Sanat Yazısı
Değerli Okurlarım, bu yeni yıl yazısını yıllar önce yazmıştım ama yayımlanmamıştı. Dosyalarımı karıştırırken elime geçti ve çocuk gibi sevindim. Doğal olarak ana temayı bozmadan, güncelleştirerek sizlere sunuyorum.
Efendim, hangi yıla ait olursa olsun, 31 Aralık akşamı saat 24’den sonra yeni bir yıla giriyoruz. Dünya ülkeleri olarak, millet olarak, büyük küçük demeden ve arada bir tadını, dozunu kaçırarak eğlenmeye çalışıyoruz. Karınca kararınca bizler eğlenirken, ülkemizde öylesine ücra köşeler var ki oralarda yaşayanlar bu eğlencenin ne anlama geldiğinden muhtemelen bir haberler. O kara gözlü çocukları düşünmek insanı sıkıntıya sokuyor.
Bizim din adamlarımız gavur icadı diyorlar ama şahsen o aleme teşekkür ediyorum, böylesi mutlu ve kutlu günlerine bizleri de ortak ettikleri için.
Biz bu mutlu ve kutlu günlere gavur icadı deriz ama onların yapamayacağı icraatları kolaylıkla ve yüzümüz kızarmadan yaparız. Bu konuda başarılı olanları da baş tacı ediyoruz.
Kim bilir kaç asır önce gerçekten yaşamış olduğuna inanılan Noel Baba, Hıristiyan Alemi için mutluluğun ta kendisi. Bu mutluluğu yıllardan beri yaşayanlardanım.
Noel Baba öylesine simgelenmiş ki, geyiklerin çektiği kızaklı arabasıyla aksakalıyla, kırmızı kukuletasıyla, kır saçlarıyla, tatlı göbeğiyle arabası tıka basa dolu oyuncak torbasıyla Noel Baba, Hristiyanların ve çocuklarının iyilik meleği. Ona gerçekten inanıyor ve de yürekten seviyoruz.
Dünyadaki Hristiyanlar öyle bir insanın yaşamadığına inanıyor. Ancak bu acı gerçeği, üzülmesinler diye çocuklarından saklıyorlar. Buna da öylesine itina gösteriyorlar ki; çocukları büyüyüp de bu acı gerçeği öğrenip O’na daha bir hasretle sarılma yaşına gelinceye kadar.
Bu konuda hiçbir masraftan da kaçınmıyorlar. Maddi durumları mütevazı olanlar bile çocuklarını hediyeye boğuyor ve bir gerçeği kamufle ediyorlar.
Yani, onlar, büyükler olarak Noel Baba’yı oynuyorlar ve bunda da oldukça başarılı olduklarını samimi olarak söylemeliyim.
Peki, çocuklar büyüdüklerinde ve gerçeği öğrendiklerinde ne oluyor diyeceksiniz. İşte bütün mesele burada zaten… Çocuklar gerçeği öğrendiklerinde Noel Baba gözlerinde bir kat daha büyüyor. Özellikle ailelerine olan saygıları kat be kat artıyor. Daha sonra da onlar da Noel baba’nın en keskin savunucusu oluyorlar.
Bu vesile ile çalışma arkadaşlarımın, Sayın Rızkullah Terbiyeli’nin, Sayın İlyas Terbiyeli’nin Noel’lerini ve yeni yıllarını en iyi dileklerimle kutlar ve sağlık ve afiyetle yüzüncü yılda da böyle bir makale yazabilmeyi dilerim.
Allah’ın selamı üzerinize olsun…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
24 Aralık ve İsa Peygamber
Değerli Okurlarım, yazdıklarım uzun yıllar önceki yetkili bir ağızdan inanarak duyduğum ifadelerdir. Sevmek ve inanmak beklenti olmadan karşılıksız ve gönülden biat etmenin tam karşılığıdır.
İsa Aleyhisselam, İsrailoğullarına, Kur’an-ı Kerim de ismi bildirilen peygamberlerdendir. Peygamberler arasında en yüksekleri olan ve kendilerine “Ülilazm” denilen altı peygamberin beşincisidir.
Annesi Hazreti Meryem’dir.
