“Ne Ülkemizde, Ne Dünyada Nükleer Santral İstemiyoruz”

1
392

nükleer santral1Elektrik Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliğinden Açıklama

Çernobil olayının yıldönümünde bir açıklama yapan Elektrik Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, “Çernobil nükleer santralinin 4. reaktöründe gerçekleşen patlama sonrası tüm dünya patlayan bir nükleer santralden yayılan radyasyonun nasılda sıkı sıkıya sarılınan sınırları tanımadığını, hiçbir tel örgünün onu engelleyemediğine bir kez daha tanık oldu” dedi.

İçinden radyasyon geçen bedenlere ne olduğunu herkesin bildiğini ifade eden Temsilcilik yetkilileri açıklamasını şöyle sürdürdü; “Çernobil sonrası kimilerine göre 1 milyon, kimisine göre 30-40 kişi, kimisine göre ise 200 bin kişi yaşamını yitirdi, börtü böceği sayan olmadı zaten. Çernobil sonrası Belarus’ta ortalama yaşam süresi 74’den 58’e indi, yine börtü böceğin ömrünü ölçen olmadı.  Kötülükler bitmedi Çernobil’in diğer reaktörleri 14 yıl daha çalıştırılmaya devam edildi.

Peki, ülkemizde ne oldu? Azıcık radyasyonun kemiklere iyi geldiğini söyleyen darbeci generallerin ülkesinde! O dönem Karadeniz bölgesinde araştırma yapan namuslu akademisyenler tehdit edildiği hafızalarımızdadır. Karadeniz’de yetişen tarımsal ürünler batılı ülkeler tarafından alınmayınca “radyasyonu bilmeyen halkıma” dağıtıldı. İlköğretim çocuklarına yardımsever devletimiz tarafından fındık dağıtıldı. Bakanlarımız ekran karşısında çay içti.

2011 yılında Japonya’da gerçekleşen Fukuşima nükleer santral kazası, birçok şeyin değişmediğini bir kez daha gösterdi. Yine halk kaza sonrası bölgeyi boşalttı, toprağa, okyanusa radyasyon geçti, yine dünyanın bütün egemenleri insanlar bir şey öğrenmesin diye canını dişine kattı. Yine radyasyonu yiyen halklar oldu, börtü böceği sayan olmadı. Yıl 2011’di, ülkemiz yöneticileri nükleer santral kurma ısrarlarını yenilediler. Bekârlığın daha ölümcül olduğunu dinledik bakanlardan. “Tüpgaz” patlamasıyla nükleer santral patlaması arasında kurulan derin bağlantı darbeci generallerin bile aklına gelmemişti. İşte böyle bir ülkede kurulmak istenen santralin patlaması şaşırtmamalı bizleri,  endişelendirmeli. Bütün egemenler aynı; hayallerindeki dünyayı kurduklarında artık hiç kimse insan formunda olamayacak bu gidişle, börtü böceklerde öyle. Sınırsız sermaye biriktirme hırsına kapılanlar dünyanın sonunu getirecekler.

Buna izin vermeyeceğiz. Vermemeliyiz. Çare tükenmedi,  bindiğimiz arabaların petrolü için ölenleri düşünenlerin sayısı artıyor. Alışveriş merkezlerinde tükettiğimiz ömrümüzü özgürleştirmek için suyuna, dağına sahip çıkanlar var.

Çernobil’in yıl dönümünde hatırlatmakta fayda görüyoruz. İnsanlık kendi ihtiyacı kadar olan enerjiyi doğayla uyumlu özgür ve eşit paylaşacağı bir enerji politikası mümkündür. Buna tek engel sizlerin daha fazla kâr adına sürdürdüğü ölümcül enerji politikalarıdır. Ne ülkemizde, ne dünyada nükleer santral istemiyoruz.”

1 YORUM

  1. Nükleer santral kazaları bu güzel dünyamızı geri dönülmez bir felakete götürmektedir. Bunun örneklerini hepimiz biliyoruz. Geç olmadan buna karşı gelmemiz; gelecek nesillere bir insanlık borcudur. Z.K.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here