Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yarın 24 Aralık. Hristiyan aleminin ve kendini bütün dinlere yakın algılayanların bayramını kutluyorum. Noel bayramı Hz. İsa’nın doğduğu kabul edilen 24, 25 ve 26 Aralık günlerinde kutlanıyor. Kuran-ı kerimde Hz. İsa’nın doğumu ve doğum öncesi şöyle anlatılmış; Bir alıntı ile Hz. İsa’nın doğumunu anlatmağa çalışacağım. Küçükken annemin Kuran okuyan yanık sesine uyanırdım her sabah. En çok Meryem suresi ilgimi çekerdi.
Okurdu ezbere, yumuşak, latif bir dili vardı, sesini asla yükseltmezdi. Yatakta hiç kıpırdamadan dinlerdim. Arapça okurdu babasından öğrenmişti ve onu örnek almıştı, sesini yükseltmeden ince bir tevazu ile okumayı, o sesle büyüdük. Meryem süresini, Arapça okuyamıyordum ama anlıyordum ve çok etkileniyordum. Sanki bir öyküydü anlatılanlar. Sık, sık mahallemizde olan kiliseye giderdik arkadaşlarımızla. Orda öykünün kahramanı Meryem figürleri bize hiç yabancı gelmezdi. Aksine çektiklerini düşünerek üzülürdük.
Yani babasız bir çocuk dünyaya getirmişti. İnsanlar ona inanmıyordu yalnız doğum yapıyordu bütün bunlar çok etkileyici. Ama asıl etkilendiğim yer, kadının bu kadar aşağılandığı, yok sayıldığı, şeytan ya da başka kötü isimlerle eşleştirdiği bir zamanda ki Meryem’in annesi de bundan korkuyordu. Ama Allah onu en güzel bir şekilde kabul ediyor ve bir peygamberin annesi yapıyor. Kadını aşağılayanlara, diri diri gömenlere çok güzel bir cevap… Ve Kuran-ı Kerimde Hz. Meryem’in İsa Mesih’i dünyaya getirmesi Meryem süresinde böyle anlatılır.
Bu sure Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûrede başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir.
(Ey Muhammed!) Kitapta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi. Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi. Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.
Cebrail, “Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir” dedi.
Böylece Meryem çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi. Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.”
“Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün.” “Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de.
Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” “Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler. Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.”
“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekatı emretti.” “Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.”
“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).” Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.
Allah’ın çocuk edinmesi düşünülemez. O bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece “ol!” der ve o da oluverir. Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (yalnız) O’na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur.
Ve sevgili okuyucularım. Her yıl Aralık’ın 24’ünü 25’ine bağlayan gece Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilir ve kutlanır. Çeşitli etkinliklerle… Hz. İsa’nın doğumunu anlatan kilisede çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Hz. İsa’nın doğumu canlandırılıyor ve eğlenceler düzenleniyor. Çeşitli şekerlemeler ve pastalar dağıtılıyor…
Ve bizde bu kutlamalarda her zaman dostlarımızın, vatandaşlarımızın, arkadaşlarımızın yanında oluyoruz, her zaman olduğumuz gibi… Kurban bayramını kutlarken, ramazan bayramını kutlarkenmiş gibi.
Ve ben bir kez daha Noel’i kutlamak istiyorum. Bütün dostlarımın ve gazete ailemin… Başta Rızkullah bey ve İlyas olmak üzere, bütün Hıristiyan aleminin ve kendini bütün dinlere eşit mesafede algılayanların. Sağlık ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım. Yase
Günün Şiiri
LEYLA
Gece, Leyla’yı ayin on dördü,
Koyda, tenha, yıkanırken gördü.
“Kız, vücudun ne güzel böyle açık!..
Kız, yakından göreyim sahile çık!..”
Baktı etrafına ürkek, ürkek
Dedi; tenhada bu ses ne olsa gerek?..
“Kız vücudun sari güller gibi ter!.
çık sudan kendini üryan göster!.”
Aranırken ayin ölgün sesini
Soğuk ay öptü beyaz ensesini.
Sardı her uzvunu bir ince sizi.
Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı,
Soldu, günden güne sessiz soldu.
Dediler hep “kıza bir hal oldu!”
Ta.. içinden geliyor hıçkırığı,
Kalbinin vardı derin bir kırığı,
Yattı, bir ses duyuyormuş gibi lal,
Yattı, aylarca devam etti bu hal.
Simdi sıra sıra, akşam hüznü,
Böyle yastıkta görenler yüzünü,
Avuturlarken uzun sözlerle,
O susup Baktı derin gözlerle.
Evi rüzgar gibi bir sır gezdi,
Herkes endişeli, bir şeyi sezdi,
Bir sabah söyledi son sözlerini,
Yumdu dünyaya ela gözlerini.
Koptu evden acı bir vaveyla,
Odalar inledi Leyla – Leyla!.
Geldi köy kızları el bağladılar,
Diz çöküp ağladılar, ağladılar,
Nice günler bu saadetli ölüm;
Oldu çok kimseye bir gizli düğüm.
Nice günler bakarak dalgalara
Dediler “Leyla uğradı nazarca..”
Yahya Keman Beyatlı
Bence Şimdi Sen de Herkes Gibisin
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
Nazım HİKMET
Günün Sözü
Bu dünyada başarıya ulaşan insanlar istedikleri şartları yakalayan insanlardır. Eğer onları bulamazlarsa, kendileri yaparlar. Zekânın sakıncası, insanı devamlı surette bir şeyler öğrenmeye zorlamasıdır.