Değerli okurlarım, konunun özünü en sonraya bıraktım ki, akıllarda kalsın ve unutulmasın diye. Bazı konular vardır ki, üçe beşe bölerseniz hem geriye bir şey kalmaz ve hem de bazılarının kafasına “Dank” etmez. “Kafası Kıyak Futbol” ne demektir sizce? Bakınız, dünyayı tozpembe gören, gözünü budaktan sakınmayan, her şeyin külliyen iyisini düşünen, skoru belirleyen… Kafsı kıyak futbol işte budur!
Kasımpaşalı bir dostum var, Allah ona riyadan başka hiçbir şey nasip etmemiş ama delikanlılık denilince en önde gideni. Yani ilk sırayı kimseye vermeyenlerden… Geçenlerde mikrofonu eline almış, selamsız sabahsız, hatır gönül sormadan, aç mısınız tok musunuz demeden, Arap Birliği mi? Avrupa Birliği mi? açıklamasında bulunmadan, aynen şunları irat buyurdu… “Kafası Kıyak Gençlik İstemiyoruz” aynen böyle söylemişti.
Kafası kıyak “Gezi”nenlerden şikâyetçi olmalı diye düşünüyorum. Ezilmiş ne idüğü belirsiz hale gelmiş bir pet şişesi için dünyayı ayağa kaldıran, bir imamın aile düzenini bozan, bira içmek ahlaksızlıktır diyerek mangalda kül bırakmayan, bu zavallı arkadaşıma zaten kafası kıyak gençlik gerekli cevabı verdi de, meyse şimdi! Tamam, haklısınız, kafası kıyak gençlik istemeyelim. Zaten dinimizde de böyle şey yok. Onlar iyi dindar ya, bütün mesele oradan kaynaklanıyor. Bira içip ahlaksız olmayın diyorlar.
Ancak, Avrupa’ya şöyle bir bakalım. Kafası kıyak gençlikten geçilmiyor ve kimsenin ses çıkardığı da yok. Korktuklarından mı tabi ki hayır! Avrupa’da kafası kıyak olmayan insan yok, bulamazsınız. İngiliz gençlerinin kafası kıyak, Fransız gençlerinin zaten kafası kıyak, Alman gençleri birayı en çok tüketenler. Geri ne kaldı? Danimarka, İsveç, İtalya bunların kafası kıyak değil mi ki?
Kafası Hollanda milli takımı, bizim kafası ayık milli takımımızı acımadan bir solukta kupanın dışına itmediler mi? Bu saydığım ülkelerin kafası kıyak gençleri neredeyse sporun her dalında emsallerin en iyisi ve bizden de çok-çok iyiler. Avrupalı gençler içmiyorlar, ama bizim çapulcular içiyorlar. Ama bizi hep yeniyorlar, nal toplatıyorlar. Gençlerimizin yediğine içtiğine karışıncaya kadar öncelikle ve ivedilikle kendi “Kafa Yapımızı” değiştirelim. Dost Acı Söyler.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA