Miraç Kandili Kutlu Olsun

0
147

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Gündem yine iç karartıcı. Kilis’e Gaziantep’e düşen füzeler, atılan bombalar sürekli gelen şehitler ile gönlümüz, yüreğimiz her şeye kapalı iken, yeni gündem konumuz Kut’ül ammare ve kaç gündür mecliste durulmayan sular ve sokak kavgalarını aratmayacak görüntüler. Gündem değişmiş  görünse de asıl yaşanalar değişmiyor. Bombalar, füzeler düşmeye devam ediyor, evlere yüreklere, korlar düşmeye de. İnsanlar evlerine düşen ateş topları, yüreklerini yakan acıları yaşarken ne laiklik tartışmalarını ne meclis kavgalarını ne de Kut’ül ammare kutlamalarını umursuyor. Tek umursadıkları şey güven duymak yaşadıkları ortamda. Evlerine bombalar füzeler düşmesin, evlatları, göz bebekleri, eşleri, babaları, düşlerini, umutlarını,  sevgilerini yüklenmiş olarak tahta bir tabutla evlerine dönmesin.

& & & & &

Ve bu ortam da Miraç Kandili kutluyoruz; yani sevgili peygamberimizin göğe yükselmesini. O, sanırım bu günü kutlayacaksak, önce kardeş kardeş yaşamamızı isterdi, kan akıtmadan ayrım gayrım yapmadan, hak yemeden gıybet yapmadan. Şimdi bir öz eleştiri yaparsak  onun istediği hiçbir şeyi yapmadığımızı görebiliriz. “Müslüman’ım” diyen bir örgüt IŞİD çıkıp Allah adına kardeş kanı akıtıyor! Üstelik bu konuda kesin yasaklar varken. “öldürmeyeceksin” emrine uymadan bombalar yağdırıyor, evleri, şehirleri, kutsal mekanları yerle bir ediyor. Müslüman Müslüman’a karşı örgütleniyor. Bunların hepsini bize gayri Müslümler ya da din tanımazlar yapmıyor. Kendine “Müslüman” diyen sözde insanlar yapıyor. Ve bizde onlara özü bırakıp gösterişe düşmekle eşlik ediyoruz. Bir ağaç altında toprak üzerinde gösterişten uzak kimsenin görmediği bir ortamda kendimiz ve Allah ile namazımızı kılarken şimdi, görkemli camilerde namaz kılmaya başladık. Halısı ipek mi, avizesi kristal mi? diye düşünerek. Kendimi bu yüzden  yargılıyorum ve diğer bütün suçları işlemiş gibi algıladığımdan suç ortağı gibi hissediyorum. Allah’ın ve Peygamber efendimizin sonsuz rahmetine  sığınarak, bu özel ve kutlu günü, barışa, sevgiye, saygıya, huzura  neden olmasını dileyerek kutluyorum.

Ve bu konuda biraz bilgilenelim. Miraç İslam inancında, Peygamber Muhammed’in göğe yükselmesi hadisesi. Aslen “yükseğe çıkma” anlamına gelen söz, Arapça uruc (merdiven) kökünden gelir.

“Yolculuk yapmak” anlamındaki fiilin türevi olan ve “gece yolculuğu” anlamında kullanılan İsra, dini terminolojide Muhammed’in geceleyin Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Burak adı verilen binek üzerinde Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Miraç ise göğe yükselmesini ifade eder. Dolayısıyla İsra ve Miraç olarak da anılır.

Ayet ve Hadisler

Kuran’da Miraç’tan bahseden ayetler Necm suresinde geçer: “Muhakkak ki o, O’nu bir başka inişte daha gördü. Sidretü’l Müntehâ’nın yanında. O’nun yanında da Me’va cenneti. O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. Göz şaşmadı ve aşmadı. Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.” (13-18. ayetler)

Bununla birlikte surenin baştan itibaren ele alınması ifadelerin Muhammed’in göğe yükselmesi ile bağlantılı anlatımlar olarak algılanmasını güçleştirmektedir.

Dini İnanç

Miracın Hicret’ten bir yıl ya da 16 ay önce recep ayının 27. gecesinde gerçekleştiğine inanılır. Rivayete göre Muhammed gece vakti Kâbe’den alınıp Burak adı verilen binek üstünde Mescid-i Aksa’ya götürülmüş, Burak’ı Beytül Makdis’in (Süleyman Mabedi) kalıntılarının güneybatı duvarına bağlamıştır. Muhammed sırasıyla eski Aksa denen bugünkü el-Aksa Camii’in altındaki yerden Mescid-i Aksa alanına girmiş, oradan Kubbet-üs-sahra’nın bulunduğu alana geçmiş ve orada İsa, Musa, Zekeriya peygamberlerle buluşmuştur. Günümüzde Nebi Minberi’nin bulunduğu alanda bütün peygamberlere namaz kıldırmış, oradan da Miraç Minberi’nin bulunduğu alandan göğe yükselmiştir.

