Değerli okurlarım, herkesin yapabileceği ferdi hareketlerle ve daha sonra evimizin etrafını dolaşmakla, moral-motivasyonun düzeyine dikkat etmekle, rahatsızlığa prim vermemekle ve en önemlisi de bastonu bırakmaya karar verdik ve bu minval üzere devam ediyoruz.
Bugün belki yarın da sağlımızı ters yönde etkileyen rahatsızlıklardandır, Kolesterol, Depresyon, en önemli gıda olan uykusuzluk… Bunlara başlamadan önce, yine bir okurum, kendini rahatlatan, hoş gelen bir ifadesi ile ve bu ifadenin kullanılması ne kadar rahatlatıcıdır ya da değildir, bunu beraberce irdeleyelim…
Okurum şu ifadeyi kullanmış; “Ben şişmanım ama devamlı spor yapıyorum. Dilediğim kadar yiyebilirim…” Evet, bir okurum aynen böyle söylüyor, söylüyor söylemesine de doğruyu söylemem gerekirse, sözlerinde gerçek payı pek az. Bu sözlerle de okurum kendini rahatlatıyor. Spor yapması çok güzel bir hadise sakın ola ki bırakmasın. Mutlaka yaptığı sporun yararını görüyordur eminim.
Yapabileceği spor olsun da hangisi olursa olsun. Obeziteyi yenmek için, hem boğazımızı tutacağız, hem de devamlı spor yapacağız. Boğazımızı tutmakla spor yapmakta bunlar birbirini tamamlayan iki önemli unsurdur. Yemek az yenir çok yenir, bunu anlayabiliyoruz da, sporsuz yaşamı anlamamız mümkün değil. Anlatmanın da zor olduğunu hemen söylemeliyim. Hastaların obeziteyi yenmeleri için mutlaka spor yapmalarını tavsiye ediyorum. Okurlarım için de obez olan var mıdır bilemem ama yine de bazı şeyleri söylemekte yarar var.
Fazla kilosu olanlarda, anatomileri yüzünden yedikleri hemen yağa dönüşüyor. Oysa yediklerinin yağa dönüşmeden yakılması gerekiyor. Öyle soda içmekle, hap almakla bu işin üstesinden gelemeyiz. Ne yapılması gerekiyor? Mutlaka spor yapılacak ve en azından 45 dakika yürünecek. Sporun hangisi olduğu önemli değildir. Yapabileceğiniz hangi spor olursa olsun geçerlidir. Burada ama, vücudun hareket halinde olmasıdır. Bazıları diyet ya da mide küçültme gibi ameliyatları göze alıyorlar. Ne yaparsak yapalım, yaptıklarımız yapacaklarımız sporla desteklenirse bize fayda sağlıyor.
Obezite konusunda umutsuzluğa düşmemek şart! “Ben hiçbir şekilde kilo veremiyorum, obez kalacağım” diyecek kadar umutsuzluğa düşseniz bile yine de sporu bırakmayın. Israrla sporu yapın, çünkü spor yapmayan obezlerin %30’unda böbrek iflası ve kan pıhtılaşması görülüyor. Bu nedenle felç geçirenler, önleler de var. Eceli gelmiş de ölmüş diyemeyiz. Kilo veremeyip de ısrarla spor yapan obezlerde bu oran %3’e iniyor. Ne kadar büyük fark değil mi? bu da bize sporun ne kadar önemli olduğunu göstermiyor mu?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA