Geçtiğimiz Hafta Sonu Adana’da, Suriye’deki Savaş ve İşgallerle İlgili 50’ye Yakın STK’nın Katıldığı Basın Açıklaması Yapıldı…
Alevi Kültürünü Araştırma Derneği (AKAD) İskenderun Şube Başkanı Nihad Yenmiş, geçtiğimiz hafta sonu Adana İnönü Parkı önünde, Suriye’deki savaş ve işgallerle ilgili ortak basın açıklaması yaptıklarını duyurdu. Yenmiş, yaklaşık 50 demokratik kitle örgütünün katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasının amacının Suriye’nin Akrab köyünde gerçekleştirilen katliamı kınamak olduğunun altını çizdi.
Açıklamayı Uluslar arası Af Örgütü Adana Grup Sözcüsü Güven Boğa’nın yaptığını ifade eden Yenmiş, ortak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildiğini söyledi;
“Suriye’de Hula beldesine bağlı Akrab köyüne 11.12.2012 tarihinde düzenlenen bombalı saldırılarda en az 130 Arap Alevi’si katledildi. Ve bir gün sonrada aynı terörist gruplar Şam’ın Qatana kentinde bir ilköğretim okuluna bombalı saldırı düzenleyerek 12’si çocuk olmak üzere 16 kişiyi katlettiler. Akrab köyüne düzenlenen son saldırılar, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda ülkedeki Arap Alevi kökenli vatandaşlara yönelik en kanlı saldırı olarak gerçekleşti. Savaş hukuku kapsamında savaş suçu olarak kabul edilecek bu gibi vahşet uygulamalarının, ülkedeki farklı kökenlere de uzandığını göstermesi bakımından da, sonuçları bakımından son derece tehlikeli bir süreci de tetiklemektedir. Geçtiğimiz aylarda benzer bir katliamda Hula’da da 49’u çocuk 34’ü kadın 108 kişi, ABD’nin beslemesi teröristlerce öldürülmüştü.
Demokrasi Gelecek Yalanlarıyla Vahşet Yaşanıyor
Suriye’deki olayları ilk günden beri Suriyeli teröristlerin bakış açısıyla veren Türkiye’de ki bazı ajanslar ise cani teröristleri aklamaya çalışmış ve saldırıyı Beşar Esad’a bağlı ordu güçlerinin gerçekleştirdiği yalanını ortaya atmıştır. Bugün Suriye’de “demokrasi gelecek” yalanlarıyla süslenen bir vahşet yaşanmaktadır. Yaşanan bu vahşetin ve kirli savaşın asıl sorumluları emperyalistler ve onların uşaklarıdır. Ve ne yazık ki, ülkemizi yönetenler de bu kirli savaşın tarafı olarak binlerce masum insanın kanına girilmesinde etkin rol almışlardır. Suriye’de bir demokrasi mücadelesinden çok uluslar arası emperyalist devletlerin kanlı tezgâhları ve mezhep çatışmasını kışkırtıcı politikaları vardır.
Bizler Bu Katliamlara Yabancı Değiliz…
Artık hiç kimse ‘bizim suçumuz yok, haberdar değiliz’ diyemez. Bugün Suriye de iki yüze yakın Alevi’yi katledenler dün bu ülkede ve benzeri ülkelerde eğitilmiş katil sürüsünden oluşmaktadır. Her defasında Alevilere olan kinini ve nefretini kusanlar bu katliam karşısında nedense susuyorlar! Gerçi ülkemizde de bizler bu katliamlara yabancı değiliz. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamları Alevilere yönelik kapsamlı ve örgütlü saldırıları içermekte ve hala belleklerimizde sıcaklığını korumaktadır. Adaletten, haktan, hukuktan dem vuranların demokrasi anlayışları çoktan çökmüştür. Emperyalist güçleri ve onların işbirlikçilerini, masum insanların kanına girenleri, katliam yapanları tüm insanların önünde bir kez daha nefretle kınıyoruz.”