Mustafa Kemal’in Eğitim Felsefesi Ve John Dewey

1
427

Fikret, “Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perrübâl; (kol kanat) / Kendi cevvimde, (gökyüzümde) kendim tairim, (uçarım) / İnhina (eğilme)  esaretten girandır (ağırdır) boynuma; / Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” dizeleriyle tanımlar kendini..

Mustafa Kemal, Fikret’in bu dizelerinden ilhamla eğitimcilere, “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diye seslenir ve ekler: “Eğitimdir ki, bir milleti; hür, bağımsız, şanlı ve yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.”

Türk milletinin her bireyinin kendi gökyüzünde “özgürce” kendi kanatlarıyla uçabilmesinin eğitimi ve öğretimidir Mustafa Kemal’in eğitim felsefesinin özü.. Bu öze, “İlim Çin de bile olsa alın!” irfanından hareketle; “Dünyada her şey için, medeniyet için hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalâlettir” sözünü de ekleyebiliriz elbette..

Peki John Dewey kim? Cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki Dünyanın en saygın eğitim bilimcisi.. Gerald L. Gutek, “Eğitime Felsefi ve İdeolojik Yaklaşımlar” adlı kitabının (Pegem Y. 1997 Ankara) “Pragmatizm ve Eğitim” başlıklı bölümünde Dewey’in eğitim felsefesini oluşturan temel unsurları şöyle sıralıyor: “1.Öğrenen; yaşayan bir organizma yaşamını sürdürebilmek için etki veya enerjiye sahip biyolojik ve sosyolojik bir fenomendir. 2.Öğrenen hem doğal hem de sosyal bir çevrede yaşar. 3.Kendine özgü davranışlarla hareket eden öğrenen birey çevreyle sürekli bir ilişki halindedir. 4.Çevreyle ilişkisinde birey ihtiyaçlarını karşılamak için uğraşırken problemlerle karşılaşır. 5.Problemleri çözme sürecini öğrenmesi çevre içinde gerçekleşir. Dawey, okulu embriyonik toplum olarak tanımlamıştır. O toplumu birbirlerinden farklı bireylerden oluşan bir yapı olarak tanımlarken Sosyal Darwinizmin rekabet ahlakının topluma uygulanmasını reddetmiştir. Çünkü Dewey’e göre insanlar, hem doğal hem sosyal bir çevrede yaşarken, en iyi şekilde yaşamlarını sürdürmek, refah düzeylerini artırmak için toplum hayatını oluşturmuşlardır. Toplum yaşamı veya toplum insana deneyimler ve bunun yanı sıra grup etkileşimini ve problem çözme davranışını kazandırır. Kolektif insan yaşantısı / deneyimi, bireylere çok çeşitli deneyimler sağlayarak aktif olarak olaylara girmelerini teşvik eder.” (s.100, 101)

Gerald L. Gutek, söz konusu kitabın, “Demokratik Toplum ve Eğitim” ara başlığı altında “Dewey, paylaşımlı insan davranışlarındaki kolektif ruha önem vermiştir” diyor ve devam ediyor: “Bireyler arasında katılım ne kadar fazla olursa insanın etkileşimi ve gelişimi için gerekli olanaklar o kadar fazlalaşır. Dewey, toplumsallık olgusu için şu üç unsura önem verir: paylaşım, iletişim ve toplum. Dewey, mutlakiyetçi ve otoriteci yapıların engellemesi olmadan işleyen deneysel bir sürece sahip demokratik toplumun özgür, açık ve insana özgü / hümanist düzenlemeleri tercih etmiştir.(s.109) O, nüfusun büyük çoğunluğunun az sayıdaki zengin insanın yararı için sömürüldüğü bir düzen olan, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ilkesini temel alan Kapitalizmi eleştirmiştir. (s.110) Dewey, kişileri arasında en özgür ve en donanımlı iletişimin olduğu büyük bir toplum düşünmektedir. Dewey’in büyük toplumundaki demokrasi, topluluk halinde bir yaşamı gerektirir. Kapitalist ekonomideki iş topluluklarına benzemeyen bu topluluk etik değerler üretip, üyelerin ihtiyaç duyduğu hizmeti onlara sunar.” (s.111)

Mustafa Kemal, felsefi özü bireyin kendi kanatlarıyla uçabilmeyi öğrenmek olan eğitim sistemini kurabilmek için davet eder 1924 yılında Amerikalı eğitim bilimcisi Dawey’i.. Gelir aynı yılın Temmuzunda “ilerlemecilik, yeniden kurmacılık ve yapılandırmacılık akımlarını demokratik eğitim teorisiyle sentezleyerek Amerika’da Labarotuvar Okulu’nu” kuran bu saygın eğitimci Türkiye’ye.. Yetkililere, eğitimin acil sorunlarıyla ilgili bir ön rapor hazırlayıp sunar ve ayrılır Eylül ayında.. Türk eğitiminin ihtiyaç, yetenek ve gerekliliklerini saptayan asıl raporunu ise ayrıldıktan sonra yazıp gönderir..

John Dewey’in raporundaki tespit ve değerlendirmeler bağlamında, Mustafa Kemal’in eğitim felsefesinin özü olan özgür bireylerden oluşan demokratik toplum pratiğini sistemleştirebilmek amacıyla kurulur Köy Enstitüleri.. Ki bu gerçeği John Dewey, şu cümlelerle açıklar: “Benim düşlediğim okullar, köy enstitüleri olarak Türkiye’de kuruldu. Tüm dünyanın bu okulları görmesi, eğitim sistemini Türklerin kurduğu bu okulları göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırması isabet olacaktır.” (Le Monde Gazetesi, 21.3.1945)

Toplumcu hümanist kurumlarımız olan Köy Enstitülerinin kapatılması sonrası bireyci, benci, yarışmacı maceralar seyrinde mecrası değiştirildi eğitimimizin..

Bu yazının, (bir önceki yazıya yorum düşen sevgili öğretmenim Erol Yiğit’e atıfla) önündeki baraj, set türü engellerle rağmen eğitimin Dawey’in tanımladığı kendi doğal mecrasında akması mücadelesi ve (güncele atıfla da) Soma’daki maden faciasından yaralı kurtulan bir işçisinin ambulanstaki sedyeye yatırılırken, (çizmelerinin sedyeyi kirleteceği kaygısıyla) sorduğu: “Çizmelerimi çıkartayım mı?” sorusunun çağrışımsal yanıtı bağlamında okunmasını diliyor ve umuyorum..

Selam ve saygılar…

ozdemirgurcan23@gmail.com 

1 YORUM

  1. Öğretmenim her zaman gibi bütün dusunce duygun onler cıkartıyorsunuz sınıf ta cümle yazıyorsan bir cümle yaz dedi ama bana bir kez sorsanız ben sana bütün ne şiir ne metin yazdı mı anlatıcam

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here