NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in Türkiye hakkında “duygu” dolu açıklamalarına bir göz atalım: “…Suriye krizinden en çok etkilenen ülkelerden Türkiye’yi korumak için tüm önlemlerin alınacağını, NATO üyesi olmasından ötürü ittifakın üyelerinden Türkiye’yi korumak ve savunmak için gerekli tüm adımları atmaya hazır olduklarını…” belirtmiş.
NATO 2. Dünya Savaşı’nın ardından ABD’nin patronluğunda Batı Avrupa ülkelerinin katılımıyla kurulan askeri ittifak topluluğudur. Türkiye, bu ittifakı 1950’li yılların başında Güney Kore’ye asker gönderme hatırına üyeliğe kabul edilmiştir.
NATO neyin nesidir? Ne işe yarar? Kuruluş amacı, görev ve sorumlulukları nelerdir? Kafalarda hep soru işareti bırakmıştır. NATO Genel Sekreteri’nin Suriye’den Türkiye’ye karşı oluşabilecek herhangi bir ihlalde “ Türkiye’yi koruma ve savunmaya hazırız…” şeklinde ki içi boş çelişkili ve karmaşık açıklamaları tam bir komedi çünkü bu laflar artık inandırıcı gelmiyor. Oyalama ve avutmaya yönelik sözlerden ibarettir. Bu ne bitmez hazırlıkmış!
“Bir NATO ülkesine yapılan saldırı, bütün NATO ülkelerine yapılmış sayılır…” maddesinin işlerliği tartışma konusudur. Daha sıra Suriye’ye karşı “savunmaya” gelinceye kadar, Kuzey Irak’ta yerleşen daha doğrusu yerleştirilen PKK terör örgütüne karşı neden işbirliğine gidilmiyor? Türkiye bir NATO ülkesi değil midir?
Türk ordusu, hiç şüphesiz terör belasını kökünden yok edebilecek güce sahiptir. Ancak “dost” geçinen sözde müttefiklerin bölücü terör örgütünü azdırıp yönlendirdiklerini bütün cümle âlem bilmektedir. Bu tezgâhın gizlisi saklısı kalmamıştır. Hem “dost ve müttefik”liği azından düşürmeyeceksin hem de seyirci kalacaksın… Buna apaçık “ipe un sermek” denir. Türkiye, nasıl NATO’nun başı sıkıştığında imdadına yetişiyorsa, NATO da aynı görevi üstlenmek zorundadır. Bu bir lütuf değil, NATO’nun kuruluş amacının gereğidir.
Afganistan’a asker gönderirken, Kürecik’te radar üssü kurulması konusunda NATO kartı öne sürülerek, Türkiye’den vecibelerin yerine getirilmesi istenirken, iş PKK’ya gelip dayanınca “vurdumduymazlık” senaryoları başlatılıyor.
Amaç bellidir; Türkiye’yi sosyal, ekonomik ve askeri yönden istikrarsızlaştırıp kötü emellerine ulaşma planları devreye sokulmaktadır. Duyduk duymadık demeyin!”İttifak”lık çizgisinde sapmış “kişiye özel” konuma getirilen NATO’nun kuruluş amacı ve ilkeleri, sadece kâğıt üzerinde boy göstermektedir.
