Değerli okurlarım, biz biliyoruz ki adam gibi çıkarılan yasalar, kökünü ahlaktan alır. Futbolun kurallarını koyanlar da inanıyorum ve eminim ki yüzde yüz ahlaktan esinlenmişlerdir. Öyle olmasaydı, Spor centilmenliktir, Spor dostluktur, Spor kardeşliktir, Spor en iyi tanıtımdır vs. şeklinde söylemler olur muydu?
Bunun en büyük nedeni, sporun ahlakla iç içe olmasından kaynaklanmıyor mu? Bugün, dilimizden düşmeyen ya da sohbet esnasında gündeme gelen önemli sporcular için en iyi dileklerimizi göndermiyor muyuz? Onlara methiyeler dizmiyor muyuz? Hayatta olmayanlarla bile ölmemişler gibi iç içe yaşamıyor muyuz? Dikkat ederseniz, spor ahlakını özümlememiş sporcular aklımıza bile gelmiyor, doğru değil mi? Genç kuşak, bizden duyduklarını, duymaktan öte inanarak kabullenmiyorlar mı?
İşte, böylesine taraftarların gönlüne yer etmiş örnek bir sporcuyu (haklı ya da haksız, konumuz bu değil) allem kalem ettik gönderdik. Hayır, göndermedik! Resmen kovduk. Bugünkü konumuz bu değil ama küçük bir paragrafla bitirmek istiyorum. Bu tür sporcuların ülkemize gelmeleri mümkün olur mu? Onu da zaman gösterecek…
Efendim, başka bir konuda sizlere bilgiler sunacaktım ama bir okurum telefonda öylesine etkileyici ve samimi olarak konuştu ki, rotayı yeniden ferdi sporlara çevirmek zorunda kaldım… Arayan okurum telefonda aynen şunları söyledi;
“-Öcal Bey, makalelerinizi zevkle okuyorum. Özellikle ferdi sporlarla ilgili bizlere bilgiler sunmanız beni çok mutlu etti. Söylediklerinizi yapmam mümkün değil. 48 yaşındayım ama bastonla yürümek zorundayım. Benim yapabileceğim ferdi sporlardan söz eder misiniz?…” Okurumun genç yaşta bastona mahkûm olması beni ziyadesiyle üzdü. Anladığım kadarıyla yapacağı fazla bir şey de yokmuş. Kendisine acil şifalar diliyorum.
Değerli okurum, sadece ölüme çare yoktur ve birçok şeylerin çaresi bulunur, mümkündür diye düşünüyorum. Ayrıca bastonla bile olsa yavaş-yavaş yürümeniz sizin için önemli bir avantaj. Sizin durumunuzda olan dostlarımın da uygulamalarını öneririm. Bu türden rahatsız olanlara öncelikle ve ivedilikle şunu tavsiye edebilir… Hareket edemeyenlerin kilo alma olasılığı daha fazladır. Alınan kilolar vücutta her türlü rahatsızlığı oluşturur. En azından hamallık yapmanıza gerek yok.
Şunu yapmanız gerekiyor… Sigara içiyorsanız, derhal bırakın, tabağınızı küçültün, üç beyazdan (Tuz, Şeker, Un) oldukça uzaklaşın! Kanın daha aktif görev yapması dolayısıyla sulanması için, iki günde bir alkol almanızda bir sakınca yoktur. Ama sigarayı mutlaka bırakmalısınız. Tabi kullanıyorsanız!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
