Dört kişilik bir aile bir kebapçıya gitseniz, en az 1500 liradır. Tabii buralarda… Büyük şehirlerde bu rakamın üzerine en az bin lira daha koymanız gerekir. Bu durumda bir emeklinin veya asgari ücretlinin ailesini alıp bir lokantaya gitmesi mümkün mü? Elbette değil!
Büyük kentlerde, CHP’li belediyelerin kurmuş olduğu “KENT LOKANTALARI” halk için adeta birer can simidi oldu. Özellikle üniversite öğrencileri için birer kurtarıcı… Kent lokantaları yurdun dört bir yanına yayılmalı, daha da fazla açılmalı. Dışarıda beş yüz liraya yiyebileceğiniz bir yemeği bu lokantalarda en fazla 60-70 lirayla yiyebiliyorsunuz.
İskenderun’da 200 gr. ekmeğin resmi rayiç bedeli 10 lira. Buna rağmen bazı fırınlar aynı ekmeği 6-7 liradan satıyor. Zarar mı ediyorlar? Hiç sanmam. Kim zararına satış yapar? 10 liraya satan da, daha düşük fiyattan satan da işçi çalıştırıyor, kira veriyor, vergi ödüyor. Demek ki kazanıyor. Biri ucuza satıyor, sürümden kazanıyor, diğeri çok kazanıyor.
Belediyeler dört kap yemeği 40-50 liradan verirken zarar ediyor mu? Belki maliyeti kurtarıyor ama zarar etmiyordur. Amaçları fakir halkı ucuz yemekle buluşturmak.
12.500 lira maaşı olan bir emekli için evde yemek yapmak bile çok zor. Hele evi kira ise, faturaları, varsa çocuklarının okul masrafları, Tanrı yardımcıları olsun. Emekli ve asgari ücretli bu ülkede yaşamıyor, adeta sürünüyor. Daha doğrusu mucizeler yaratıyor. Ülkede sosyal yardımla geçinen insan sayısının 2023 yılı verilerine göre 5 milyonu bulduğu söyleniyor. İnsanımızın hali perişan, yürekler acısı.
Büyük şehirlerde belediyeler kreş açıyor. Fiyatları çok cüz’i. Ama yine bu kreşleri açan belediyeler de muhalefet partilerine ait. Milli Eğitim Bakanlığı bu kreşlerin kapatılması için belediyelere yazı yazdı. Kreş açmak milli eğitimin işi imiş! O kreşlerde çalışan öğretmenler milli eğitim okullarından mezun öğretmenler değil mi? Eğitim devletin işi ise bu kadar özel okul neden var? Onları da kapatsanıza…
Evet, Eğitim de, Sağlık da devletin işi olmalı. Ve ücretsiz verilmeli. Bir ülkede turistik oteli olanları, hastane sahiplerini bakan yapıyorsanız, o ülkede eşitlik ve adaletten bahsedemezsiniz! Milletvekilleri ticaret yapmamalı. İşadamları bakan olmamalı.
Hatay, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminden en fazla zarar gören bir il. Lakin şu anda Türkiye’nin en pahalı şehirleri arasında. Belki de en pahalı olanı. Bir ekmek bir yerde 10 liraya satılıyor, bir diğer fırında 6 liradan işlem görüyorsa, hiç mi kontrol mekanizması işlemiyor. Gidin basit bir paça çorbası için bakalım fiyatı ne kadar? 220 liradan satılıyor beyler. 3-5 parça et varsa içinde, gerisi su… Belediyeler ne iş yapıyor?
Halka ucuz yemek yedirmek yalnız muhalefet belediyelerinin görevi değil. İktidar belediyeleri de bu işi pekâlâ yapabilir. Muhalefet, adına “KENT LOKANTALARI” demişse siz de “HALK LOKANTALARI” diyebilir veya farklı isimler verebilirsiniz. Halk için siz de kreşler açabilirsiniz.
Sosyal belediyecilik budur!