Bir ülkenin veya beldenin tapusu, yaşayan halkın maneviyatını ve inancını temsil eden ibadethanelerdir. Cemaat varsa ibadethanesi de olacaktır. Osmanlıya başkentlik yapmış Bursa Ulucami, Edirne Selimiye Camii, Sultanahmet, Fatih ve Süleymaniye, Cihan savaşı sonrası antlaşmalarda tapu görevini ifa etmiş ve işgalci devletlerin talebini bertaraf ettirmiştir. Camii, Havra, Kilise ve diğerlerinin varlığı cemaatin var olduğunun belirtisidir. Hangi cemaatten olursa olsun, bulunduğu yerin bayrak, toprak ve devletine saygılı ise baş tacıdır ve beldenin ya da ülkenin sahibi ve tapusunun hissedarıdır. Yeter ki, ihanet olmasın!
Bu manada, şehrimizde eksikliği hissedilen ve yapımı arzu edilen, manevi her türlü ihtiyaca cevap verecek, külliye şeklinde bir “Protokol Camisi”ne ihtiyaç olduğu, Müftülük ile de istişare edilerek, “Merkez Bayrak Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği” adı ile bir dernek kurulmuştu. Yönetim Kurulu, Mehmet BİNBAY (Merhum), Nurettin CAN (Bşk), M.Sefa GÜLER, Paşa KARACA, Halil GÖKALP, Hayrullah ÖZKAN, Denetçiler de Şahin OKURLAR ve Orhan KARASAYAR’dan oluşmakta idi.
Dönemin Belediye Başkanı Sn. Mete ASLAN’a geniş bir yer talebi yapılarak, caminin; Hac Konaklama yeri, konferans salonu, düğün salonu, Kuran Kursu ve kendisini koruyup gelir getirecek şekilde akar imkânlarına sahip dükkânların da olacağını ve dört minareli, her yönden girişte görülebilen ihtişamlı bir “İslam Abidesi” olacağını belirttik.
Talebimizi çok uygun buldu ve derhal başlanılmasın istedi. Yer için Lunaparkın olduğu yeri işaret ettik. Orayla ilgili daha önce başka proje olduğunu kaydederek, havaalanından on dönüm yer için uygunluk sağlandı. Rektörle yapılan görüşmeler de olumlu olunca, sayın başkan her türlü yardımı yapacağını ve yapımla ilgili meclisten inşaat izni çıkarttığını belirtti. Dernek adına tapu verilmediği için inşaata başlama imkânımız yoktu. Daha sonra Rektör’ün karardan rücu ettiğini ve Belediye’yi mahkemeye verdiğini öğrendik. Konu üzerine başkan bey Valilik makamında konu görüşülürken, Rektörün aykırı konuşmaları için Vali Beyi “bu adamı böyle ne konuşturuyorsun!” şeklinde uyarı ve ikazı ile olay muallâkta kaldı.
Ve yeni başkan Yusuf Beye anlatma imkânımız olmadı. Sadece yazılarımla olayı anlatmaya çalıştım ama bir mesafe kat edemedik. Konu ile ilgilenen değerli büyüğümüz yazar AKKÜLLAH Beyin epeyce yaşına rağmen gazetede yazıları ve çalışmaları oldu ama yine bir sonuca varamadık.
Mevzuu milletvekili seçilen ve dernekte görevi de olan kişiye ilettiğimizde, ilgilenelim cevabı ile çok büyük işlerle uğraştığı için, pek ilgilenemediler. İskenderun Kültür ve Dayanışma Derneği ve Cami Yaptırma Yaşatma Derneği Başkanı olarak, beş yıl uğraşmamıza rağmen, bir sonuca varılamadık. Projesi çizilmiş, tüm yasal işlemleri hazırlanmış, yardım makbuzları dahi basılmış olan “Merkez Bayrak Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği” tasfiye edilerek, mevcut parası Müftü KAVİLLİOĞLU ile de görüşülüp, Diyanet Vakfına tarafımdan aktarılmıştır. Kanuni defterler ve makbuzlar, yasal süre için İs-Der’de muhafaza edilmektedir.
Sonuç olarak, konuşulmakta olan ve sayın belediye başkanımızın ilgisi ve bilgisi dahilinde olan, ihtiyaca binaen çalışılması yapılmış büyük bir Camiye gerçekten ihtiyaç vardır. Kaptanpaşa (Ulucami) yeterli olmamakta, belirli zaman ve günlerde iki ana cadde trafiği de tıkanmaktadır. Belediye Başkanımız Sn. Seyfi DİNGİL Bey ve Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi SAVAŞ Beylerin nazarı dikkatine sunulur diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com