Hadislere göre Muhammed bu yükselmede gök katlarını Cebrail ile birlikte aşarken sırayla Âdem, Yusuf, Yahya ve İsa, İdris, Harun, Musa ve İbrahim peygamberleri görmüş, yedinci kat gökten sonra Sidret’ül Münteha’ya çıkmıştır. Cebrail’in Sidret’ül Münteha’dan ileriye geçememesi üzerine yolculuğunu tek olarak sürdürmüş, zaman, mekân ve cihetin olmadığı ifade edilen katta Allah ile aracısız görüşmüştür.

Anlatılana göre Muhammed Mekke’ye döndüğünde yaşadıklarının gerçek olup olmadığından kuşku duyanların soru yağmuruna tutulmuştur. Ama sorulara doğru cevap vermiştir.

İslam’ın ilk zamanlarında dinin oruç, zekât, şehitlik ve hac gibi belli kuralları, prensipleri tam olarak belirlenmemişti. Gece namazları rağbet görmekle birlikte, ibadet kuralları da açık ve seçik olarak belirlenmemişti. Rivayete göre İsra ve Miraç bu konudaki belirlenmeleri sağlamış olaylardır. Buna göre miraçta; Muhammed, Miraç sırasında namaz vakitlerinin beş vakit olarak düzenlenmesi gerektiğini öğrenmiş ve Miraç’tan sonra bu buyruğu Müslümanlara bildirmiştir. Hadis kaynaklarına göre Miraç’ta önce 50 vakit olarak bildirilen namaz, Peygamber Musa’nın bunun insanlara ağır geleceği şeklindeki ikazları üzerine Muhammed’in birkaç kere geri dönüp Allah’tan namazı hafifletmesini dilemesinin ardından beş vakte indirilmiştir.

Şirk koşmayan herkesin cennete gireceği müjdesi verilmişti.

Tüm İslam aleminin mübarek kandilini kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim. Sağlık ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım ayrımsız gayrımsız el ele yan yana. Yase

Günümüz Kültüründe Yeri

Miracın gerçekleştiğine inanılan gece “miraç kandili” olarak kutlanır. Bu gece ile ilgili dini konuşmalar ve kutlamalar yapılır, dua ve tesbihat yapılır ve Yasin okunur. İnanca göre Muhammed Miraç’ta kendisine sunulan şarap, bal ve süt dolu üç bardaktan süt bardağını tercih ederek sütü içmiştir. Bu sebeple Anadolu’da çoğu yerde bu gecede süt içme ve dağıtma geleneği olduğu ifade edilmektedir. Bazı yerlerde tatlı da yapılır ve dağıtılır. Konya’da bu geceye “süt gecesi” de denilmektedir.

Tartışmalar, Görüş ve Eleştiriler

Kimilerine göre bu yükselme fiziksel, kimilerine göre manevi, kimilerine göre hem maddi hem manevi, kimilerine göre de ne tam anlamıyla maddi ne de tam anlamıyla manevidir. Muhammed’in eşi Aişe, Miraç sırasında Muhammed’in vücudunun yerinden kaybolmadığını bildirmiştir. “Bedeninin yokluğu hissedilmemiş” olduğu ifadesine karşın, Schimmel gibi bazı yorumcular ve din bilginleri ayetteki “kuluyla birlikte” ifadesini ve Burak adlı bineğin kullanılmasını gerekçe göstererek söz konusu yolculuğun ruhsal bir deneyim olduğu tezine karşı çıkmıştır.

Neşet Çağatay’a göre; miraçla ilgili olarak Ayşe’nin ifadesi şöyledir: Muhammed, doğrudan doğruya Rabb’ini değil, Cebrail’i temaşa etmiştir. Ayşe bunun için Kuran’da Allah’ı görmenin mümkün olmadığını ifade eden ayeti kanıt göstermiştir.

Göğe çıkarak Allah’a ulaşmanın Allah’a mekân ve yön izafe edilmesi anlamına geldiğini ifade eden İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık miracı anlatılan biçimiyle reddeder ve bunun bir vizyon olduğunu belirtir.

