Şikâyetim Var!

0
107

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Havalar ısındı, börtü böcek sardı her tarafı. Sivrisinekler, hamam böcekleri saklandıkları deliklerden fırladı istila etmedikleri yer kalmadı… Evlerde, apartman aralıklarında, sokaklarda, sahilde yürürken, artık zıplaya-zıplaya ilerlemeye çalışıyoruz, bendeniz yılandan korkmam ama hamam böceğinden müthiş tırsarım. Tüylerim diken, diken olur onlardan görünce. Şimdilerde sokağa çıkınca baya bir gergin oluyorum.

Sandalet, açık ayakkabı giymiyorum çoraplarım ve spor ayakkabılarımı giyiyorum özellikle. ‘Belediye ilaçlama yapmayı düşünüyor mu acaba?’ diye sormak istiyorum. Kapı pencere açmıyoruz ayrıca bir sıkıntı daha var  ki alerjisi olanları baya zorlayan bir şey.

Bizim evin arkasındaki sokakta tam bizim arkaya bakan odaların parelerinde arada ancak üç metrelik bir aralık var. İşte o sokaktaki eski yer-yer metruk harabe halindeki evlerde çocuklar  derme çatma bir kulübe yapmış güvercin besliyorlar. Arka pencereleri kesinlikle açmıyoruz apartman olarak. Terasa bile çıkamıyoruz. Çocuklar damlarda cirit atıyor güvercinlerin arkasından. Bu gerçekten çok sıkıcı bir şey, özelikle bendenizin hem ciddi olarak sağlığını tehdit ediyor hem de o güvercinlere acıyorum hem de o genç çocukların bu kadar yakın bir şekilde damlarda dolaşması tedirgin ediyor hepimizi.

Açık açık  çok ciddi olarak şikâyet ediyorum. Yetkililer bir an önce bu işe el atsın istiyorum. Muhtarı aşıyor bu  iş bu yüzden belediye bu işle ilgilenmek zorunda. Bu harabeler ve bu kuşların peşini bırakmayacağım tamamen sokağımız temizlenene kadar.

& & & & &

Ve bir soru daha sormak istiyorum belediyeye “kardeşim kaldırımlar birilerinin babasın malı mı?” Yaz geldi havalar ısındı, hamburgercisi, pastacısı, simitçisi kaldırıma masa atmaya başladı. Yayalar nereden geçecek Allah aşkınıza? Zaten sahilde arabalar kaldırım kenarına çifter sıra park yapmış, caddeleri de babasının malı sanan cipler lüks araçlar üçüncü sırayı da işgal etmiş trafiği baya sıkışık duruma düşürmüş. Soruyorum şimdi yetkililere, sade vatandaşlar kız meslek lisesinden çıkan öğrenciler   nereden yürüsün? Caddeden gidemeyeceğine göre kuşkusuz masaların işgali alanındaki kaldırmalar da yürümek zorunda kalacak  ezile büzüle. Bu nasıl bir şey? Birisi bize bu işin olurunu anlatsın. Yoksa gerçekten sokaklar, caddeler, kaldırmalar birilerinin babasının malı diye belleyeceğiz.

Zaten kapalı alanda  sigara yasağı geldiğinden beri kaldırımlar, sigara içişleri tarafından işgal altında, aralarından geçmektense sokağa atıyorsunuz kendinizi. Araç gelmiyorsa ne ala geliyorsa da burun buruna gelmeniz an meselesi. Yani diyeceğim şu ki sıradan vatandaşın hayatını baya bir zorlaştırıyorsunuz sevgili yetkililere…

Ve lütfen rica ediyoruz en kısa zamanda bu sorunları gideriniz. Yani ne evimizi, ne sokağımızı, ne de şehrimizi ne de güzelim ülkemizi değiştirmek düşüncesinde değiliz, vergimizi de ödüyoruz ve vatandaşlık haklarımızı da istiyoruz o kadar. Daha çoğunu değil yani. Ve sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle kalalım her zaman ayrımsız gayrımsız. Yase

& & & & &

Geleceğini Biliyordum

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutmayacak ateş yağmuru altındaydılar. Tam cepheden dışarı doğru bir hale yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, Delirdin mi? gitmeye değer mi?
Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Artık onun için yapacak hiçbir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!

Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini cepheden dışarı attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı siperde kalan arkadaşı dedi ki: Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın. Değdi, dedi, gözleri dolarak asker, değdi. Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?

Yinede deydi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için. Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı: “Geleceğini biliyordum, Geleceğini biliyordum”

& & & & &

Duvarda Çivili Kertenkele

Japon mimarlarından biri evini baştan aşağı yeniliyordu. Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvarla irtibatlı bölümünde, iç kısmında, iki tahta arsında sıkışıp kalmış bir kertenkele buldu. Biraz daha dikkatle bakınca kertenkelenin canlı olduğunu fark etti. Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü. On yıl önce yapılan eve kapısı takılırken dışarıdan çakılan bir çivi, o an kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı diye düşündü Japon mimar. Peki nasıl olmuştu da bu kertenkele, bir santim boyu bile kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda on yıldır canlı kalmayı başarmıştı? Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izleme ye başlı. Bu kertenkelenin sadece havayla beslenmediğine göre, bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu. Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu. Japon mimar, nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü. Gelen kertenkele, yerinden kıpırdayamayacak halde olana ağzında yiyecek taşıyordu. Bu kertenkele diğerinin belki annesiydi, belki eşi, belki de arkadaşı Kim bilir? Ama bilinene bir şey var ki aralarındaki güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşımsına neden olmuştu.

Günün Şiiri

ANNEM

Annelerin en güzeli,

Sensin, benim güzel annem.

Ilık esen bahar yeli,

Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,

Ağır başlı, tatlı dilli,

Meleklerin eşi sanki

Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,

Gülümseyen engin duygu,

Evimizin mutluluğu

Sensin, benim güzel annem.

Uyuyan Güzel Anneye

Anne, bahar geliyor uyansana

Çık altın eşikte bekle beni,

En güzel tılsımları buldum sana

Koklayabilmek için nefesini.

Yeni açmış şu erik hatırlatır

Bana ağaçları çok sevdiğimi,

Sevginle mi ıslanmış şu sonsuz kır,

O kara bırakmışsın gözlerini.

Gül güzel annem benim, benim rüyam

İçimden çiçekli bir yol var sana,

Senin yerine biraz ben uyusam

Anne bahar geliyor uyansana.

Ceyhun Atuf KANSU

ANNE

Sen baharda nazlı çiçek,

Ben çiçekte tombul böcek,

Sensin beni güldürecek,

Anneciğim, biriciğim.

Kulağımda tatlı sesin,

Ninni yavrum uyu dersin,

Sevgi bağın eksilmesin

Anneciğim, biriciğim.

Mevlüt KAPLAN

ANNE

Uyusun da büyüsün

Derdin büyüdüm anne

Bana o ak sütünden

Verdin büyüdüm anne

Uykuma yıldızları

Serdin büyüdüm anne

Anne güzelliğine

Erdin, büyüdüm anne

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Günün Sözü

Hayatta hiçbir şeyden korkmayın yalnız; her şeyi anlamaya çalışın.

MARİE CURİE 

Gerçek arkadaş sağlık gibidir. Değeri ancak o yok olunca anlaşılır.

CERVANTES 

Umut, uyanık adamın rüyasıdır.

ARISTOTELES

Adalet önce devletten gelir.

ARISTOTELES

İyi, basit; kötü ise çok yönlüdür.

ARISTOTELES

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here