Allahü Teala onu babasız yarattı. Kudüs’te doğdu ve 30 yaşında peygamber oldu. Kendisine İncil adlı kitap gönderildi. 33 yaşında çarmıha gerildiğinde göğe kaldırıldı. Kıyamete yakın yeryüzüne tekrar inecektir.
Yeni Ahit’te Aziz Luka’ya göre İncil’in 1. bap, 12. suresinde aynen şunlar yazılmıştır:
“Melek dedi ki; Size müjde getirdim. Bugün Davut’un diyarında kurtarıcı doğdu” Onlar aceleyle gittiler, Meryem’i, Yusuf’u ve de samanlıkta yatan çocuğu gördüler.
Yukarıdaki paragrafta, Rupül Kuds’ün nefesinden hamile kaldığı varsayılan Hazreti Meryem’in İsa Mesih’i doğurduğu anı anlatmaya çalıştım. Zaten Aziz Luka’nın bu aktarış biçimi Matta, MArkos ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış diğer Ahid’i Cedid İncillerinde de aşağı yukarı aynı şekilde zikredilir.
Hristiyan Alemi’nin büyük çoğunluğu 24-25 Aralık gece yarısından beri Hazreti İsa’nın doğumunu kutluyor. Bu kutlu günü; şimdi cennette olduğuna inandığım o muhteremle yıllarca yıllarca kutladık, söyleştik, ağlaştık ve de inandık… Ruhu Şadolsun…
Bu kutlu günün biz Muhammedilerle ortak yönü oldukça fazladır… Lokumlu ev ziyaretleri öncesinde farz Ramazan zekatı, barışma, el öpme ve eskilerinin mendil adeti…
İsevilerde ise 24 Aralık gecesindeki sofra buluşması, arkasından merhamet sadakası, hediye teatisi… Bütün bunlar birbirine çok benziyor.
Ancak, en çok örtüşenler, ikisinin de genel bir neşe, kıvanç, huzur ve suhulet mesajlarıyla bütünleşmesidir.
Hatta, bütün yıl bir defa bile haç çıkartmamış Hristiyanların aynı gece yarısı kilise ayinlerine akın etmesini ayrı bir ortak payda olarak gözlemlemek gerekiyor. Bütün yıl alnı secde görmemiş Müminlerin bayram sabahı cami avlularını doldurması gibi. Namazdan sonra “Camiye yardım” talepleri hiç hoşuma gitmiyor ayrıntıya girmeyeceğim.
Bu yazdıklarımı şu anda hayatta olan hiç kimseden duymadım. Şimdi cennette olduğuna inandığım o muhterem bunları sık sık anlatırdı ve inanın hiç rahatsız olmazdım. Konuya saygıyla yaklaşımım onu mutlu ederdi, hoşnut olurdum.
Ben oruçluyken, doldu dolu beraberliğimizde, yanımda hiçbir şey yemez, içmez sanki o da oruç tutardı. Namaz vakti camiye gitmem için çaba gösterirdi. Ve de cami kapısında beni beklerdi. Şimdi var mı öyle saygılı, terbiyeli, sadık bir dost? Hangi taraftanım bilemiyorum. Bazen bir taraf ağır basıyor.
Bu vesile ile Sayın Rızkullah Terbiyeli, İlyas Terbiyeli’nin ve de ailelerinin bu kutlu günlerini kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Yeni Yıllar Nedir?
Hepimiz umuda hasretiz. Umutlar da hep yarınlardadır. Yaşayacağımız yeni yılla bu umutlarımız yeşerebilir. Bizleri yönetenler ülke insanlarının insanca yaşamalarını sağlayabilir. Eski yıldaki eksilerin, artıya dönmesi, daha verimli çalışmalar yapılması sağlanabilir.
Yeni yılda, olumsuzluklar karşısında “Benim haberim kesinlikle yoktu” denmeyebilir. Keyfi harcamalar, rüşvetler, talanlar gariban milletin sırtına yüklenmeyebilir. Bazı fırsatlar her zaman ele geçmez. 2023’e daha uzun zaman var ve 2020’de çok şeyler olabilir.
Yeni yıl milletimiz adına hayırlara vesile olur inşallah…
Günün Sözü
Yeni Yılda İnsanlar Mutlu Olsunlar…
Öcal’dan İnciler
Yeni Yıl Ülkemizde Hesap Yılı Olabilir…