Sanat Yazısı
Yeni Yılları Anlamak!
Değerli okurlarım, yen yıl, yeni bir muhasebe dönemidir. Yeni yıl, kişinin istikbaline ışık tutan günlerdir. Yeni bir elbise, bir çift ayakkabı değildir. Kaldı ki onları da aldığımızda itina ediyoruz, uzun zaman kullanmaya özen gösteriyoruz. Yeni yıllarda da dünya yeniden doğuyor, güneş yine parlak, ay yine aydınlatıcı, gökyüzünde yıldızlar bile mevcut.
Yeni yıl, günaha girmeden, kendisinden adam gibi yararlanmamızı istiyor. Aslında her yeni yıl, bizlere yeni fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları kendimiz, ailemiz ve de çevremiz için en iyi şekilde değerlendirelim. Biraz da kendimizi zorlayalım, kendimizi yenileyelim, değiştirelim. Bir kez yazmıştım sorun değil. Bu değişim Kasımpaşalının değişimine benzemesin. Bazı babalar çocuklarını Mahmut Hocaya emanet ediyorlar, o kucakta büyüyen de başka türlü olmaz sanırım.
Arzularınızın gerçekleşmesi için keyifli ve faydalı başlangıç yapmanın tam zamanıdır yeni yıl. Gerçekçi olmamız gerekirse; yeni yıllar demem gerekiyor. Yeni yıla girerken dualardan uzak kalmayalım. Müslümanlar camilere gitsinler imam efendi onlara gerektiği şekilde bilgiler sunar. Bu gâvur icadı der…
Hristiyanlar da kiliselere yönelsinler. Çanlar hazin-hazin çalarken, onları kapıda karşılayan sarı saçlı, renkli gözlü bir melek karşılayacaklardır. Fakat O’nu kimse göremeyecektir.
Efendim, yeni yıl yeni bir başlangıç, umutların filizlenmesi, yarınlara güvenilmesi, hakkın ve adaletin boy gösterdiği bir zaman dilimidir. Bembeyaz bir sayfa açmak demektir. Yeni yıl bakirdir ve onu mutsuz, umutsuz etmeden beraber olmak anlamındadır.
Bir de, yeni yıla mutlu ve umutlu girmenin Allah nezdinde günah sayılacağını hiç sanmıyorum. Yeni yıl dünya insanına mal olmuştur, bize ne demenin bir anlamı olabilir mi? Yıllardan beri bana bu düşünce saçma geliyor zaten.
“…Uzun yıllar önce, biz Müslümanlar için yılbaşı kelimesi, Noel, paskalya, karnaval veya herhangi bir yortu gibi, seyircisi ve yabancısı olduğumuz bir alemin günlük ve odağacı kokan, alacakaranlık ayinlerinden farksızdı. Daha sonraları bir de baktık ki medeni sebeplerle benimsediğimiz bu yılbaşı da Noel gibi Hz. İsa şerefine, İncil’in yasak ettiği günahları işlememeye dünyanın her yerinde vesile teşkil eden hoş bir eğlence imiş…”
Bu vesile ile biz de üstadımızın ruhunu şad ettik… Batılı olmayı çam ağacı süslemek mi kolaydır, çılgınlar gibi eğlenip bu geceyi dolayısıyla yılbaşını kutlamak mı? Yoksa çağdaş dediğimiz Batı’nın temel değerlerini, demokrasiyi, insan haklarını, kültürünü, temiz toplum anlayışını bilerek özümseyip benimsemek mi? Bu gece için hangisi kolaydır sizce? Elbette çam süsleyip eğlenmek… Yılbaşı ve yeni yılı en salih niyetlerle, umutlarla değerlendirmek, yobaz olmayan bilinçli insanların hayalidir.
Yeni yılın geride bıraktığımız yıllardan daha iyi olmasını beklemek! Hayal edilir ama bunun tam tersi de olabilir. Hiçbir şeyin garantisi yoktur. Fakat biz insanlar hayallerle yaşıyoruz. Unutmayalım ki, hayal ettiğimiz sürece yaşıyoruz demektir.
Bu vesile ile yeni yılın tüm alemlere hayırlara vesile olmasını dilerken, tüm dostlarıma, gazetemize (İskenderun Gazetesi) çalışma arkadaşlarıma hayırlı olmasını ve şans getirmesini içtenlikle dilerim. Sağlık ve afiyetle…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Değerli okurlarım, yeni yıl yazıma bir fıkra ile başlamak istiyorum. Bakalım beğenecek misiniz?
