üstüne geldin, birde utanmadan kendini haklı çıkartıyorsun ama o ehliyeti sana veren de kabahat burası dağ başı ve istediğiniz gibi at oynatıyorsunuz” diyerek bana sahip çıktı.
Dolmuş sinirlenerek hızla sahil yoluna döndü ve kayboldu. Bu benim için olağan bir hadise oldu ama şehrimizde veya başka şehirlerde bunun gibi nice yaralanmalı maddi hasarlı ve ölümlü hadiseler oluyor. Bunlar akıllanmadan yine yapacağını yapıyor.
Peki, ne olacak? Sonuçta bu durumlarla her an karşılaşacak ve onların egemenliğine hep boyun eğer vaziyetinde mi olacağız. İnşallah bizleri seven yetkililer özellikle Hatay Valimiz Rahmi Doğan bu gibi aksamaların önüne geçer de rahat bir nefes alırız. Şu an belki düzeliriz demekten başka bir şey elimden gelmiyor.