İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu; “Mücadelemizi Ortaklaştırarak Aydınlık Geleceği Hep Birlikte Kuracağız”
İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu, yapılan tutuklamalar ve ardından gelen yasakların insan hakları ihlali olduğunu savundu. Sağlıklı Yaşam Parkında bir araya gelen platform üyeleri, yaklaşık bir haftadır ülke genelinde yaşanan olaylara tepki gösterdi.
İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Coşkun Selçuk, gözaltılar ve ardından yaşananların kabul edilemez olduğunu ifade ederek; “19 Mart sabahı, ‘gözaltı’ haberleriyle uyandık. Bu gözaltılar ile birlikte aynı zamanda, Valilikler tarafından, insan ve yurttaş olmak bakımından sahip olduğumuz ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı, ulaşım hakkı başta olmak üzere demokratik bir toplumun temelini oluşturan pek çok hak ve özgürlüğün ağır biçimde ihlal edildiğine, dolayısıyla yurttaş olma vasfımızın tümden yok edildiğine tanık oluyoruz. Aslında bugün yaşananlar, gündelik hayatta yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerinin daha da yoğunlaşmasının çok ötesinde, hakları sistematik olarak ihlal eden bir devlet pratiğinin artık hak ve özgürlükler temelli bir rejim fikrinin tamamen terk edildiği bir sürece ulaştığı endişe verici boyutu ortaya koymaktadır” dedi.
İktidarın toplum üzerindeki baskı ve kontrolünün sınırsız artışına olanak sağlandığını söyleyen Selçuk; “Aynı zamanda her türlü kimlikten bağımsız bir şekilde, herhangi bir kurala dayalı olmayan hukuk dışı ve keyfi uygulamalar, son dönemde özellikle ‘zamandan’ da bağımsız bir biçimde sıradan hale getirilmektedir. Bunun sonucunda özellikle ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü hakkını geçmişte kullanmış ya da bugün ve gelecekte kullanmak isteyen milyonlarca yurttaş, çok uzun yıllar sonra, haklarında verilmiş yargı kararlarıyla aklanmış olsalar bile, her an, hukuki hiçbir somut gerekçeye dayalı olmaksızın her türlü baskıya maruz kalabilecekler, kazanılmış haklarını yitirebileceklerdir. Bu durum, yine demokratik bir toplumun temelini oluşturan ‘hukuki güvenlik’ ilkesinin tümüyle ortandan kalkmasından başka bir şey değildir. Hukuki güvenlik ilkesinin olmadığı bir yerde ise ne hukuk devletinden ne de demokrasiden söz etmek mümkündür. Olsa olsa hukuk normları yerine salt siyasal ihtiyaç ve çıkarlara dayalı tedbirlerle sürdürülen bir belirsizlik ve keyfilik rejimi söz konusudur” diye konuştu.
AKP iktidarının ana muhalefet partisine ve onun adayına yönelik tavırlarının tamamen siyasi ihtiyaçlardan kaynaklandığını öne süren Selçuk; “Tüm Türkiye’de gösterilen demokratik tepkileri bastırmak amacıyla barışçıl gösterilere şiddetle gerçekleşen kolluk saldırıları ile halkın toplanma ve gösteri özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, kişi güvenliği ve özgürlüğü, ulaşım hakkı ve seyahat özgürlüğü, iletişim ve bilgi edinme hakları ihlal edilmiştir. Tepkilerini göstermek için sokağa çıkan halka yönelik polis müdahaleleri ve ardından ev baskınları sırasında gözaltına alınan yüzlerce kişi işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak özgürlüklerinden keyfi olarak alıkonulmuştur. Üniversite öğrencilerinin gelecek kaygısıyla sokaklara dökülmesi, yine İstanbul Barosu’nun hedef alınması nedeniyle savunma hakkı adına avukatların her yerde tepki göstermesi hukuk tanımaz tutumun sonucudur.
‘Artık yeter!’ duygusuna yol açan bu pervasızlık ve keyfilik karşısında uzun süredir söylediklerimizi inatla bir kez daha dile getireceğiz. Evet, gerçekten artık yeter! Hukukun üstünlüğü ilkesinin, insan hakları ve demokrasi değerlerinin ayaklar altına alınması, yargının araçsallaştırılarak adaletin tümüyle ortadan kaldırılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu uygulamalar aynı zamanda birlikte yaşama iradesini yıkıcı biçimde tahrip ederek barışa ve geleceğe dair tüm umutları yok ediyor, toplumu geleceksiz bırakıyor.
Bu gidişata izin vermeyeceğiz, yurttaş olmaktan, insan hakları ve demokrasi değerlerinden, birlikte yaşama iradesinden vazgeçmeyeceğiz. Aydınlık bir geleceğe olan umudumuzu hiçbir şekilde yitirmeyeceğiz. Siyasi operasyonlara, iktidara muhalif olan herkesin, ya yolsuzluk ya terörle suçlanmasına, baskı ile sindirme ve tek adam rejiminin kabul edilmesi çabalarına, izin vermeyeceğiz. Mücadelemizi ortaklaştırarak, demokratik değerlerle, barış içerisinde aydınlık bir geleceği hep birlikte kuracağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Selçuk, Eğitim Sen hakkında açılan soruşturmalara tepki gösterdi. (Haber: Helga TERBİYELİ)