Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Suriye krizinin ilimize getirdiği dezavantajlar ve bununla ilgili yapılması gerekenler, çözüm önerileri noktasında açıklamalarda bulundu. Vekil Şahin, Hatay ile ilgili ‘Kısmi 5. Teşvik Bölgesi’ ilan edilmesi ile ilgili açıklamalarda da bulundu.
Hatay’ın kısmı olarak değil, tamamının ‘5. Teşvik Bölgesi’ kapsamına alınması gerektiğini savunan Milletvekili Şahin; “Yıllar önce gündeme gelen ‘5. Teşvik Bölgesi’ olması ile ilgili Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Lütfü Savaş, 500.000 imza toplamıştı. 5. Teşvik Bölgesine alınmama sebebimiz, İskenderun-Payas arasındaki sanayinin yarattığı dinamik ama diğer ilçelerimize bakın hiçbirinde böyle bir dinamizm yok. Ve her geçen gün kişi başına düşen milli gelirimiz daha da azalıyor. Bu noktada kısmi ‘5. Teşvik Bölgesi’ ilanı yapıldı. Kumlu, Reyhanlı, Altınözü, Yayladağı ve Arsuz, kısmi olarak 5. Teşvik Bölgesi içerisine alındı. Kırıkhan neden yok? Kırıkhan’ın da Dörtyol’un da içerisinde olması lazım… İlçe ilçe baktığınız zaman da böyle eksik yapıldığını düşünüyoruz. Hatay’ın tamamının 5. Teşvik Bölgesine alınması lazım. Hiç kimse bu konuların üzerinde durmuyor. Hatay aslında Türkiye’de, iki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul Boğazı nasılsa Hatay’ımız da coğrafik, demagojik ve stratejik açıdan öyle. Hatay Türkiye için İstanbul Boğazı’ndan daha da kıymetli bir yerde aslında. Transit geçişlerine baktığınız zaman hem Ortadoğu’ya, Afrika’ya, Asya’ya hem de Avrupa’ya bağlanan bir il. Ticari açıdan da çok üretken konumda ve ülke ekonomisine ciddi katkıları var.
Türkiye’de 500 Büyük sanayi kuruluşunun içerisinde Hatay’dan 5 büyük sanayi kuruluşu ve 11 firma var, bu çok önemli bir şey ama son yıllarda bakıyoruz ki Hatay giderek zayıflıyor. Ülkenin filtre ihtiyacını biz karşılıyoruz, dünyanın belki de ihtiyacını karşılayan filtre fabrikaları İskenderun’da yer alıyor. Demir Çelik ürünleri açısından Türkiye’nin dörtte birinden fazlasını neredeyse karşılıyoruz. Tarım sektörü açısından da böyle. Türkiye’de Trakya, Konya, Harran, Çukurova ve Amik Ovası! Baktığınız zaman 5 filetodan biriyiz. Topraklarımız çok da verimli. Maalesef son 11 yılda %74 kayıtlı tarım üreticilerimiz tarımdan uzaklaşmış, yüzde 74 oranında azalmış. Bu konuda mutlaka ciddi adımlar atılmalı. Büyükşehir belediyemiz kırsal kalkınma adı altında bir proje gerçekleştiriyor, güzel bir proje. Hem Ata tohumlarının yetişmesi, hem çiftçilerimize katkı sunmak, onlara Ziraat mühendisliği hizmeti vermek, tohum desteği, zaman zaman ilaç desteği, zaman zaman gübre desteği vermek konumunda faaliyetler sürdürüyor. Tarladan rafa aracısız, üretici daha fazla kazanabilsin, vatandaş üzerine ilaveler gelmeden ürünü alabilsin diye çalışmalar var. Umarım giderek gelişerek devam edecek” diye konuştu.
Suriye’de yaşanan iç savaşın etkilerinin Hatay’da ciddi anlamda hissedildiğini, misafir edilen Suriyelilerin hizmet ulaştırma noktasında sıkıntılar yaşattığını kaydeden Vekil Şahin; “Bir de bizim çok özel bir durumumuz var diğer illerden farklı olarak. Nüfusumuz 1 milyon 600 bin civarında nüfusa sahibiz biz. Resmi olarak 400-500 bin Suriyeli nüfusumuz var ama gerçek nüfusları 1 milyona yakın. Biz bu bir milyon nüfusa da hizmet veriyoruz, ulaşımda, kanalizasyonda, suda, sağlıkta, çevrede, parklarda, okullarda her yerde hizmet veriyoruz. Bize ödenek ayrılırken 1.600.000 nüfusa bakılarak ödenek gönderiliyor, 2.500.000 nüfus vardır denmiyor. Misafir diyoruz Suriyeliler ama 11 yıl oldu, o zaman misafir misafirliğini bilmeli, biraz müsaade istemeli ya da buna bir formül bulmalı iktidarımız. Ya onları barış içerisinde kendi ülkelerine gönderilmeli ya da en fazla yaşadıkları şehirlere katkı sunmalı.
Suriye krizinin bu şehre getirdiği dezavantajlar var. Mesela ticaret konusunda da bir şeyin farkında mı insanlar bilmiyorum. Türkiye’de Suriyeli iş adamları firmalar kuruyor, en çok Mersin’de Hatay bölgesinde firmaların yoğunluğu var. Bu firmalar bizim şu anda yaptığımız ticaretin yüzde otuzunu yapıyor. Yani ticaretimizin %30’unu Suriyeli firmalara kaptırmış durumdayız. Hem bizim ticaretimizi alacaklar hem bize gelen yatırımında %30-40’ını Suriyelilere hizmet olarak vereceğiz. Bu önemli bir sorun ve ivedi bir şekilde çözülmeli, bu konuda pozitif ayrımcılık istiyoruz.
Bu şehirlerde hizmetin geri kalmaması için akaryakıt ve elektrik konusundaki KDV’lerin yüzde bire indirilmesi noktasında yeni bir mevzuat değişikliği getirilmeli ya da bir olanak sağlanmalı. Bu şehirlerde hizmet alma konumunda olan insanlara hizmet verme imkansızlığı doğmaya başlıyor. Bu şehirde yaşayan insanların refahını artırmak adına, ticaretini, turizmini, tarımını geliştirmek adına ciddi adımlar atmalıyız” diye konuştu. (Haber: Helga TERBİYELİ)