Prof.Dr. Süleyman Ateş Buharide kaydedilen bir hadis’e göre miracın peygamberlikten önce Muhammed’in Kabe’nin yanında uyurken gördüğü bir rüyadan ibaret olduğu kaydıyla geleneksel anlamdaki miraç anlayışına karşı eleştirilerini sıralar.

Alevi İslam inancında Mescid-i Aksa’nın inşa tarihine ve gök katları bilgisinin mitolojik kökenlerine dikkat çekilerek miraç ve bağlantılı olarak namaz gibi konulara sembolik anlamlar verilir.

Zerdüştlük inancında da Zerdüşt’ün göklere yükseldiği, cennet ve cehennemi gördüğü, meleklerle ve Tanrı ile görüştüğüne inanılır. Kaynak: vikipedi

Günün Sözü

Miraç Kandili

Gökyüzünde yıldızlar bir başka,
Yaratılanlar birlikte geliyor aşka,
Diller duada gözler ise huşu ile yaşta,
Bütün insanlık bu gece yalvarışta

Miraç kandili gecesi bu mübarek gece
O anı ne kelime anlatır nede hece,
Kurtulmak istiyoruz bitsin işkence,
O an Rasullah’ın Rabbiyle konuştuğu gece

Hz. Muhammed o gecede neler yaşadı,
O mekânda sadece ilahi kelam vardı,
Nice katlarda neleri gördü hepsi aşikârdı,
Gönüllerde, Onun ümmeti olmak isteği vardı.

O mekânda cenneti güzel gördü sevindi
Cehennemi görünce de üzüldü, sevinemedi,
Yansın isterrni idi Ümmeti Muhammed’i
Sadece ah Ümmetim, ümmetim dedi.

Yaratanım sırlarla dolu geceyi ulaştırdın,
Bu gecede peygamberinle bize müjdeler verdin
Sizler bana tövbe edin bağışlayayım dedin,
Biz ne istediysek bizlerden hiç esirmedin,

Bu gecede verildi elciyle hediyeler,
Zorluğa ümmetim gelemez dediler,
Elli rekât namaz çok beşe indirdiler,
İnsanlığın kurtuluşuna kolay ettiler.

Diller aciz kaldı, hiçbir söyleyemedi,
Yazanlar ise yazmayla bitiremedi,
Herkes hayran kaldı sırrına eremedi,
Miraç zaman, mekândan münezzeh idi,

Bu gecede canlı, cansız hepsi dua eder,
Gönüller açık kalp, dil seni zikreder
Yaratılanlar tek kurtuluş için fikir eder,
Yaratan bu geceyi kurtuluşumuza vesile eder

Bu gecede açılsın bütün eller havaya,
Yalvaralım yaratanımız Allah-ü Telalaya,
Ulaşsın hastalar şifaya, dertliler devaya,
Dualarımız ümmeti Muhammed’e olsun hüdaya..

Dostlar Miraç Kandil geceniz mübarek olsun.
Yüreğiniz her dem huzur ve güzellikle dolsun.
Dilinizde Kur-an, zikir, kalbiniz imanla dolsun,
Bugün kutlu gece Miraç Kandiliniz mübarek olsun.

Zekeriya Başgün

Miraç Olayının Sebepleri

Miraçtan önce inananlar, akla hayale gelmedik zulüm ve işkence gördüler… Müşrikler Müslümanlara karşı boykot ilân ettiler, baskılar uyguladılar… Müslümanlar, imtihana tabi tutuldular… Bu olaylar ve oğlunun ölümü, Hz. Hatice(ra)’nin vefatı ile peygamberimiz, iyice bunalmıştı. Cenab-ı Allah peygamberini teselli etmek, onu taltif etmek için böyle bir ikramda ve ihsanda bulunmuştur.

Cenab-ı Allah varlığını birliğini, gücünü göstermek için peygamberi şereflendirmiştir. Cenab-ı Hak, Allah Rasulüne cenneti, cehennemi göstermek ve mesajlar vermek için katına yükseltmiştir. Sanatkârın sanatını teşhir ettiği gibi, Cenab-ı Allah da âlemdeki nizamı göstermek için peygamberin temaşa etmesini istemiştir. İsrâ 1. ayetinde “gücümüzü göstermek için” demiştir.

Cenab-ı Allah, peygamberinin maddî ve mânevî yücelişini istemiştir. Meryem: 57. ayetinde “Onu üstün bir makama yükselttik” buyurur.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here