“…Kasabanın postacısı üzerinde “Noel Babaya” yazan karta merakla bakar. Fakir bir çocuğun yazdığı bellidir. Zavallının potini, paltosu olmadığı gibi bir de uçurtma istiyor yana yakıla. Postacı yufka yürekli bir adamdır ve borç harç potinle palto alır, bir poşete ya da torbaya koyarak ve gizlice fakir çocuğun kapısının önüne bırakır. Fakat uçurtmayı ciddiye almaz ve bu soğukta uçurtmamı olurmuş deyip geçiştirir. Üç beş gün geçer ve çocuktan bir kart daha; “Noel Baba sağ ol, yolladığın potin ve patlı geldi. Yalnız haberin olsun, postacı şerefsizi gönderdiğin uçurtmayı çalmış…” Fıkra bu gülmek serbest!
Havasını teneffüs etmeye başladığımız yeni yılda, ben de sizlere bir yaşam reçetesi sunmak istiyorum. Hiçbir zorluğu yoktur, çok kolay…
-İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar bir akıl, -Her an gülecek kadar mizah duygusu, -İyi bir yarını bekleyecek kadar umut, -Hayatı tüm değerleriyle yaşayacak kadar sağlık, -Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu, -İnsanları beğenecek ve bunlardan bazılarını sevecek kadar şefkat, -Geçinebilecek kadar iş, temel ihtiyaçlar için varlık, -Kendini sevecek kadar öz saygı, -Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret, -Sorunları çözecek kadar yaratıcılık, -Doyum sağlayacak kadar bir amaç…
Her nedense uzun yıllardan beri ve özellikle her yılbaşı geceleri aynı özlemi duyuyorum. Çocukluğumu, çocukluk yıllarımı… Oysa artık çocuk değiliz ve de epeyce yol aldık üstelik. Büyüdük ve ateş hattına da yaklaştık ama hangi birimiz çocukluğumuzu üzerimizden atabildik? Hangi birimiz koca-koca insanlar olarak arada bir çocuksu tavırlar sergilemiyoruz? Acaba “Hayır ben yapmıyorum”diyen olabilir mi? Acaba “hayır ben yapmıyorum” diyen olur mu?
Keşke öyle kalabilseydik, hiç büyümeden, saf, masum, bilge, afacan ve öylesine çocukça! O zamanlar her şey çok farklıydı. Pınarlar daha bir billur, su daha farklı sesle akardı. O yıllarda gökyüzü bir başkaydı, mavi daha özgür, güneş ise daha parlaktı sanki. Geceleri yıldızlar yere inecek gibiydi.
Geceler bir eşkıya gibi geçmezdi akşamın hududundan ve bir düşman gibi soğuk da değildi üstelik. Beni anlıyorsunuz değil mi? sizlere çocukluk günlerimi anlatmıyorum, ömrüme serzenişte bulunuyorum.
Yeni yılda, asla içinizdeki çocuğu mahkûm etmeyin. Özgür bırakın onu… Yaşınız ne olursa olsun, doksan, yüz bile olsa biraz çocukluğunuzu yaşayın, az da olsa çocukça yaşayın. İnanın faydasını göreceksiniz. Yüreğiniz boş olmasın, sevmeyi sakın aklınızdan çıkarmayın. Sevgisiz ya da sevmemiş yürekler sadece bir et parçasıdır o kadar.
Yeni yılın tüm alemlere hayırlara vesile olmasını dilerim. Dostlarımın çalışma arkadaşlarımın ve ailelerinin yeni yıllarını içtenlikle kutlarım. Bir sonraki yeni yılı gören canlar sevinsin. Ben şimdiden herkese hakkımı helal ediyorum…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Yaklaş Ki
Ak saçlar ağlarını germeden
Azrail’in biz aklına gelmeden
Kara toprağa randevu vermeden
Yaklaş ki, sevecek zamanım olsun!
Dünya malı, dünyada kalsın
İstersen onlar cayır cayır yansın
Güzellikler, benliğinde toplansın
Yaklaş ki sevecek zamanım olsun
ÖCAL
Günün Sözü
Noel Baba’nın Riski Büyüktür
Öcal’dan İnciler
Noel Baba Kolay Olmadı!
