NATO ne işe yarıyor? Okkalı bir hiç… Sadece ABD ve belirli birkaç devlete “Özel Hizmet” için mi kurulmuş?
NATO baştan beri kuruluş amacından sapmış bir teşkilat profili çiziyor… Kâğıt üzerinde kurulmuş göstermelik askeri bir ittifak örgütü… Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren konularda sanki Türkiye bir NATO ülkesi değilmiş gibi hareket ediliyor. NATO’nun kılı kıpırdamıyor, hiçbir etkinlik göstermiyor, oturup seyrediyor.
Hâlbuki bir NATO ülkesine yapılan saldırı, bütün NATO ülkelerine yapılmış sayılacağından, müttefikini kollamak ve toprak bütünlüğünü korumaya yönelik mecburiyet söz konusudur. NATO üyesi bir Avrupa ülkesinin saldırıya uğrama tehdidi altında olduğunu gözlerinizin önüne getirin. Kıyamet kopar. Hiç vakit yitirmeden diplomasi, askeri, ekonomik, politik ve teknolojik unsurlar anında devreye girer. Ama söz konusu Türkiye olunca, karşımızda sırıtan “kör, sağır ve dilsiz” bir NATO görüyoruz.
Türkiye, sanki üvey bir müttefik! NATO, müttefiki olan Türkiye’ye karşı “kuruluş felsefesine, amacına ve ruhuna” aykırı tavırlar takınıyor.
ABD’nin metres hayatı yaşadığı YPG/PYD ve DAEŞ ile mücadelede, Türkiye’nin bu kiralık kuklalara karşı yürüttüğü “meşru müdafaa” hakkını kullanmasından daha doğal ne olabilir ki. Sürekli evini taşlayan, camlarını ve kapısını kıran, meskene tecavüze yeltenen başıbozuk çapulcuları oturup seyredecek miyiz? Yoksa tehdit ve tacizlere karşı koyacak mıyız? Buna NATO mu karar verecek?
Ne zaman NATO’nun başı sıkışsa, Türkiye Hızır servis gibi imdada koşar. En somut örnek, Türk askeri birliklerinin hala yıllarca Afganistan’da görevini sürdürmesidir. NATO nezdinde, Suriye sınırında kurulması kararlaştırılan “Patriot Füze Sistemi” oyalamalardan sonra en nihayetinde üç-dört ay sonra monte edilebildi. Bu durum müttefikin kuruluş amacıyla bağdaşır mı?
NATO’nun “Rusya” ile sürdürdüğü soğuk savaş dönemlerinde, “ileri karakol” olarak gördükleri Türkiye’yi öve-öve bitiremiyorlardı. Ancak soğuk savaş sona erince, ABD dahil bir çok NATO ülkesi yan çizmeye, Türkiye’yi kale almamaya başladılar. Sonuçta Türkiye de NATO’ya ihtiyaç duymadan tek başına hareketle “kendi göbeğini, kendi kesme” kararı aldı.
NATO’nun karanlıkta kalan yüzü çok kirlidir. Müttefikler arasında ayrımcılık yapan, varlığını ikiyüzlülüğe, yalana ve samimiyetsizliğe dayandıran “çıkar amaçlı” bir örgüt görünümündedir. NATO, artık güvensizdir, küflenmiş, pas tutmuştur. NATO’nun çifte standart uygulaması; “astarı yüzünden pahalıya mal oluyor.” Aslında, NATO’nun son kullanma tarihi, kurulduğu aynı günde dolmuştur.