Değerli okurlarım, sizler ekranlarda ve statlarda futbol maçı izleyen ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan sporseverler olarak, bizler de futbolu oynamış, şimdi de ahkam kesen spor adamı olarak, ülkemizde ya da Avrupa’da atılan gollerin büyük bölümünün ölü toplardan yapıldığını bilmemize rağmen, yine de bu konuya ağırlık verilmemektedir. Öyle bile olsa, bıkmadan usanmadan Futbolun bütün kurallarını spor kamuoyuna ve futbolcularımıza sunacağız. Bu işler hiç belli olmaz, bakarsınız günün birinde hem kurallara uyarlar ve teşekkür bile ederler. Çalışmalarımdan dolayı bazı kesimlerden teşekkür almaktayım. Ben de onlara teşekkür ederim…
Batılılar duran toplardan çok şeyler kazandılar ve kazanmaya da devam ediyorlar. Bizler ise, bunu beceremediğimiz gibi, bir önlem de geliştiremiyoruz. Fakat teselli olmamızda çok büyük etken! Ne diyoruz… “Bir puan ufukta gözükmüşken bir ölü top umutlarımızı söndürdü falan…” Şöyle geriye bakıp Futbol oynamadığımız yılları hatırlıyorum da, bu günlerden daha iyiydik gibime geliyor. Köşe vuruşları yarım gol olarak değerlendirilirdi. Hele üç kornere mutlaka bir gol sıkıştırılırdı.
Köşe vuruşları da ölü toplardan biridir. Bu vuruştan yararlanabilmek için bazı şeyleri şifrelendirmek gerekmektedir. Başarıyı yakalamak için çok çalışmanın şart olduğunu iyice içimize sindirmeliyiz. Köşe vuruşlarında (ölü top) rakibi aldatmak ağırlık kazanır. Rakip kalede ön direk arka direk değerlendirilmesi yapılır. Atıştan önce herkes arka direkte çoğaldığından ön direk çevresi sakindir. Boşalan o boş alana kendi alanından süratle gelen oyuncu gol pası da verebilir, düzgün bir vuruş da yapabilir hatta ağları da sallayabilir.
Futbol kolektif bir oyun olmakla beraber, tamamıyla bir düşünce ve akıl oyunudur. Burada bir de düşünceden söz ettim. Çok doğru, rakibinden iki saniye önce düşünebilirsen hem avantaj sağlarsın ve aynı zamanda rakibini de oyundan düşürürsün. Biz şu aşamada genç futbolcularımıza şunları söylemek ve çalıştırıcılara da şunları önermek istiyoruz. Bir Futbol müsabakasının 90 dakika olduğunu (inkıtalar hariç) kesinlikle unutmayacağız. Bu zaman içinde galip gelebilmek için rakipten daha fazla gol atmak gerekiyor.
Gol atmak ustalık ister, bu doğru ancak her dakika gol olmaz ki. Yani gol için biraz sabırlı olmak gerekmektedir. Günümüz futbolunda uzatmalardan bile medet umanlar var. Aslında doğru, uzatmalarda neler oluyor neler. Sabırlı olalım diyoruz ama fazla sabır da tembellik ya da yenilgi getirir. O nedenle gol pozisyonunu değerlendireceksin.
Öncelikle, futbolcu ayağına hakim olacak, sonra da uçkuruna. Yanlış anlamayın art niyetle söylemedim. Şortlardan sarkan uçkur var ya yerdeki mücadelede futbolcuya hep zarar verirde onu demeye çalıştım. Serseri toplarla hiçbir şey olmaz. Bazen can yakan goller olur ya, fazla değil, çok ender. Gelişi güzel uzaklaştırılan toplarla bilinçli, organize ataklar düşünmek mümkün değildir. Bu vuruşlar 1-0 galipsiniz ve uzatmaları oynadığınızda işinize yarar.
Normal sürede başarılı olabilmek için şunlar yapılabilir: Ayağa pas yapılır, Çabuk ve sert paslaşılır, Paslaşarak boş alanlar değerlendirilir, Zor durumlarda kaleciyle oynanır… Ayağa pas yapma en garantisidir. Bu pas şeklinin daha çabuk oynamaya katkısı olduğu gibi, rakibe de kolayına top kaptırılmaz. Paslaşmalarda, pas alacak oyuncu mutlaka kendini gösterecektir. Başka türlü olmaz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
