Değerli okurlarım, şehrimizde profesyonel takımların sayısı “Olursa Olur, Olmazsa Olmaz!” zihniyeti hakim olduğu sürece daha fazla olmaz. Takımlar kendi küllerinden doğmadığı sürece bulunduğu ligin kıdemlisi olurlar. Alt yapıların kuruluş amacı vardır. Gençlere sıcak bakmak, onlara fırsat tanımak o kulübe maddi manevi çok şey kazandırır.
Şimdi bunları başka bir zamana bırakalım, hücum oynayan takımlara karşı önlemlere geri dönelim. *Defansı eksiltmeden aksine orta saha elemanlarını geriye çekip defansla irtibatlandırmak ve forvetin de rakip defansa pres yapmasını sağlamak. *Öyle ya da böyle top kapıldığında, en hızlı oyuncunun bulunduğu tarafa derinlemesine, emniyetli bir biçimde göndermek, *Adam markajını kusursuz yapmak, rakibe boş alan bırakılmamak, özellikle göbekten zafiyet yaşamamak. *Tek pasla orta sahanın geçilmesi, rakibin üç dört oyuncusu eksiltmek anlamı taşıdığından, derinlemesine paslara önem vermek Şimdilerde o türden paslara “Tek Pas” deniyor.
Şöyle bir genelleme yapabiliriz… Hücum yapmanın da, rakip atakları karşılamanın da raconu vardır. Ezbere olmaz! Bu konularda bilgimize başvuran amatör takımlarımızın bazı hocalarının dileklerini az da olsa yerine getirdiğimizi düşünüyorum. İskenderun Gazetemizin kapıları daima onlara açıktır. Bilmelerinde fayda var.
Efendim, zamana oynayan takımlar bulunmaktadır. Bu takımların amacı bir puan içindir. Zaten bir gol yerlerse, defans-mefans kalmaz, yenilgiyi kabullenirler.
Rakibin Katı Defansı Nasıl Çözülür?
Uzatmaları saymayacak olursak, bir müsabakanın 90 dakika olduğunu biliyoruz. Doksan dakikayı 15-20 dakikaya sıkıştırmanın bir esbab-ı harbiyyesi olamaz. Sakatlıklar olmadan, kartlar görülmeden o defans çözülür ve de müsabaka kazanılır. Ama nasıl? Top kaybedildiğinde, kaybedildiği bölgeden başlayarak telaşa kapılmadan kendi defansımıza doğru pres yapılır. Kısa süreli de olsa bu pres öyle katıdır ki oyuncular birbirlerinin kalp atışlarını duyarlar.
Düşüncelerimizi maddeler halinde sıralayacak olursak;
*Defansı kendi ceza alanının önünde kurarak, yarı alanda uzun paslar (yanlamasına) yapmak, üçgenler halinde, hem rakibin dikkatini dağıtmak ve hem de atak hazırlığı içinde bulunmak, *Hava hakimiyeti rakipteyse, topu yerden oynayarak uzun paslarla rakibin dengesini bozmak, *Boş alanları iyi değerlendirerek uç beklerde (sağ ve sol bek) hücumda çoğalıp, rakibe hata yaptırmak, *Rakip zamana ve bir puana oynadığına göre, yukarıda söylediğim gibi, yarı alanda top çevirerek, rakibin orta alan elemanlarını ve özellikle liberolarını görev yerlerinden uzaklaştırmak, *Liberolar genel olarak donanımlı oyunculardır. Bu nedenle ona sıkı pres yaparak oyundan düşürmek gerekmektedir.
Futbolda geliştirilen sistemler, yapılan varyasyonlar “Gol” yapmak için düşünülmüştür. Çünkü Gol futbolun meyvesidir. Gollü beraberliklere diyeceğimiz yoktur ama golsüz beraberlikle sonuçlanan müsabakaların çoğu sıkıcıdır.
Futbolda “korku” diye bir hadise yaşanmamalıdır. Şehrimizde futbolla yatıp kalkan ve bu spora yatkın binlerce genç mevcut! Bunları eğitmek-öğretmek kolay! İleriye dönük olarak onlardan yararlanmak çok isabetli bir yaklaşım olur.
Amatörlerin çektiği çileyi anlatmama gerek yok, onlarda biraz çile çekerler ama sonunda başarılı olurlar diye düşünmekteyim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA