Kutlu Doğum Haftası

0
89

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah?  İçinde bu bunduğumuz hafta kutlu doğum haftası. 1989 yılında Diyanet vakfı tarafından başlatılan Diyanet işleri tarafından da desteklenen Sevgili Peygamberimizin doğum gününün kutlandığı hafta. Aslında  kesin olarak doğum günü tarihi bilinmemektedir. Ancak  astronomi âlimlerinin  bu konuda çeşitli araştırmaları sonucu Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Paşa el-Felekî’nin çıkarımlarına göre Muhammed peygamberin doğum tarihi 9 Rebîülevvel (20 Nisan 571)’dir.

Ve içinde bulunduğumuz hafta bu günlerde kutlandığına göre demek kabul edilen  Mısırlı astronomi alimin araştırmalarına dayanan gün ve ayda oluyor.

Sevgili peygamberimizin doğum günü  olarak kutladığımız bu hafta dilerim bütün dünyaya ve özellikle İslam âlemine ki, yıllardır kendi kendileri ile savaşta  olan komşularımıza barış, sevgi, birlik ve beraberlik getirsin. Din Kardeşi ile üç günden fazla dargın durmayı helal kabul etmeyen bir peygambere inanan bizler bu kardeş savaşlarını ve hala süren mezhep kavgalarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Ve her an birlik ve beraberlik içinde sağlıkla, anlayış ve sevgiyle kalmak için elimizden gelenden çoğunu yapmaya çalışıyoruz.

Ve şimdilik sevgili okuyucularım kutlu doğum haftası kutlu olsun sağlık ve sevgiyle birlik ve beraberlik içinde kalalım diyorum… Yase

& & & & &

Ortaya Çıkışı ve Günümüze Kadarki Süreç

Mümtaz’er Türköne, Türkiye Diyanet Vakfı’nda Yayın Kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladığı dönemde, kurul başkanı Profesör Süleyman Hayri Bolay, Ayvaz Gökdemir ve kendisinin bulunduğu 6 kişilik bir kurulun aldığı karar ile ortaya çıkan bir proje çalışması olarak açıklamıştır.

Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti bu projeyi kabul etti. Diyanet işleri başkanlığı tarafından da desteklen bu proje hicri takvime göre kutlanan Mevlid kandili’nin içinde bulunduğu haftanın Kutlu Doğum Haftası olarak ilan edilmesi ile yaşama geçti. İlk yıl sadece Ankara’da ve sadece İlahiyat Fakültesi bulunan illerde kutlanan etkinlik daha sonra diğer illerde düzenlenen panel ve konferanslar ile genişletildi. Bu haftanın farklı etkinlikler ile gelişmesinde Nur Cemaati büyük rol oynadı.

1994 yılından itibaren de, Hicri Takvime göre 11/12 Rebiülevvel 1415 (18/19 Ağustos 1994) kutlanması gereken hafta gerekçe gösterilmeden (Hicri Takvim’in 10/11 gün kısa olması dolayısıyla o yıllarda yaza doğru yaklaşan Mevlid Kandili Türköne’nin yazısında açıkladığı üzere o dönemde kış aylarına gelmesi söz konusu değildir) Mahmut Paşa el-Felekî’nin hesaplaması doğru kabul edilerek miladi takvime göre 20-26 Nisan tarihine sabitlendiği açıklanmıştır. Bu yıldan itibaren hafta içerisinde sempozyum düzenlenmeye başlamıştır. Kutlama Haftası’nın bu tarihe sabitlenmesi ile Muhammed’in doğum günü yılda iki defa kutlanmaya başlamıştır. 1995 yılından itibaren yine Türkiye Diyanet Vakfı aracılığı ile Muhammed’e yazılan naatlarda gül ile özdeşleştirilmesinden esinlenilerek “Bir Dal Gül Ver” kampanyası başlatılmıştır. 1996 yılında “Kutlu Doğum Aşı” adı altında da Diyanet Vakfı, hazırladığı 3500 kişilik etli pilav ve ayranı, Kocatepe Camii avlusunda ilk kez teşrif edenlere ikram etmiştir.

Miladi takvime göre 20-27 Nisan olarak sabitlenen bu etkinlik Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile Türk Milletinin egemenliğini eline aldığı tarih olan 23 Nisan 1920 tarihi esas alınarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ulusal çapta kutlanan bayram ile çakışması halktan ve sivil toplum kuruluşlarından alternatif bir kutlama olarak halkın arasına sokulmak istenen bir çeşit fitne olduğu tepkisi ile karşılaşmıştır.

kutlu doğum haftası ile ilgili görsel sonucu

Çocukları ve ailelerini bu bayram ile kutlama haftası çerçevesinde düzenlenen Kuran okuma yarışmaları gibi etkinlikler arasında seçim yapmaya zorlayan düzenlemeler karşısında Genelkurmay Başkanlığı da bir basın açıklaması yaparak gelişmelere kayıtsız kalmamıştır. Açıklamasında bazı örnekler vererek çalışmaların alternatif bir tören olarak görüldüğü ve bölücülük çalışmalarıyla benzerliklerinin altını çizmiştir.

Ayrıca etkinliğin son gününün Fethullah Gülen’in doğum tarihi (27 Nisan 1941) ile çakışması kutlamanın bu kişiye atfen yapıldığı konusunda ayrı bir tepki doğurmuştur.

Gelen tepkiler üzerine 2008 yılından itibaren etkinlik tarihi bir hafta öne alınarak değiştirilmiş ve 14-20 Nisan tarihleri arasında düzenlenmeye başlamıştır.

AKP döneminde bu kutlamaların resmi bir törene dönüştürülmesi, siyasi parti liderlerinin öne çıkması dikkat çekmeye başlamış, din ve siyasetin bir araya geldiği bir hafta olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Bunun en önemli örneği ise Resmi Gazete’nin 13 Şubat 2010 tarihli sayısında yayımlanan bir genelgede görülebilmektedir. Bu genelgede Kutlu Doğum Haftası’nın kutlanmasına ilişkin usul ve esaslar tek tek sıralanmıştır. 2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesiyle okullarda Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlenmiştir.

2013 yılında yapılan kutlamalar da mecliste bulunan parti liderlerinin katıldığı açılış töreni, dini içerikli sözler ile birbirlerine gönderdiği siyasi mesajlara sahne olmuştur. Diyanet İşleri Başkanı’nın Diyarbakır Belediye başkanı ile verdiği pozlar dinin ve diyanet işlerinin bazı çıkarlar doğrultusunda kullanıldığı tepkisi almıştır.

& & & & &

Hz. Muhammed Sözleri 

-Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yan yanayız” buyurmuştur.

-Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.

-Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

-Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

-Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’a, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

-(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.

-Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

-Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler.

-Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir.

-Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

-İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Günün Şiiri

Sen Doğdun

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların…
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu…

Sen doğdun,
süzüldü göz yaşı yanığından
seni iki aleme müjdeleyen ananın…

Ey mahzun gönüllere güneş olan,
han olan…
Ey sevgi bağında aşk-ı kadim sevgili…
Ey kalp gözü kapalı cehaletin çağında,
Mekke’den doğan güneş,
alemin rahmet seli…

Asırlar ötesinden insanlığa cân olan,
şahadet ırmağında dalgalanan meşale…
Doğduğun güne hasret,
öksüz,
ve yetim cihan…

Ey sultanlar sultanı,
kimsesizler kimsesi…

Rahmetsin alemlere,
kainata işaret…

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur…
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkar kullar perişan olur…

Kalmasın hiçbir gönül senin adından öksüz,
Kelebekler baharı adınla müjdelesin…
Kalplerde nefes nefes,
hep senin adın vursun…
Yeni doğan nur yüzlü bebeklerin kalbine
yöneldiğin kıblenin,
şanlı mührü vurulsun…

Hira’dan doğan güneş,
gül olup yağan sendin,
Cebrail’in sardığı o zarif beden sendin,
Batılın yüz tuttuğu karanlık bir kıtada
Rahman’ın alemlere çizdiği öz desendin…

Ey gönül dergahımın,
mukadder sevgilisi…

Doğsun batan o güneş yeniden dünyamıza
Dalga dalga yükselsin Semave’nin suları,
Dualar perçinlensin akan göz yaşlarımıza
Yeni baştan yıkılsın Kisra’nın sütunları..

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların…
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu…

Diri diri toprağa gömülen tomurcuklar,
filizlendi,can verdi
batıla mezar oldu…

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur…
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkâr kullar perişan olur…
Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here