İskenderun Özel Palmiye Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murşit Acemoğlu, kolik bebeklerle ilgili ailelere yönelik tavsiyelerde bulundu.
Doğumun ardından, ilk ya da ikinci haftada ortaya çıkan kolikin, bebeklerde kasılma ve ağlama nöbetleri şeklinde görülen, anne ve babaları bir hayli endişelendiren bir durum olduğunu ifade eden Acemoğlu; “Bebeklerin yaklaşık olarak %20’sinde olduğu düşünülen bu durum, bir hastalık ya da hastalık belirtisi değildir. Gaz sancısı olarak da tanımlanabilen kolik bebek tanısının koyulabilmesi için 3 ya da 4 aydan küçük bebekte, haftada en az 3 gün boyunca ve gün içinde yaklaşık 3 saat süren huzursuzluk, kasılma ve ağlama nöbetleri görülmesi gerekir. Kolik bebek varlığında ağlama, normal ağlamalardan farklıdır. Farklı bir deyişle bebek ağlamaya başladığında sakinleştirilemez ve ağlama nöbetleri çoğunlukla, öğleden sonra ve akşamları görülür. Nadiren de olsa ağlama krizleri 24 saat sürebilir. Kolik bebeklerin ağlaması çoğunlukla her gün görülür. Zaman zaman ağlama krizleri dursa da aniden tekrar başlayabilir. Kolik bebeğin ağlama nöbeti, çoğunlukla gaz çıkarmasıyla sonlanır. Bebeğin ağlaması farklı bir durumdan kaynaklanmıyorsa ağlamalar, çoğunlukla 3. aydan sonra azalarak biter. Gaz sancısından kaynaklanan bu durumda bebeğin sakinleşmesine yardımcı olan bazı yöntemler bulunur” dedi.
Kolik Bebek belirtilerini sıralayan Acemoğlu; “Bebeklerin beslenme ve uyku düzenlerini etkileyen koliğin yaygın olarak görülen belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Kolik bebekler sıklıkla bacaklarını karınlarına doğru çeker ve gergin bir şekilde uzatır. Ağlama krizleri sırasında zaman zaman sırtını yay gibi gerer.
Kolik bebekler ağlarken ellerini yumruk yapar, kol ve bacaklarını savurur. Ağlarken, yüzü acı çekiyormuş gibi görünür ve kıpkırmızıdır. Karnı şiştir ve ağlama çoğunlukla kaka yaptıktan ya da gaz çıkarttıktan sonra sona erer. Meme arayan bebek, memeyi emerken birden bırakarak ağlar ve daha sonra tekrar meme arar. Ağlama sesinin şiddeti normalde olduğundan daha fazladır. Ağlama süresi günde 3 saatten fazladır” diye konuştu.
Kolik Bebeklerin nasıl sakinleştirileceği konusunda da ailelere tavsiyelerde bulunan Acemoğlu; “Bebeğin yavaş ve ritmik bir şekilde kucakta, pusette ya da yatağında sallanması, bazı kolik bebeklerin sakinleşmesinde etkilidir. Bebek, kucağa alındığında anne ya da babanın göğsüne yaslanması, bebeğin güven duymasını sağlar. Bebek, göğüse yaslı pozisyondayken çok hafif ve ritmik bir şekilde bebeğin sırtına ya da poposuna vurulabilir. Bu işlem bebeğin incinmesine yol açabileceğinden vurma eylemi, el hareketiyle değil hafif parmak hareketleriyle, dokunma şeklinde yapılmalıdır. Dinmeyen ağlama krizine giren bebeklerin arabayla gezdirilmesi de etkili bir yöntemdir. Arabanın sallanma hareketlerinin yanı sıra sesinin de bebekler üzerinde sakinleştirici etkisi olduğu düşünülür.
Bazı bebekler anne ya da babalarının sesiyle de sakinleşebilir. Bebeğe şarkı söylemek ya da onunla sakin bir ses tonuyla konuşmak, bebeğin rahatlamasında etkili olabilir. Anne ya da babanın bebeği kucağına alıp sırtüstü yatırması ve bu sırada hafif bir şekilde sırtına vurması ya da sıvazlaması bebeğin rahatlamasını sağlayabilir. Bebeğin ağlama nöbetleri sırasında emzirilmesi ya da emzik verilmesi, bebeğin sakinleşmesine yardımcı olabilir.
Ebeveynin sırtüstü yatar pozisyondayken bebeği yüzü koyun şekilde göğsüne yatırması bebeğin sakinleşmesini sağlayabilir. Bazı bebekler, ebeveynlerinin kalp atışlarını duyduğunda da sakinleşebilir. Bazı kolik bebekler, ılık suyla yıkandıklarında aniden sakinleşebilir. Banyo sırasında bebeğin karnına ve sırtına su tutulması ve hafifçe masaj yapılması da etkili olabilir” şeklinde ifadelere yer verdi. (Haber: Helga TERBİYELİ)