Karne Bir Karine midir?

0
285

Fransızcadan dilimize geçen karne, Pedogojik bir kavram olarak “Öğrencilere dönem sonlarında verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge” anlamında tanımlanıyor..

Hukuki bir kavram olan Arapça karine ise, “mevcut ve bilinen olgulardan, varlığı bilinmeyen bir olgu hakkında sonuç çıkarmamızı sağlayan bir ipucu, işaret, belirti oluyor.. İddiasını karineye dayandıran kişi, bu karine dolayısıyla iddiasını ispat yükünden kurtuluyor, ispat yükü karşı tarafa geçiyor..

Karne, çoğu aile tarafından çocukların gelecekteki haline yönelik bir ipucu, işaret, belirti olarak değerlendiriliyor..  Dolayısıyla karnelere, sadece çocuğun dönemlik öğrendiği konularla ilgili değil, sanki yaşamın tüm dönem konu ve başarımlarını da içeriyormuş gibi farazî bir yorumla olmayan bir değer atfediliyor.. Bu yorum karneleri, öğrencilerin “derslerinin bir dönem nasıl olduğunun” değil, onların yaşamlarının tüm dönemlerinde “nasıl biri olduğu/olacağının” tespitini yapan bir kanıta dönüştürüyor.. Özetle, sübut bulmuş bu görüşten hareketle karneler, çocukların gelecekteki haline yönelik bir hüküm isnat ve iddia edilebilecek karine gibi değerlendiriliyor.. İddiasını karne karinesine dayandıran kimi anne babalar çocuğunun ve kimi eğitimciler de öğrencisinin, başarı veya başarısızlık iddiasını ispat yükünden kurtuluyor, ispat yükü öğrencinin veya çocuğun üzerinde kalıyor.. Ve fakat bu eğitimin doğasına da, değerlendirmenin hukukuna da aykırı bir hüküm verme oluyor.. O halde karnelerin bir karine olmadığının, eğitimin doğasına ve değerlendirmenin hukukuna uygun ispat edilmesi gerekiyor..

1.Eğitimin doğasında; “şuurlu bir hayatın yaşam boyu farkında olması veya farkına vardırılması sürecidir” tanımı bulunuyor.. Bu süreçte dönemsel planlı etkinlikler öğretimi tanımlıyor ve öğrenciler farklı zamanda farklı türde ve farklı hızda ilerleyerek gelişiyor.. Sürecin devamında ortam ve koşulların değişebilir olduğu gerçeği, dönemsel başarı başarısızlıkların da değişebilir olduğuna karine teşkil ediyor.. Ki bu da “İki günü eşit olan zarardadır” karinesinin yorumu anlamında “son tahlilde gerçek yaşamı üretmek ve yeniden üretmek” demek oluyor..

2.Öğrencilerin bir dönemlik bilinen ders başarı puanlamalarını gösteren karnelerin, çocukların bilinmeyen sonraki dönemleri hakkında sonuç çıkarmamızı da sağlayan bir karine olup olmadığına ilişkin kritik bir hüküm vermek için elimizde belirli kriterlerin olması gerekiyor.. Eleştirel bir durum değerlendirmesi tanımlı kritik sözcüğünün Grekçe kökeninde krino bulunuyor ve bu ayırmak, seçmek, yargılamak anlamlarına geliyor.. Ayırma, seçme, yargılama işinin belirli kriterlere göre yapılması ise, değerlendirmenin hukukî meşruiyetinden geliyor..  Bu meşruiyet, ölçme yöntem, birim, araç ve kriterlerin yeterlik düzeyi, güvenilir olması yanında, hukukî gerçekliğini ve geçerliliğini de açığa çıkartıyor..

3.Konu ile ilgili tanımlar, eğitim öğretim etkinliklerinin bilimsel, felsefi ve sanatsal boyutlarını ölçmemize ve değerlendirmemize birer veri oluyor.. Kavramsal verileri değerlendirdiğimizde, felsefi eğitim amacımıza, bilimsel öğretim aracıyla erişmeye çalıştığımız sonucu çıkıyor.. Başka bir ifadeyle eğitim; felsefi sanatsal bir amaç, öğretim; bilimsel zanaatsal bir araç oluyor.. Kaldı ki, eğitim de dahil her türden sanatsal etkinlik, etik ve estetik kaygıları da içeriyor..

4.Şimdi durup düşünelim: Karneler bilimsel ölçme verilerini öğrencilere ve velilere gösteren bir araç mı? Veya felsefi etik ve estetik değerlendirmeleri içeren eğitimsel bir amaç mı? Şimdi dönüp bir daha düşünelim: Karnelerde; ders puanlamaları ötesinde, çocuklarımızın beceri, tutum, davranış, yetenek kazanım ve gelişim düzeylerini inceleyerek bir değerlendirme yapabilmemize yönelik güvenilir, gerçek ve geçerli kritik göstergeler var mı? Bu türden kriterler karnelerde olmadığına göre; o halde karneler, çocuklarımızın bilinmeyen sonraki dönemleri hakkında sonuç çıkarmamızı sağlayan bir karine de olamaz..

Son tahlilde ben, “İki günü eşit olan zarardadır” karinesini, “gerçek yaşamı ürettiğimiz ve yeniden ürettiğimiz” hayat karnemizin kritik bir kriteri olarak kabul ediyor, öğrencilerimize ölçülü bir tatil yapmalarını ve tatili “zararsız” değerlendirmelerini diliyorum..

Selam ve saygılar…

ozdemirgurcan23@gmail.com