Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Büyük önderimiz, ölümünün 86. yılında tüm yurt genelinde anılacak önümüzdeki Pazar günü. Ulu Önderimiz, büyük komutan, büyük devlet adamı, büyük âlim, büyük deha, büyük, büyük, büyük insan…
O’nun hayatını, yaptıklarını, sayfalara sığdırmamız mümkün değil ancak istedim ki resimlerle birlikte bu yüce insanın yaptıklarını tekrar bir hatırlayalım. Bugünlerde O’na daha çok ihtiyacımız var.
12 Mart 1881’de Selânik’te dünyaya gözlerini açan Mustafa Kemal Atatürk’ün o zamanlarda büyük zaferler kazanıp, büyük devrimlere imza atıp koca bir yıkıntıda bir Cumhuriyet kuracağını kimse tahmin edemezdi. Büyük önderimizin, netten derlediğim minik bilgileri ve resimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kız kardeşi Makbule Hanım, annesi Zübeyde Hanım ve Atatürk
Harp Okulu’nda arkadaşları ile birlikte, 1901
İtalyanların Trablusgarp‘a saldırısıyla 29 Eylül 1911’de başlayan Trablusgarp Savaşı‘nda, Binbaşı olan Mustafa Kemal
Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913’te Sofya Askerî Ataşeliği’ne atanarak yakın arkadaşı Sofya Sefiri (Elçisi) Fethi Bey (Okyar)’in altında çalıştı. Ek görev olarak Belgrad ve Çetine Askerî Ataşeliğini de yürüttü. Bu görevde iken 1 Mart 1914’te Kaymakam (Yarbay)lığa yükseldi. Atatürk; Sofya Ataşemiliteri iken, verilen kostümlü baloya yeniçeri kıyafeti ile gitmiş ve etrafında derin bir hayranlık uyandırmıştır.
25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası‘na İtilaf Devletleri‘nin yaptığı çıkartmalarıyla Çanakkale Savaşı başladı. 3.Kolordu komutanı Mehmet Esat Paşa‘nın emrinde savaşan Yarbay Mustafa Kemal, Arıburnu‘na çıkan ANZAC birliklerinin yarımada içine ilerlemesini Conkbayırı‘nda durdurdu…
Sina ve Filistin Cephesinde
& & & & &
Zaferler Sonrası Sıra Cumhuriyetin İlanında
Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya‘da İsmet Paşa ve bazı kimseleri toplantıya çağırdı ve “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek kararını açıkladı. Birlikte, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu‘nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar.
29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı. Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal’den düşüncelerini açıklaması istendi. Gazi Mustafa Kemal, bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı.
Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu. Tasarının parti grubunda kabulünden sonra aynı akşam saat 18.45’te TBMM Genel kurul toplantısı başladı. Anayasa Komisyonu’nun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20.30’da milletvekillerinin alkışları ve “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, yanında İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve kadrosunun diğer üyeleriyle birlikte TBMM’den çıkıyor. (29 Ekim 1930)
Tokat‘ta bir yurttaşın derdini dinleyen Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal
(21 Kasım 1930)
& & & & &
Ölümü
Atatürk’ün sağlık durumu 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı. Kendisine 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu. Avrupa‘dan doktorlar getirildi. Türk ve yabancı doktorların tedavileri sonuç vermedi. Türkiye Cumhuriyeti‘nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 09:05’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı‘nda hayatını kaybetti.
Cenazesi büyük bir törenle Ankara’ya uğurlandı ve Atatürk 21 Kasım 1938 günü Ankara’da yapılan büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesi‘ndeki geçici kabrine konuldu.
Bundan 15 yıl sonra da 10 Kasım 1953’te kendisi için yaptırılan Anıtkabir‘deki ebedi istirahatgahında toprağa verildi. Vasiyetinde varlığını Cumhuriyet Halk Fırkası‘na, Türk Tarih Kurumu‘na ve Türk Dil Kurumu‘na bıraktı, Makbule Atadan‘ın Çankaya’da oturmasını istedi, Sabiha Gökçen için ev ve para verilmesini istedi, ayrıca İsmet İnönü‘nün çocuklarına yurt dışı eğitim yardımı verdi.
Günün Sözü
-Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin!
-Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.