Öğretmen, “ödev-görev” sözcüklerini yazmak için tahtaya yönelmişti ki Şimal; “Öğretmenim n’olur çok ödev vermeyin” dedi, “Cumartesi, Pazar adı üzerinde tatil günü zaten. Çocukluğumuzu yaşamaya da biraz zamanımız kalsın!”
Öğretmen, “Çocuklar biliyorsunuz ki” diye söze başlarken Duygu hemen atıldı. “Evet, biliyoruz, artık ezberledik! Ödev bugün neler yaptık, günün tekrarı ve yarın neler yapacağız, derslere hazırlık demek!” Yağmur, “Okul dışı zamanda kitap, defter, kalemle arkadaşlığımızın devamı demek!” Caner, “Ayrıca inceleme, araştırma, bilgi kaynaklarına ulaşma demek” diye ekledi. Özgür, “Fakat öğretmenler ders dışında hiçbir şeyle uğraşmayın dercesine ödeve boğuyor bizi” dedi. Kıraç, “Ailemizle vakit geçirecek zaman kalmıyor!” Şimal, “Katılıyorum, fakat sanki anne babalarımız farklı mı? Onlar da bizi sürekli ödev yaparken görmek istemiyorlar mı?”
Öğretmen, “Peki ne yapalım, ödev vermeyelim mi?” diye sordu. Doğa, “Verin fakat el becerisi geliştirecek, yetenek kazandıracak türden olsun, bizi bıktıracak kadar yazma, okuma, işlem yapma türünden olmasın” dedi. Mertay; “Baskı oluşturmasın” dedi. Ceren, “Eğlenceli olsun” dedi. Latif, “Yaşımız ve yaşantımıza göre olsun” dedi.
Öğretmen, “Bu konuyu daha önce de tartışmıştık hatırlarsanız” derken, Damla, “Evet öğretmenim, hatırlıyoruz” dedi ve devam etti: “Bir, ödev; çocuklara ders olsun veya dert olsun diye verilmez!” Eylül: “İki, ödev; çocuklara boş zaman kalmasın diye de verilmez!” Çağan: “Üç, ödev, çocuklar güya ders çalışıyormuş gibi görünsünler diye de verilmez!” Öykü, “Ödev, düzenli çalışma alışkanlığı kazanılsın diye verilir!” Akif: “Ödev, sorumluluk duyalım diye verilir!” Zeliha: “Ödev, çocukları neler yapıyor, neler öğreniyor anne babaların takip etmeleri ve ilgilenmeleri için verilir!” Deniz, “Ödevi öğretmenimiz veya anne babamız görsün diye yapmıyoruz ki zaten” dedi ve ekledi: “Kendimizi geliştirmek, bilgilerimizi pekiştirmek, derslere hazırlıklı gelmek için yapıyoruz.”
Mertay, “Arkadaşlar,” diyerek sınıfa seslendi; “Biz çocuklar olarak hepimizin sorunu aynı. Öğretmenlerimize veya anne babalarımıza göre bizim oyun oynamaya hakkımız yok!” Arda, “Yalnız oyun oynama değil ki” dedi, “örneğin sinemaya gitmeye de hakkımız yok!” Çağan, “Ne sineması, televizyon izlemeye bile hakkımız yok!” İrem, “O kadar da değil yani fakat ödevler dışında kendimize ayıracağımız zamanımız da kalmalı!” Doğa, “Her öğrencinin ilgi duyduğu dersler farklı. Mesela ben Sosyal Bilgiler dersiyle ilgili ödevleri bıkmadan yaparım!” Deniz; “Ben de Türkçe dersinden” dedi ve gerekçeledi: “Çünkü şiirlerde duygularımı, paragraf ve metinlerde düşüncelerimi açıkça ifade ettiğimi düşünüyorum.” Çağan, Arda, Kubilay, “Bizler de” diye katıldılar. Faik, Melih, Irmak, Mesut, “Matematik,” Efe, Elifsu ve Elif; “Fen ve Teknoloji dersiyle ilgili deney hazırlamak, sunum yapmak” diye eklediler. Duygu, “Kendimi renklerle, çizgilerle daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum, bence her ödev resimli olmalı” dedi. Mehmet Efe, “Ben resim yaparken sanki içindeymişim gibi hoşuma gidiyor” dedi. İpek, “Bence ödev hayali de olsa bizi değişik yerlere götürmeli” dedi ve Beste, Orhan, Furkan’la birlikte ekledi: “Her gün resim ödevi olmalı!”
Mert Ali, “Öğretmenim, ödeve bir kez de oyun oynayın diye yazsanız” dedi ve başka bir tartışmaya yol açtı. Doğa, “Okula başlamadan önce ne güzel oyunlar oynuyorduk” dedi. Efe, “Çevreyi, doğayı tanıyorduk.” Akif, “Öğrenme merak, heves, heyecanımız vardı, bu ne, şu nasıl çalışıyor, o neden yapılmış diye sorular soruyorduk.” Özgür, “Okula başladık, oyun yasaklandı!” Ceren, “Soru sormamız da yasaklandı.” Kutay, “Tv’de yasaklandı!” Çağan, “Şimdi bize oynamayın, izlemeyin, sormayın, konuşmayın, susun deniyor!” Deniz, ikinci adı gibi “erdemli” bir savunmayla tartışmayı noktaladı: “Sormak yasak, oynamak yasak, bilgisayar yasak, resim yasak, müzik yasak! Öykü yazmak, şiir yazmak, masal yazmak yasak! Hayal kurmak bile yasak! Fakat bizleri yeteneksiz diye suçlamak serbest!”
Öğretmen, “Şimdi de ödevimizi yazalım” dedi. Konu; “Çevrenizde karşılaştığınız sorunları çözmek için bir kulüpte görev almak istiyorsunuz. Hangi sorunu çözmek için hangi kulübü seçerdiniz? Ne gibi etkinlikler yapardınız? Dosya halinde sınıfta sunulacak. Dosyada sorun ile ilgili haberler, resimler, afişler” derken zil çaldı. Çocuklar: “Yaşasın iki gün tatil!” diye sevinçle çantalarını toplarken öğretmen ekledi: “Ayrıca Jul Vern’in, İki Yıl Mektep Tatili” adlı kitabı alınacak ve iki günlük tatilde okunacak!”
Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com
Öğretmenim gerçekten olağan üstü bir yazı yazmışsınız .Hakkınızı vermek gerek.
Öğretmenim çok güzel yazı yazmışsınız elerinize emeğinize sağlık 😀
bence her öğretmen bunu bilmeli (ödev çocuğa ceza olsun diye verilmez)
Öğretmenim sözleri karıştırmışsınız 😀 ama sorun değil ne de olsa bizim potansiyelimiz görülüyor.