Meşin Yuvarlağın Çığlığı (4)

0
54

Değerli Okurlarım, performans konusu hafife alınmalıdır. Sadece sporda değil, iş yerlerinde de, özel kurumlarda da aynı şekildedir. Öncelikle bir çalışanın, bir sporcunun kafasının takılı bir şey olmamalıdır. Kulüp yöneticilerini ya da bir işverenin büyük küçük bir başarısızlığı sık-sık tekrarlaması o kişinin kafasında bir takıntı oluşturuyor. Bunun sonucunda neler oluyor?

Öfke gerginliği, Duygusal ve İlişkisel şikâyetler, Sıkışmışlık ve Karamsarlığın doğurduğu depresif ruh halleri, Stres ve Yorgunluğa direnç yetersizliği, İş (antrenman) ve İş dışı yaşam dengesinin bozulması, bunlara bağlı olarak aile problemleri…

Beklenen performansı göstermeyen futbolcular kendilerine şans tanındığında bakın neler düşünüyorlar… Mutlaka başarılı olmalıyım, Verilen bu şansı en iyi şekilde değerlendirmeliyim… Bu haleti ruhiye içinde sahaya adım atan o futbolcular hem agresif ve başarısız oluyorlar. Büyük ölçüde kartları da hazır!

Önemli bir örnek vermek istiyorum. Bir tiyatrocu düşünelim. Türkçesi de, fiziksel olarak da fazla göze batmayabilir. O kişi çıkar sahneye verilen rolü oynar ve oynadığı sürece de müthiştir. Çünkü o Tiyatrocu başkasını oynuyor ve belki de başkasını taklit ediyor da ondan başarılıdır. O bir tiyatrocudur ancak bir sporcu ya da futbolcu öyle değildir, öyle olamaz da…

Verilen görevi yapacaktır ama kimseyi taklit etmek lüksü yoktur. Tamamen kendisidir ve yaptığı rol değil, tamamen ismi cismi kendisidir. Bu nedenlerle, böylesine performans baskısını aza indirmek için, öncelikle sporcu kendini iyi tanımalıdır. Yani kişilik, sporcu özelliklerinin farkında olmalıdır. Gelişmeye, Öğrenmeye, bir idol edinmeye açık olmalıdır.

Kulüp yöneticileri sınırları zorlayan hedefler koyabilirler. Bu onların düşünceleridir. Burada önemli sporcunun kendisine koyduğu hedeflerdir. Çünkü yöneticilerin beklentisi her başarıdan sonra daha da artacaktır. Bunun sonu yoktur. Benim sınırlarım nedir sorusu işlevseldir. Hani sık-sık duyduğumuz bir söz vardır. “Orta Sahanın Bütün Yükü Benim Sırtımda”

Böyle düşünmek sorunlara çözüm olmaz. Bazı hocalar güvendiği oyuncularına fazla görev verirler. Ağır bir yük olsa da, o sporcu yapabileceğini yapacaktır ve yapmakla mükelleftir. Yöneticiler ve Teknik Direktörler konan sınırlar form düşüklüğüne ve performans baskısını büyük ölçüde arttırır. Sporculuk da, teknik direktörlük de, yöneticilik de hiç kolay değildir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here