Bayram Yazısı
Değerli okurlarım, ne mutlu onlara ki, farz olan koşullarına yerine getirerek mübarek ramazan ayının sonlarına geldiler. Ömrü olan Muhammet Ümmeti iki gün sonra bayrama kavuşacak ve bayram edecekler. Allah rızası için bir ay boyunca aç kaldılar, susuz kaldılar bayram onların tabi ki hakkı.
Ömrü olan için iki gün sonra bayram. Bitirdik, tükettik günleri, niyetli olanlar, nasibi duası olanlar feyzinden bereketinden yararlandı. Diğerleri, yani bilerek ve isteyerek bu farzı yerine getirmeyenlerde trenin en son vagonuna bile tutunamadılar. Mübarek Ramazanı bir telaş içinde uğurladık. İftardı, teravih idi, mukabele derken bir ay tükendi gitti, tıpkı farkında olmadan tükettiğimiz ömrümüz gibi.
Ramazanı, Ramazan gibi idrak edenler, bayram coşkusundan nasiplenecekler. Ya ömrünü Ramazan misali geçirenler… Onlara gıpta etmemek mümkün değil. Kişinin yaşı ilerledikçe, geçip giden her günün ardından bir hüzün yükleniyor. Dünya’yı erken terk edişler ve yapılması gereken ailevi işlerin geriye kalması, bitmeler, zamanın azizliği, ayrılışlar, çekip gitmeler ve sona ermeler…
Bir şeyden tat alıp almadığımızı sonunda anlarız. Bir filmin sonu gibi! Huzur, Sükûnet, Ümit, ya da acı, hüzün ümitsizlik! İşte, bayramda Ramazan’ın son sahnesi… Bir ayın sonunda bu son sahneyi seyrederken nasıl bir izlenim kalacak yüreğimizde? Bayramın içine girecek ‘Son’daki hikmeti göremeyiz de, sezebilecek miyiz?
Her dini bayramları yaşarken, hemen çocukluğumu anımsarım. O zamanlar yaşadığımız bu bayramları şimdi yaşamamız mümkün değil. Aklım ermezken inanın çok garip bulurdum bayramları. Neden bayramlarda böylede, başka günler böyle değil derdim.
Bayram namazı, el öpmeler, baklavalar, şekerler, ziyaretler, dualar, kartpostallar (şimdi yok), nadiren telefonlar ve harçlıklar…
Çocukluğumuzda düşüncelerim böyleydi ve de halimden memnundum. Sadece bir burukluk vardı yüreğimde. O yaşta anasız büyüyordum ve hürriyetim sınırlıydı. Her şey dört dörtlük olmuyor ki, bekleyemiyorsun da! Belki O’da öyle olsun istiyordur. O ne isterse o olur.
Ta ki, yolun yarısını süratle ve tozu dumana katarak geçip de ateş hattına girdiğimizde Bayramların fazileti gün ışığı gibi ortaya çıktı. Tabi ki bunları çocukken göremezdik, hissedemezdik…
Ayrıları kavuşturan, küskünleri barıştıran, sınır ötesi akrabaları buluşturan kutsal günlerdir Bayramlar. Dini Bayramlar bir muamma değildir, yetişkinler Bayramların amacını anlamışlardır eminim.
Bayram… O’nun seçip ve mübarek kıldığı gün… Hepimizi sarıp sarmalar. Ya O’na yani Bayramın sahibine açılabilecek mi yüreğimiz? Biz bu Bayramı hak ettik diyebilecek miyiz? Bayramın hakkını verebilecek miyiz?
Oruç, hayır hasenat, Ramazan!
Bunları düşün, şöyle bir an,
Eğer taviz vermediysen kulluktan
Mükâfatını verir Yüce Yaradan…
Beni anladığınızı ümit ediyorum. Bu nedenle uzatmaya hiç de gerek yok. Ramazan Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlarım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Hayırlı İnsan Olmalıyız!
Değerli okurlarım, çalışmayı daima ön koşul olarak gören insanlar, Salih amelde olmayı, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için topluma yararlı işler yapmayı; Salih amelde bulunurken, yapabileceğinin en iyisini, en güzelini yapmaya gayret eder. Amacı, kesinlikle gösteriş değil, Allah’ın hoşnutluğunu kazanacak sonuca ulaşmaktır.
