Orucun Spora Bakışı (5)

0
54

Değerli okurlarım, oruç ibadetini toplumlar arsında, özellikle sporcular arasında sorun haline getirmemek gerekir diyoruz ama bazı şeyleri azda olsa düşünmekte yarar var diye düşünenlerdenim. Oruç ibadeti, öncelikle kendi sağlığımızı ve işimizi, ailemizin nafakasını ters yönde etkiliyorsa ısrarla oruç tutmanın bir esbab-ı harbiyesi olamaz. Tutmadığınız günlerin fitresini verirsiniz olay kapanır. Ancak, sporcular ve özellikle futbolcular için hiç de öyle değildir. Sağlıklı olup da oruç ibadetini yerine getirmek kadar önemli bir hadise olabilir mi?

Dikkat edecek olursanız, her Ramazan’da bu oruç polemiği yaşanır. Henüz bu konu gümbür-gümbür ses getirmedi. Gerçekçi olmak gerekirse, kulüp yöneticileri oynayacakları müsabakaların kolaylığı zorluğu itibariyle sessiz kalabiliyorlar. Kolay maç olmadığını da hemen belirtmek isterim.

Ya teknik direktörler… Başarısızlıktan en fazla etkileneceklerden olan teknik direktörler beklide yapacakları fazla şey olmadığından futbolcuların dümen suyuna doğru akıp gidebiliyorlar. Kulüp yöneticileri antipatik gözükmemek, tepki çekmemek için sessiz kalıyorlar demiştim. Ne kadar yanlış!

Teknik direktörler şu ya da bu şekilde futbolcuların dümen suyuna akıp gidiyorlar demiştim. O da büyük yanlış. Şimdi konuya şöyle bakalım. Futbolda önemsiz maç olmaz. Bütün maçlar önemli olduğu gibi, bazı maçlar da altı puanlıktır. Son haftalara girildiğinde, derby müsabakalarında sıradan veya önemli bir müsabaka arifesinde oruçlu oyuncuların idmanlarda isteksiz oluşları diğer oyuncuları da olumsuz etkileyeceği gibi, hafta sonu oynanacak maçın da akıbeti hayrola. Şunları da söylemeden geçemeyeceğiz.

Doksan dakika içinde ortalama on km. koşan bir futbolcunun yitirdiği kondisyonu, enerjiyi hatta motivasyonu şöyle bir gözlemleyelim. Yitirdikleri su kaybının telafisi için su içme lüksleri de yoktur bu oyuncuların. Hani onlar oruç tutuyorlar ya. “Oruçluyum fazla antrenman yapamam, ben oruçluyum oynayamam!” ya da “Oruçlu olduğum için ara sıra pasına ulaşamadım. Performansım düşüktü!” Böylesine ipe sapa gelmeyen mazeretlerin arkasına saklananlara kulüpleri taraftarından en büyük ceza verilirse, yeridir.

Tribünlerde oturan, bağırmaktan anası ağlayan taraftarlara bu durumu kimler açıklayacak? Profesyonel insanlar profesyonel düşünmelidir. Ekmek, yemek yediğimiz tabağa tüküremeyiz. Dünde söylediğim gibi, ya bir fakiri doyuracaksın ya da fitresini vereceksin. Ekmek yediğin yere ihanet etmek istemiyorsan, böyle yapacaksın.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here