Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, İskenderun’daki angus sevkiyatının yol açtığı sorunların son haftalarda daha ciddi düzeylere ulaştığını vurguladı.
İskenderun’da yapılan canlı hayvan ithalatına dair uzun zamandır eleştiride bulunduklarını hatırlatan Kara, “Ülkemizdeki et fiyatlarını düşürmek, arz-talep dengesini sağlamak için, yaklaşık 10 yıldır canlı hayvan ithal ediyoruz. Kamuoyu, bu süreci, Güney Amerika’ya özgü bir sığır cinsi olan angus ile tanıyor. Arşivler, angus ithal edilmesinin yol açacağı olası problemlerle ilgili haberlerle dolu. Bizler de İskenderun’da uzun yıllar yürüttüğümüz çevre mücadelesinde bu konuyu ele aldık. Çünkü Limak Port üzerinden yapılan angus sevkiyatı, İskenderun’u yavaş yavaş hasta ediyor. 10 bin kilometre uzaktan, başka bir iklim ve coğrafyadan getirilen bu hayvanlar, kaçınılmaz olarak, çok yoğun bir koku ve kirliliğe neden oluyor.
Gemide ölen anguslar İskenderun Körfezi’ne atılıyor, sevkiyat sırasında kaçanlar ise trafik kazalarına neden oluyor. Yurttaşlarımızın şikayetlerini duyurmak için, çevre mücadelesi verdiğimiz günlerde sürekli eylemler, basın açıklamaları yaptık. ‘Yanlış bir yol izliyorsunuz, bu hatanızdan vazgeçmezseniz hem İskenderun hem Türkiye kaybedecek’ dedik. İktidar, her zamanki vurdumduymazlığı ile bizi dinlemedi. Ancak son haftalarda sorun, bambaşka bir düzeye ulaşmış durumda” dedi.
“Salgın Tehlikesi Hiç De Uzak Değil”
İskenderun’da yurttaşların yoğun biçimde cilt yaraları şikayetiyle hastanelere başvurduklarını söyleyen Kara, “Meclis kürsüsünde konuşarak, soru önergesi vererek, İskenderun’da sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek iktidara seslenmeye çalıştık. Ulusal ve yerel düzeyde bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini anlatmaya gayret ettik ancak iktidar, İskenderun’a kulaklarını kapattı. Bazı çıkar çevrelerinin de araya girmesiyle, angus sevkiyatı, tüm yan etkilerine rağmen devam ettirildi. Ama son haftalarda İskenderun’da yurttaşlar hastanelere, sağlık ocaklarına akın ediyor.
İnsanlarımız kaşıntı, kızarıklık, şişkinlik ve nihayetinde iltihap dolu yara şikayetiyle sağlık kurumlarının kapısına yığılmış durumda. Sinekler öbek halinde kent merkezinin içine yayılmış durumda. Görüntüler, bir halk sağlığı sorunuyla karşı karşıya bulunduğumuzu; bir salgın tehlikesinin hiç de uzakta olmadığına işaret ediyor. Yara içindeki yurttaşlarımızın görüntüleri, şikâyetleri karşısında yetkililer halen suskun. İktidar, çözüm önerilerimizi dinlememiş; İskenderun’u bilerek, birilerini zengin etme hesabıyla, kirlilik ve hastalığa teslim etmiştir. Bu konuda artık üç maymunu oynamanın imkânı kalmamıştır.
Yurttaşları kokusuyla, pisliğiyle, sinekleriyle canından bezdiren angus ithalatı devam ettirilecekse, başka bir limandan sürdürülmelidir. Kenti istila eden sineklerin bir hastalık taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, ilaçlama gibi önlemlerle bu sineklerin daha fazla yayılmasına engel olunmalıdır. Ama en önemlisi yerli et üretimini artıracak, böylece başka bir kıtadan ithalat yapmayı gereksiz kılacak bir hayvancılık politikası geliştirilmelidir. İskenderun halkı olarak, çıkar çevrelerinin cepleri dolsun diye mikroba boğulmak istemiyoruz” diye konuştu. (Haber Merkezi)