Seçim Süreci ve Demokrasi Kültürü

0
104

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde mizah yüklü günler yaşıyoruz. ‘Demokrasi Kültürü’nün eksikliği, kendini hissettiriyor. Üslup ve tartışmalar rayından çıkmadığı sürece, demokrasinin bir “yarışma programı”ndan farkı yoktur.

Keyifli saatler geçirmek için vatandaşın zahmet edip zaman harcayarak tiyatro, konser veya show programlarına gitmesine ya da ekran karşısında izlemesine gerek yok. “Üç Sanatçı”nın bedavaya verdikleri “müziksiz” konserler oyalanmaya ve eğlenmeye yetiyor, artıyor bile.

Vücut dili, ses tonu, hitap şekli ve sergilenen üsluplar… Haddini aşan sözler işi komediye çeviriyor. Sahneye konmuş trajikomik tiyatro oyunu gibi…

Eleştiri ve tartışmalarda sert, kırıcı ve incitici sözler kullanmak… Rakibi aşağılayarak yanlışını eksiğini ölçüsüz sözlerle yüzüne vurmak… Kin ve nefret duygularını körükleyerek yapay bir gerilim yaşatmak… Başkalarına karşı tepeden bakıp, kibirli davranmak… Kendi fikirlerine farklı olanlara tahammülsüzlük göstermek…

“O böyle demiş, bu böyle demiş, onlar şöyle demiş…” cinsinden mahalle dedikodularına benzer söylemler… Sokak ağzı kullanılarak, nezaket düzeyini alt seviyelere düşürmek… Acımasız ve yersiz yıpratma politikalarıyla rakibi devre dışı bırakıp istenilen hedefe ulaşma manevraları…

Rakibi, şahsiyeti üzerinden alaşağı etme planları… Bol kepçe hakaret ve iftira servisi, ayarı bozuk söz düellosu… Dalga geçme, alay etme, aşağılama ve küçümseme operasyonları… Topluma verilen mesajlar dönüp dolaşıyor aynı nakaratla, basmakalıp, içi boşaltılmış, bayatlamış sözleri devamlı olarak yansıtmak…

Birbirlerine ‘iltifat (!)’ etmekten ülke sorunlarına nasıl çözüm üretileceğine dair açıklamalara sıra gelmiyor. “Ben bilirim, ben çözerim” mantığı. Net olmayan kaçamak dolu ifadelerle işi geçiştirmek…

Toplumun zihninde çizilen tablo budur. Demokrasi anlayışının düzeyi düştükçe, dengesi ve kalitesi de bozuluyor. Demokrasi, eğer ülkeyi yönetme sanatı ise, özüne ve ölçülerine uygun bir siyaset anlayışını izlemek, ülke yararınadır.

Karşı tarafı ‘hasım’ değil ‘rakip’ görmeli. Rekabet yapılırken de hoşgörü, sorumluluk ve samimi davranışlara öncelik tanınmalıdır. Demokrasileri tıkır-tıkır işleyen ülkelerle, kendimizi karşılaştırdığımızda aramızdaki demokrasi farkı hemen göze çarpıyor.

Demokrasi, aslında bir eğlencedir. Polemiklerle yapılan eleştirilerin dozu artarsa çevreye “zarar” verir. Demokrasiyi “ucube” olmaktan kurtarmalıyız.

Başka alternatif yok!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here