Gösteriş yapsın, Allah’ı kandırmaya kalksın bakalım, başına neler geliyor? Bütün insanlar bunu çok iyi bilir. İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen İslam dini, bu gayretin gerçekleşmesi için çalışmayı temel kural olarak getirmiştir. Gayret göstermeden başarı elde etmenin mümkün olmadığını ilan eden Kuran-ı Kerim, temel ibadetlerin yanında, çalışmayı da ibadet kapmasında ele alarak yararlı işler yapmanın önemini vurgulamıştır.
Salih amel İslam Dininde çok önemlidir. İbadet kapmasında ele alınan Salih amel, Yüce Yaratıcının hoşnutluğunu kazanmak için yapılan, her topluma faydalı bir iştir. Gösteriş Salih amel olamaz.
Örneğin, bir kişi, görünüşte çok büyük hayırlı işleri veya fedakârlık gibi görünen uğraşlar içinde bulunabilir. Çevredeki muhtaç insanların ihtiyaçlarını giderebilir. Bu kişinin yaptığı yardımın miktarı o işin bir Salih bir amel olduğunun göstergesi değildir. Bilindiği gibi, insanlar toplum içinde iyi bilinmek, insanlara gösteriş yapmak veya iş hayatında güven kazanmak, iktidarda kalabilmek için yüzünü kızartarak muhtaç insanlara bir poşet nohut, bir torba kömür dağıtarak oylarını çalmak Salih amel olamaz. Yemezler
İnsana gerçek değeri kazandıran ilim, fikir ve kültüre hizmet etmek de tüm hayatı kuşatan ve renklendiren en kıymetli ibadetlerdendir. İnsan ölünce, ardından amel defteri kapanır ama üç şey yoluna devam eder. O nedenler ölen kişiye iyilik yazmaya devam edilir.
Bir Müslüman’ın, imanını Salih amellerle ibadet anlayışı içerisinde bütünleştirerek bütün davranışlarını güzelleştirmesi gerekir. İşte bu samimi çabalardan dolayı Salih amellerde bulunan müminler birçok ayette cennetle ve güzel bir yaşamla müjdelenmektedirler.
Size bir şey söyleyeyim mi? İbadeti, hayır hasenatı bir tarafa bırakalım, Önce Adam Gibi Adam Olalım! Eğer adam gibi olmazsak, dil ucuyla yapılan ibadetler, gösteriş için yapılan yardımlar insanları hiç de iyi bir yere götürmez. Tuttuğunuz oruçları Cenab-ı Allah Kabul ve makbul eylesin.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Ramazanı Uğurladık!
Ramazan’ı uğurladık, bizden şikâyetçi olmayacaktır inşallah. Nice Ramazanlar görebilmek ümidiyle, önce bayram namazından başlayalım. Bayram namazını mümkünse kaçırmayın, mutlaka kılın, sevabını kazanın. Kalabalıkta namaz kılmanın sevabı da, fazileti de çok fazladır. İnşallah sizlere de nasip olur.
Namazı eda ettikten sonra, çevrenizde herkesle bayramlaşmaya özen gösterin. Hatta evinize gelirken, oruç tutmadığını bildiğiniz birisiyle de karşılaşırsanız, mutlaka bayramlaşın ve herhangi bir imada bulunma lüksünüz yoktur. Yani oruç tuttunuz diye havalara girmeyin, kazandıklarınızı hemen kaybedebilirsiniz.
Bayram ziyaretlerinde beklenti içinde olmayın, mütevazı olun, dost, arkadaş, akrabalar, bunlar sizden yaşça küçük bile olsalar duruma göre önce siz ziyafetlerine gidin ve onları onore edin, yüceltin. Aslında siz yüceliyorsunuz sakın unutmayın.
Ramazan’ı uğurladık ama bazı alışkanlıklar kalmıştır. Az yeme ve yemeği uzun zamana yayma gibi. Ramazan’ın hakkını verdiyseniz, vücudunuzu önemli bir bakımdan geçirmişsinizdir. Orucun sağlığınıza katkısı çok fazla olmuştur. Daima sağlıklı olmanız dileklerime, bayramınızı tekrar kutluyorum.
Günün Ayeti
Şüphesiz Allah, adalet, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder. Hayasızlığı fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
Günün Hadisi
Denildi ki: ‘Ey Allah’ın Resulü! Hangi kazanç, helal ve hoştur.’ Dedi ki: ‘Kişinin kendi emeği ile hilesiz yapılan her alışverişten elde edilen kazanç.’
Günün Sözü
Önce Adam Gibi Adam Olalım!
Öcal’dan İnciler
Cenabı Allah, Dürüstleri Sever!